Yeni Şafak gazetesi yazarı İbrahim Karagül, Türkiye'de toplumsal uyumu, morali, huzuru sabote etmek için her hafta yeni bir "kriz" üretildiğini iddia ederek, "Din, etnisite, mezhep, siyasi kimlik hepsi bir çatışma alanı olarak öne çıkarılıyor. İnançlar, değerler aşındırılıyor, toplumsal dayanışma ruhu sabote ediliyor. Ülke adeta büyük felaketlerle, büyük savaşlarla, büyük zorluklarla mücadele edemeyecek hale getiriliyor.
Kriz, çatışma, tartışma konuları özenle ve bilinçli olarak seçiliyor. İnsanların damarına basacak, onları yerinden hoplatacak, kuvvetle muhtemel önceden belirlenmiş konular bir anda bir bomba etkisiyle milletin üzerine salınıyor.
Bütün bunlar sistematik bir kurgu ile belirleniyor ve işleniyor. Belli “karargâhlar” üzerinden toplumsal çatışmaya ayarlı biçimde servis ediliyor. Muhalefet çevrelerinde oluşturulan “ekipler” üzerinden Türkiye’nin temel meselesiymiş gibi pazarlanıyor." diye yazdı.
Türkiye'nin geleceğini tehdit eden siyasi proje ile karşı karşıya olunduğunu savunan Karagül, "“Muhalefet” görünümü altında bir iç tehlike servis ediliyor. Mesela orman yangınları ile mücadeleyi zaafa uğratacak şekilde konuyu başka yerlere çekmek, hedef şaşırtmak, devleti zayıf göstermek, milletin hassasiyetlerini provoke etmek bir iç tehdittir.
Yangında sabotaj varsa, onu araştıracakken perdelemeye çalışmak büyük bir kötülüktür.
Yapılanların muhalif olmakla alakası yoktur. Muhalif olmayı Türkiye’yi vurmak olarak algılayanların, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a vuracağım diye Türkiye’ye vuranların, Erdoğan’ı devirmek için Türkiye’nin felaketine yatırım yapanların ülkeye verdiği zarar konusunda toplumsal bir bilinç dalgası inşa edilmelidir." ifadelerini kullandı.
Yazının tamamı için tıklayın...