Gündem

Yeni Şafak Temsilcisi: Çözüm sürecinde PKK'nın silah bırakması için İmralı ve HDP'lilerle görüşülebilir

Abdülkadir Selvi: Kürt sorununu çözmek için Türkleri tedirgin etmemek lazım

01 Şubat 2016 16:04

Yeni Şafak Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi, çözüm sürecinde yaşananların yeniden gözden geçirildiğini ve özeleştiri yapıldığını söyledi. Selvi,  “’Çözüm sürecinde PKK ile sadece silahsızlanma konuşulmalıydı, demokratikleşmeyi de görüştük’ şeklinde özeleştiri yapılıyor. Bunun yeni döneme yansımaları olacak” dedi. Selvi, "Kürt sorunu denilince İmralı ile ya da HDP'lilerle görüşme anlaşılıyor. PKK'nın silah bırakması ve terörün sonlandırılması için bu temaslar yapılabilir" ifadesini kullandı. 

Selvi’nin Yeni Şafak’ta “Yeni sürecin parametreleri” başlığıyla bugün (01.02.2016) yayımlanan yazısı şöyle:

Bir yandan terörle etkin bir mücadele yürütülürken diğer taraftan da Kürt sorununun çözümü konusunda adım atılıyor.

Başbakan Ahmet Davutoğlu haftanın bir günü bölgede olacak. Davutoğlu ilk ziyaretini Mardin'e yapacak.

Başbakan'ın yeni döneme ilişkin çabası sadece bu ziyaretler değil, Kürt sorununun kılcal damarlarına ulaşılacak bir programı var.

Kürt sorunu denilince İmralı ile ya da HDP'lilerle görüşme anlaşılıyor. PKK'nın silah bırakması ve terörün sonlandırılması için bu temaslar yapılabilir. Ama Kürt sorunu bundan ibaret değil.

Yeni bir tartışma daha. Çözüm sürecinde yaşananlar yeniden gözden geçiriliyor. Özeleştiri yapılıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da olayın güvenlik boyutunun ihmal edildiğine ilişkin değerlendirmeleri var. Bir özeleştiri de, “Çözüm sürecinde PKK ile sadece silahsızlanma konuşulmalıydı, demokratikleşmeyi de görüştük” şeklinde. Bunun yeni döneme yansımaları olacak.

Davutoğlu, akademisyen kimliğinin de etkisiyle sorunun tüm muhataplarıyla bir araya gelip çözümü birlikte olgunlaştırmayı tercih ediyor. Bu toplantılarda Kürt sorununun çözümü, PKK ve çözüm süreci konuşulacak.

Baştan altını çizmek istiyorum. Bu yeni bir çözüm süreci değil, kapsamlı bir istişare süreci.

PKK'nın şehir savaşlarıyla yaşanmaz hale getirdiği şehirlerin yaşanılır hale getirilmesi ve insanlarımızın rehabilitasyonu için hazırlanan master plana dayalı olarak bir eylem planı yapılacak. Başbakan'ın bölgede her hafta bir ili ziyareti ve görüşmeler ise ayrı bir kulvarda yürüyecek.

Başbakan'ın görüşeceği sivil toplum kuruluşlarını şöyle sıralamak mümkün:

1-Başbakan ilk olarak Doğu ve Güneydoğu bölgelerindeki barolarla bir araya gelecek. Hukukçuların değerlendirmelerini ve önerilerini alacak.

2-Terörün zarar verdiği kesimlerin başında iş dünyası geliyor. Çözüm süreciyle birlikte bölge canlanmış, yeni yatırımlar yapılması gündeme gelmişti. Çözüm sürecinin cazibe merkezi olan Diyarbakır, Mardin, Şanlıurfa gibi illerimiz terör nedeniyle kan ağlıyor. Sadece Habur sınır kapısından dolayı bölgenin zararı ölçülemeyecek duruma geldi.

3-Başbakan Doğu ve Güneydoğu'daki esnaf, sanayi ve ticaret odaları ile bir araya gelecek. Bölgenin ekonomik olarak röntgeni çekilecek, iş dünyasının önerileri alınacak.

4-Bölgenin çok güçlü bir STK deneyimi var. Hem ülke ve bölge sorunları konusunda duyarlılar, hem de sürekli fikir üreterek çözüm sürecine katkı yapmaya çalışıyorlar. Başbakan, STK'larla, birkaç grup halinde bir araya gelecek.

5- Yeni dönemin adı, çözüm süreci değil dedik. Adı istişare süreci de olsa ele alınacak konu Kürt sorununun çözümü, PKK ve çözüm süreci olacak. Ne zaman ki Kürt sorununun çözümü gündeme geldi, ilk olarak görüşlerine başvurulan kesim, aydınlar oldu.

Başbakan Davutoğlu, bu kez İstanbul Dolmabahçe'de aydınlarla çok geniş kapsamlı bir toplantı yapacak. Kürt sorunu konusunda sadece belli bir bakış açısına sahip aydınlar davet edilmeyecek. Milliyetçi, sosyalist, muhafazakar, liberal aydınlarla Kürt sorununun çözümü konuşulacak.

6-Başbakan, bölgede farklı partilerde, farklı görüşler altında siyaset yapmış farklı isimlerle bir araya gelip bölgenin siyasi aktörleriyle ayrı ayrı toplantılar yapacak. Böylece onların birikimlerinden yararlanmış olunacak.

Bu yeni bir çözüm ya da müzakere süreci değil dedik. Ama peki ne? Bir istişare süreci olacak. Ancak uygulamaya dönüşecek bir süreç olacak. Bir yanda o nedenle yeni dönemde bölgeyi dinlemek, çözüm süreçleri geliştirmek ve yaraları sarmak için birbirine entegre adımlar zinciri olarak görmek mümkün.

Bir yandan master plan yürüyecek, diğer yandan Başbakan Davutoğlu'nun gündemindeki konular.

Bu arada ziyaretler sırasında küçük sürprizler yaşanabilir. Örneğin uçaklarda Kürtçe anons, Başbakan'ın bölgeye ilk ziyareti sırasında gerçekleşebilir. Başbakan bölgeye giderken uçakta ilk Kürtçe anons yapılabilir.

PKK'yı şehirlerden temizlerken bir yandan da demokratik açılımları sağlamak gerekiyor. Vatandaşa terörle mücadele ederken bir yandan da demokratik reformları yapıyor intibaının verilmesi gerekiyor. PKK'nın silahlı mücadelesi olduğu için değil, tam aksine PKK'yla silahlı mücadele ederken Kürtlerin hakları için çalışma yapıyoruz. Bu açılımlar PKK sayesinde olmuyor. PKK istediği için de olmuyor. Tam aksine PKK'ya rağmen gerçekleştiriliyor. Eğer PKK terörü olmasaydı Kürt sorununun çözümünde çok mesafe almıştık.

Çünkü Kürt sorununu çözmek için Türkleri tedirgin etmemek lazım. Şehir savaşları başlatıp Türkiye'yi Suriye'ye çevirmek için şehir savaşları yapan PKK, Türkiye'nin diğer taraflarını tedirgin etmez mi? Bırakın Türkleri, Kürtleri endişeye sevk etti.

Yeni yaklaşımla birlikte, PKK ile şiddetli bir mücadele yürütüyorum ama Kürtlerin hakları için de çalışmalar yapıyorum. Kürtlere haklarını veriyorum. Neden? Çünkü Kürtler bu ülkenin birinci sınıf vatandaşları. Hak olarak verilenler ise bir lütuf değil, analarının ak sütü gibi helal olan hakları.

PKK'nın baskısına, sokağa çıkma yasaklarına, evlerinin tahrip edilmesine rağmen Kürtler, PKK'nın yanında yer almadılar. Suriye'deki konjonktürü, kanton yönetimlerini örnek göstererek yapılan kışkırtmalara rağmen, bizim Kürtlerimiz bu tuzaklara düşmedi. Tam aksine devletin yanında yer aldılar. Bölge halkının bu tavrının değerinin bilinmesi ve ödüllendirilmeleri gerekiyor. Çünkü biz bu sorunu Kürtlerimizle birlikte çözeceğiz. Ne yaparsak bölge halkıyla beraber yapacağız.

Kürtler, çözüm süreci varken, bölgede huzur hakimken, bölge ekonomik olarak kalkınıyorken PKK'nın şehir savaşlarını başlatmasını onaylamadı. Kürtler kendilerine sunulan Suriye kantonları türü yaşam yerine İstanbul türü yaşamı seçti.