Yeni Şafak ekonomi yazarı Levent Yılmaz, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın tüm stratejisinin doları düşürme hedefi üzerine kurulduğunu savunarak, “Bu stratejinin temeli de yüksek reel faiz vermekten geçiyor” dedi. Bu stratejinin sıcak paranın yüksek getiri elde etmesine ve fakat TL’nin değer kaybetmesine yol açtığını belirten Yılmaz şunları söyledi:
“Kasım ayında değişen ekonomi yönetimine maalesef kötü bir haberim var. Şubat ayının sonundaki döviz seviyelerinden yola çıkarak basit bir hesaplama yaparsak; 3 aylık dönemde sıcak paranın dolar cinsinden elde ettiği getiri yüzde 20’yi geçmiş durumda. Son günlerde ABD tahvillerinde yaşanan yükselişle beraber sıcak paranın hızlı çıkışı bizim gibi gelişmekte olan ülkelerdeki yerel paraların değer kaybını da hızlandırdı.”
Sıcak parayı önceleyen para politikasının beklenen sonucu vermediğini savunan Yılmaz şöyle devam etti:
“Oysa bir an için pek çok kişi yüksek faizin ve aşırı sıkı para politikasının işe yaradığına, kurun düşmeye devam edeceğine, kalıcı fiyat istikrarı için uygun zemin oluştuğuna ve yurtiçi yerleşiklerin dövizlerini TL’ye döneceğine inanmıştı. Sonuç ise oldukça farklı oldu; sıcak para kazanırken ‘sıcak paracılık’ yine kaybetti.”