Yeni Şafak gazetesi yazarı İbrahim Karagül, Türkiye'nin dünya patronlarıyla hesaplaştığını belirterek "Hemen her gün Türkiye’yi öven, şaşırtıcı haberleri Avrupa medyasında izliyoruz. ABD medyasında izliyoruz" dedi.
Türkiye’nin son 5 yılda “en fazla güç biriktiren, etkinlik alanını en fazla geliştiren, dünyayı en fazla şaşırtan, merak uyandıran, bir sonraki adımının ne olacağı sorgulanan” ülkesi haline geldiğini belirterek muhalefet liderlerine bakılarak bunun anlaşılamayacağını yazdı.
Muhalefetin “nefret dili” kullandığını ifade eden Karagül, Türkiye’nin AB’den etkin olduğunu belirterek “Bunu ABD’de, Avrupa’da, Asya’da, Afrika’da, Ortadoğu’da devam eden Türkiye tartışmalarıyla algılayabilirsiniz. Onların övgülerine, eleştirilerine, öfkelerine, tehditlerine bakarak okuyabilirsiniz. “Sadece bir SİHA tartışması bile birçok ülkenin özgül ağırlığını geçti. Yerleşik askeri teknolojik vesayete ağır darbeler indirdi. Türkiye’nin askerî, jeopolitik operasyonları Avrupa Birliği’nin toplam ağırlığını geçti” dedi.
“Bir “Türkiye duruşu”, bir “Türkiye modeli” ABD ve Avrupa dışı dünya için rol/model haline geldi” diyen Karagül, yazısına şöyle devam etti:
"Coğrafyanın en geniş sınırlarındaki Türkiye etkisi, dünyanın merkez güçlerini geçti. Afrika’daki Türkiye varlığı, sömürgeci güçleri geçti. Fas’tan Endonezya’ya, Atlantik’ten Pasifik’e uzanan ve Türkiye’nin yükselttiği yeni siyasi söylem küresel ölçekte en dinamik siyasi duruş haline geldi.
Hemen her gün Türkiye’yi öven, şaşırtıcı haberleri Avrupa medyasında izliyoruz. ABD medyasında izliyoruz. Asya medyasında izliyoruz. Üstelik bu haberler sadece ideolojik, siyasi değil, teknoloji, akıl, bilgi düzeyi yüksek konularda oluyor. Övgülerin de, eleştirilerin de aslında bir güç yükselişinin itirafı olduğunu biliyoruz.
Türkiye en büyük bariyerleri aştı. Dünyanın patronlarıyla hesaplaştı.
Türkiye; son beş yılda bütün güney sınırı boyunca, Doğu Akdeniz’de, Ege’de, Kafkaslarda, Basra Körfezi ile Kızıldeniz arasında kendisini durdurmaya dönük bütün büyük bariyerleri aştı.”
Bu bariyerlerin hatta cephelerin tamamı görünüşte örgütlerle, yerel güçlerle kuruldu. Ama aslında arkasında dünyanın büyükleri vardı. ABD vardı, Avrupa vardı, Rusya vardı, onlarla birlikte hareket eden bölge ülkeleri vardı.
Türkiye bütün bunları maharetle, akılla, en etkili yeni yöntemlerle başardı. Savaş tarihine yeni yöntemler kazandırdı, hava savunma geleneklerini altüst etti. Coğrafyanın geleceğini biçimlendirecek çok köklü jeopolitik müdahaleler yaptı, yapmaya da devam edecek.”
Yazının tamamını okumak için tıklayın