Gündem

Yıldıray Oğur: Din değişmedi ama güç ilişkileri, siyasi tercihler değişti

“Bu ülkeyi başkalarıyla paylaşmak zorundayım, bu ülkeyi başlarıyla paylaşmak zorundasın”

29 Nisan 2020 08:49

Karar gazetesi yazarı Yıldıray Oğur, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın "Lutiliği, eşcinselliği lanetliyor. Nedir bunun hikmeti? Hastalıkları beraberinde getirmesi ve nesli çürütmesidir bunun hikmeti" sözleri ve Ankara Barosu ile Diyarbakır Barosu'na soruşturma açılmasını bugünkü köşesinde yorumladı. LGBTİ yürüyüşünün AKP döneminde olduğunu belirten Yıldıray Oğur, " Peki ne oldu da bütün bu yıllar boyunca bu kadar sert biçimde ifade edilmeyen, hatırlanmayan eşcinsellikle ilgili İslami akideler, bugün bu kadar sert ve net biçimde hatırlanıp, ifade edilmeye başlandı?  'İslam hoşgörü dinidir' sözlerinin, Mevlanalı, Yunuslu cümlelerin yerini, ne zaman 'Din bu, beğenmiyorsan çık' tekfirciliği aldı?  Tabii ki din değişmedi ama güç ilişkileri, siyasi tercihler değişti." düşüncesini dile getirdi. 

Oğur, "Muhalefetteyken, zayıfken ya da iktidarda olup henüz tam muktedir değilken kullanılan ikna dili, hoşgörü söylemi, laik argümanlar, sorgusuz iktidar konforunda yerini büyük bir özgüvenle 'burada bizim dediğimiz olur'a bırakıverdi.  Daha önce Kemalist laik iktidarların, askerlerin de böyle zannettikleri zamanlar olmuştu. Ama Türkiye’nin her kesimin asla unutmaması gereken büyük, bazıları için can sıkıcı bir gerçeği var; Bu ülkeyi farklı hayat biçimlerine, inançlarına ve inançsızlıklarına sahip insanlarla paylaşıyoruz. Eskiden de böyleydi, şimdi de böyle, ileride de böyle olacak." görüşünü savundu. 

Oğur, "Bu ülkenin otantik, yerli bir halkı, esas sahibi yok. Seksist bulunmayacaksa Türkiye kimsenin babasının malı değil, herkesin babasının malı.  Her türlü uzlaşma, alttan alma, diyalog çabasını eziklik olarak görenlere nasıl anlatılabilir bilmiyorum ama hoşgörü, bir adım geri atmak,  hayat tarzlarına saygı liberal tavizler, yüce gönüllülükler ya da bize Mevlanalardan, Yunuslardan kalan bir Anadolu irfanı değil, asgari standartlar içinde yaşayabilmemiz için zorunluluklar. Başkasını yapmak gibi bir tercih hakkımız bile yok. Eşcinselliği lanetli, hastalıklı, sapkın bulabilirsiniz. Buna karşı medeni-demokratik sınırlar içinde mücadele de edebilirsiniz. Dünyada da böyle düşünen çok sayıda insan var. Bu görüşün 'homofobi bu denerek' susturulması bu fikri yok etmediği gibi daha da radikalleştiriyor. Ama lanetli diyerek de eşcinseller ortadan kaybolmuyor. 19’ıncı yüzyılın sonunda Ahmet Cevdet Paşa, Maruzat’ta gayet açıkça yazdıktan sonra da bitmediği gibi." ifadesini kullandı.

Oğur yazısında şunları kaydetti: 

"Sadece inancınız olması yetmiyor, bu inançla ne yapacağınız, onlarla nasıl birlikte yaşayacağınızla  ilgili bir fikriniz, teklifiniz de olması gerekiyor. Tabii ki bu teklifin, insan haklarına uygun olması, onlarla bunu konuşmak için medeni bir diyalog kurmanız da gerekiyor.  Sevseniz de sevmeseniz de fikirlerinden, inançlarından ya da inançsızlıklarından, yaşam tarzlarından, cinsel tercihlerinden, ırklarından, mezheplerinden hoşlanmadığınız milyonlarca insanla birlikte yaşamak zorundasınız.  Lanet olsun ama dünya böyle bir yer işte. 

Türkiye de hiçbir zaman laiklerin ya da dindarların ya da milliyetçilerin ya da solcuların hayallerindeki ideolojik cennet olmayacak. Daha önce deneyenler başaramadı, bundan sonra deneyecekleri de aynı akıbet bekliyor.  Kimse başkalarını ikna etmeden en mükemmel ütopyalarını hayata geçiremeyecek. Türkiye böylesine ütopyalar, ideolojik hayaller için fazlasıyla heterojen bir toplum. Tepeden inmeci her denemenin de bunu deneyenlere maliyeti ağır oldu. Başörtüsü yasakçıları unutuldu gitti, bir kısmı iktidar propagandistine dönüştü. O yüzden artık buzdolabısına magnet olarak mı, duvarına post it olarak mı yapıştırır ama herkesin sürekli gözünün önünde şu yakıcı, can sıkıcı gerçek asılı durmalı, herkes hesabını buna göre yapmalı:  “Bu ülkeyi başkalarıyla paylaşmak zorundayım, bu ülkeyi başlarıyla paylaşmak zorundasın”.

Yazının devamı için tıklayın

Ne olmuştu?

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Diyanet TV'de yayınlanan hutbesinde, "İslam zinayı en büyük günah kabul ediyor. Lutiliği, eşcinselliği lanetliyor. Nedir bunun hikmeti? Hastalıkları beraberinde getirmesi ve nesli çürütmesidir bunun hikmeti" ifadesini kullanmıştı.

LGBTİ+'ları hedef gösteren Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'a yönelik açıklamaları nedeniyle Ankara ve Diyarbakır baroları hakkında soruşturma başlatıldı. 

TIKLAYIN | Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, LGBTİ+'ları hedef gösterdi: 'Nesli çürütüyor'

TIKLAYIN | LGBTİ+'ları hedef gösteren Diyanet İşleri Başkanı’na Ankara Barosu’ndan tepki: Konuşmayı şaşkınlık ve ibretle izledik

TIKLAYIN | Diyanet Başkanı Ali Erbaş'a yönelik açıklaması nedeniyle Ankara Barosu'na soruşturma başlatıldı

TIKLAYIN | Diyarbakır Barosu yöneticilerine de Diyanet soruşturması