Spor

'Yenilikler peşindeyiz'

Fabio Capello, İngiltere'deki futbol anlayışını teknik ve taktik yönden değiştirmeye çalıştırdıklarını söyledi.

12 Ocak 2009 02:00


'UEFA 2008 Avrupa Şampiyonası Teknik Analizi' konulu panele katılan İngiltere A Milli Takım Teknik Direktörü Fabio Capello, İngiltere'deki futbol anlayışını teknik ve taktik yönden değiştirmeye çalıştırdıklarını söyledi.


21. Uluslararası Çalıştırıcı Gelişim Kongresi'nde, teknik direktörler Fatih Terim, Luis Aragones ve Fabio Capello'nun katıldığı ''UEFA 2008 Avrupa Şampiyonası Teknik Analizi'' konulu panel düzenlendi.

Oturum başkanlığını Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) eski Başkanı Dr. Levent Bıçakçı'nın yaptığı panelde teknik direktörler katılımcıların sorularını cevaplandırdı.

İngiltere Milli Takımı'nın teknik direktörlüğünü yürüten Fabio Capello, başarı kazanmak için mücadele etmek gerektiğini kaydetti. Fatih Terim'in bir takım yaratarak ona büyük bir enerji verdiğini belirten Capello, Aragones'in de uzun zamandır bu tür turnuvalarda başarısız olan İspanya'da yepyeni bir ruh yarattığını anlattı.

EURO 2008'de takımların genellikle toplu savunma ve toplu hücum oynadığını dile getiren Capello, modern futbolda takımların topa sahip olmak istediğini vurguladı. Bu isteği EURO 2008'de sadece İspanya'nın gerçekleştirdiğini ifade eden Capello, başka takımların onu taklit etmeye çalıştıklarını, ancak başarılı olamadıklarını söyledi.

Şampiyonadaki en büyük hayal kırıklığının Fransa olduğunu belirten Capello, ''Kağıt üzerinde çok güçlü takımdı ama sahada varlık gösteremediler. Kazanmak için sahip olmaları gereken ruha sahip değillerdi. Portekiz çok iyi oyunculara sahipti ama çabuk elendi. Güçlü ve iyi bir takımdı, ama mücadelede yapması gerekenleri gerçekleştiremedi. EURO 2008'de çok yenilikler, ilginç şeyler görmedik. En ilginç şey Terim'i dinlerken gördüklerimizdi. Bir takımın, takım ruhunu nasıl kazanacağı... Rusya başlangıçta üzerimde olumlu etki bıraktı, ama zaman içinde bu özelliğini yitirdi. Almanya kanımca çok güçlü değildi belki, ama her zaman olduğu gibi ilk 4'e girmeyi başardı. Sonuna kadar mücadele azimleri çok önemli. Türkiye-Hırvatistan maçını izledim. Tarihi bir maçtı bence. Uzun top oynamaktan bahsediliyor ama Türkiye'nin kalecisi çok iyiydi. Ceza sahasından vuruşunu hemen kullandı, hiç zaman kaybetmedi ve bu vuruşlar çok tehlikeli oldu. Türkler son anda kazanmayı bildiler. Avrupa Şampiyonasını, en iyi takım kazandı. Bundan büyük coşku duydum. Aragones sadece Barcelona'nın futbolunu milli takıma oynatmayı bildi. Güven doldular. Oysa ki bu güven duygusu eskiden eksikti. Artık Aragones yok'' dedi.

İNGİLTERE'NİN PSİKOLOJİK SORUNU

İngiliz Milli Takımı'nın yeni teknik direktörü olduğunu vurgulayan Capello, ''Ulusal bir takımın antrenörü olmanın zorluklarını yeni anlıyorum'' dedi.

Capello, milli takım antrenörlerinin kazanma isteklerini farklı kulüplerden gelen oyunculara aktarmak zorunda olduklarını vurgulayarak, bunu en iyi İtalya'nın eski teknik direktörü Lippi'nin yaptığını söyledi.

İngiltere'nin deplasmanda rahat maç kazandığını belirten Capello, ''İngiltere Milli Takımı, Wembley'de oynadığında korkuyor. Psikolojik sorun var. Biz insanoğlu olarak kafamıza önem vermeliyiz. Zihin programlanmalı. Bir takım korkarsa başarılı olması zor. Almanya'nın belli nitelikleri var. Çok çok iyi bir takım değil, ama inanıyorlar. Adeta tank gibiler ve sonuna kadar mücadele ediyorlar. Bu sayede her şeyin üstesinden gelmesini başarıyorlar'' şeklinde konuştu.

Capello, teknik adamların oyunun ancak yüzde 20'sine etki sağlayabileceğini ve bunun da önemli bir oran olduğunu sözlerine ekledi.

Capello, İngiliz futbolunda çok büyük değişim olduğunu, kendisi gibi yabancı antrenörlerin İngiltere'ye olumlu değişimler getirdiğini belirterek, ''İngiltere'de artık antrenörler topun yerden oynanmasını istiyorlar. Yenilikler getirmeye çalışıyoruz. Taktik ve teknik yönden İngiltere'deki futbol anlayışını değiştirmeye çalışıyoruz. Daha mücadeleci bir lig yaşatmak için mücadele veriyoruz'' dedi.

Capello, bütün oyuncuları değerlendirmek gerektiğine dikkati çekerek, ''Oyuncunun yapması, bizim yapmamız gereken şeyler. Çok iyi bir futbolcuyla daha tecrübesiz oyuncuyu beraber oynatmak kolay değil. Bunu ekip ile yapabilirsiniz. Ekip olmadan başarı olmaz. Teknik ve taktik açıdan çok büyük gelişim yaşanıyor'' diye konuştu.

İki yıldan beri İtalya'nın dışında olduğuna işaret eden Capello, İtalya'da iyi antrenörlerin her zaman iş bulabildiğini, işsiz kalan antrenörlere İtalyan Futbol Federasyonu'nun katkısının bulunmadığını söyledi.

FATİH TERİM

Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim, 2008 yazının çok özel geçtiğini belirterek, ''Türk Milli Takımının özellikle geriden gelip öne geçtiği maçların gururunu birlikte yaşadık. O maçlar bize futbolun olağanüstü renklerini gösterdi'' dedi.

Turnuvanın hazırlıklarına Ocak 2008'den itibaren başladıklarını dile getiren Terim, turnuva öncesi Antalya'da yapılan ilk kampta, futbolcuları sevgilileri, aileleri ve çocuklarıyla biraraya getirerek futbolun dışına çıkarttıklarını söyledi.

Aday kadro belirlenirken sakatlıklar nedeniyle sıkıntı çektiklerini vurgulayan Terim, ''önce insan sağlığı'' ilkesiyle Gökhan Gönül'ü kadrodan çıkarttıklarını kaydetti. Terim, Milli Takımın sağlık ekibinin yüksek tempodaki maçlar içinde adeta revire dönen bir takımı finallere kadar taşıdığını dile getirdi.

EURO 2008 öncesi savunmada, bloklarda birbirinden kopmayan, hücumda çabuk oynayan, arkadaşına yardım eden, yardım etmek için koşan, kolektif oynayan, her konuda cesareti olan, oynadığı oyundan keyif duyan bir takım yaratmak istediklerini vurgulayan Terim, ''(Bunlar bizim oyun anlaşımız, felsefemizdir) dedik. Bu anlayışımızı arkadaşlarımızın iyi algıladığını düşünüyorum'' dedi.

ANTRENÖRÜN KATKISI

İsviçre maçında 2-0 mağlup iken bir forvet oyuncusunu çıkartarak orta sahayı güçlendirdiğini ve bu nedenle eleştirildiğini anlatan Terim, kendi içgüdüsü ve tecrübesini ortaya koyduğunu söyledi.

Terim, antrenörlerin, oyuncu değiştirerek ya da oyuncuların oyun sırasında yerlerini değiştirerek takıma müdahale ettiklerine dikkati çekerek, Hırvatistan maçında da ''başkalarına göre tedbir alması gereken'' bir durumda Semih'i oyuna aldığını kaydetti.

UEFA'nın açıkladığı ''En radikal karar alan hocalar'' listesinde olduğuna işaret eden Terim, teknik direktörlerin alacakları sorumlulukla oyuna müdahale etmelerinin önemli olduğunu belirtti.

Terim, ''Zaman zaman dinliyoruz, okuyoruz. 'Bir antrenörün oyuna katkısı yüzde kaçtır' diye. Bu konuşmalardan sonra antrenörün ne kadar katkısı var herkes daha iyi analiz etmelidir. Antrenör zaman zaman gelir tüm sorumluluğu alır. Kimse antrenörleri küçümser gibi, 'Antrenörün katkısı yüzde kaçtır' tartışmalarını bahis konusu etmemelidir'' dedi.

''MİLLİ TAKIM ANTRENÖRLÜĞÜ KOLAY DEĞİL''

Pres ve baskı konusunda çok fazla arayış içinde olan ve uygulayan bir antrenör olduğunu vurgulayan Terim, EURO 2008'de en kısa zamanda kaybedilen topları kazanma becerisi gösterdiklerini dile getirdi.

''Milli Takım antrenörlüğü çok kolay bir şey değil. Değişik yapıdaki oyuncuları bir oyun sistemi etrafında toplamak kolay değil'' diyen Terim, Türkiye'nin EURO 2008'de pas yüzdesinde üçüncü, topa sahip olmada da dördüncü olduğunu söyledi.

Terim, Türkiye'deki en büyük yanlışlardan birinin de ''her topun final topu olmasını istemek'' olduğunu savunarak, bu nedenle rakip ceza sahasına çok çabuk gidildiğini ve çok çabuk top kaybedildiğini dile getirdi.

OYUNCULARA ÖZGÜRLÜK

Yetenekli oyuncuları çok sevdiğini ve onlara taktiksel oyun içinde kalmak şartıyla özgürlük tanıdığını vurgulayan Terim, ''Örneğin Arda'nın en önemli özelliği dripling yapmak. Şimdi nasıl deriz 'Tek pas yap' diye. Taktiğe uyarak özgür olmalarını sağlayan bir anlayışla becerikli oyuncularımızı önlendirdik. Çok iyi yaptığı bir işi kendi disiplin anlaşınız içinde kısarsanız buradan bir şey alamazsınız. Sizin organizasyonunuz içinde onların becerileri çok daha önemlidir'' dedi.

EURO 2008'deki coşkunun 2008 Haziranına ait hoş bir anı olduğunu belirten Terim, bu başarının gelecek yıllarda sürekli tekrarlanması için çalışılması gerektiğini kaydetti. Terim, Türkiye'nin dünyanın sayılı futbol ülkeleri arasında istikrarlı ve kalıcı bir yer edinmesi için çalışmaya, bilimle el ele vermeye, yeniden yapılanmaya ve eğitime ihtiyacı olduğunu dile getirdi.

UEFA kriterleriyle uyumlu kulüplerin artması ve yarışmacı teknik direktörlerin yanı sıra genç yeteneklerin çok daha erken yaşta keşfedilmesi gerektiğini ifade eden Terim, üniversitelerle yoğun işbirliği gerektiğini söyledi.

LUIS ARAGONES

Fenerbahçe Teknik Direktörü Luis Aragones ise yaptığı konuşmada, İspanya'nın Avrupa Şampiyonası'nda başarıya getiren etkenlerin başında fiziksel kondisyonun geldiğini, iyi bir defans ve yerinde oyuncu değişikliklerinin başarıyı getirdiğini anlattı.

Aragones, ''Basın baskısı sadece Türkiye'de yapılmıyor. Gerçekten Türkiye'de basında çok baskı var. Basın önemli. Yaşım ve antrenör olarak geçirdiğim yıllarımı kullanarak, hem basınla, hem de takımla dengeyi sağlıyorum.'' dedi.

Aragones, stresin hem antrenör, hem ekip, hem de oyuncular için çok önemli olduğuna işaret ederek, ''Antrenörler olarak bizler çok stresli insanlarız. Biz konuşarak saha içindeki futbolculara stresimizi az yansıtarak pozitif futbol oynatmaya çalışıyoruz'' ifadesini kullandı.

Türk futbolunun çok hayati bir öneme sahip olduğunu da anlatan Aragones, ''Türk futbolu her gün daha iyiye gidiyor. Bunu son dönemde gördüm. Bu nedenle Türkiye'ye geldim. Milli Takım ile lig takımı çalıştırmayı karşılaştıramazsın. Milli takımda daha az çalışma olanağı var. Ben Türkiye'ye çok gelmiştim. Türk futbolunu tanıyordum. Fenerbahçe'yi tanıdığım gibi Galatasaray'ı da tanıyordum. İnşallah kontratım uzar. Lige iyi başlayamadık, ama iyiye gidiyoruz. Türk futbolu da İtalya futbolu da çok gelişti'' dedi.