Ankara'da yüzlerce ülkücüyü 'terör örgütü' suçlamasıyla 1 yıl dinlediği iddia edildi. Yeni Şafak gazetesinin iddiasına göre, 'Şüphelinin bir kısım arkadaşları' yazılı mahkeme kararlarıyla 450 ülkücüyü terör kapsamında dinleyen örgüt, 1 yıl şantaj malzemesi toplamaya çalışıldı.
Yeni Şafak gazetesi daha önce Star gazeteleriyle yayımladığı ortak haberde, Terörle Mücadele Kanunu (TMK) savcıları Adem Özcan ve Adnan Çimen'in "Selam Terör Örgütü" soruşturması kapsamında mahkeme kararları alarak binlerce kişiyi 3 yıl boyunca dinlediklerini ileri sümüştü.
Yeni Şafak gazetesi "450 MHP'liye kirli takip" başlığıyla yayımladığı haberi şöyle verdi:
Kasetlerle MHP'yi dizayn projesi işe yaramayan paralel yapılanmanın, Ankara'da ikinci bir çalışma başlattığı ortaya çıktı. 'Şüphelinin bir kısım arkadaşları' yazılı mahkeme kararlarıyla 450 ülkücüyü terör kapsamında dinleyen örgüt, 1 yıl şantaj malzemesi toplamaya çalıştı.
10 kişi ile başlayan soruşturmada, 450 ülkücü, 'şüphelinin bir kısım arkadaşları' yazılı mahkeme kararlarıyla dinlendi. Ankara İl Emniyet Müdürlüğü içindeki paralel unsurların yargıdaki uzantılarıyla işbirliği içinde imza attığı skandal, şebekenin siyaseti dizayn etme adına nasıl pervasızca hareket ettiğini ortaya koydu. Ülkücüleri 2011 yılından itibaren 1 yıl süreyle 'terör örgütü' mensubu oldukları iddiasıyla teknik takibe alan örgüt, 10 şüpheli ile başlattığı soruşturmada bu sayıyı önce 41'e, daha sonra 450 kişiye ulaştırdı. Ülkücüler hakkında mahkemeye 'terör örgütü üyelerinin bir kısım arkadaşları' şeklinde gerekçe sunarak 450 isim hakkında dinleme kararı çıkartan paralel yapı, soruşturmada hiçbir delil elde edemedi, ancak 'tape'lerin silinip silinmediği meçhul kaldı. Yüzlerce ülkücüye ilişkin kayıtların ABD'ye gönderildiğinden endişe ediliyor.
Logolu bardak suç oldu
Ankara Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü'nde bazı polisler, hazırladıkları 12 Eylül 2011 tarihli fezlekede, M.Ç.'nin 5 Nisan 2011'de M.K.G., N.Y., C.Ç., M.G.C. tarafından dolandırıldığı şeklinde şikayette bulunduğunu belirtti. İklim Dershanesi'nin sahibi olan M.Ç.'nin dershane logolu 100 bin bardak bastırdığı ve bunları Gazi Üniversitesi kantinlerine dağıttığı öğrenildi. Sözkonusu işlemle ilgili dolandırıldığını belirten M.Ç.'nin ifadesi sonrası şüpheliler teknik takibe alındı. Mahkeme kararıyla teknik takibe alınan ülkücüler, telefon konuşmalarında 'dershane logolu promosyon bardakları'ndan bahsedince, birdenbire 'cebir ve şiddet kullanarak silahlı terör örgütü kurma' suçuna dahil edildi, ardından tutuklandı.
Delil: Ruhsatlı av ve silah
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi şüpheliler NY, CÇ, AY, KKY, KG, ST, HİA, ÇD, MKG, SB, VA, AH, OÇ, ŞZ, AÇ, AD, BŞ, AT, ECK, OT, ŞD ve MB'yi tutuklama kararı verdi. Ancak zanlıların büyük bir kısmı bir ay içinde tahliye edildi. Tutuklananların ev ve işyerlerine yapılan baskınlarda ise suç delili olarak iki adet ruhsatlı av tüfeği, bir adet bıçak, gaz tabancası ve fişek bulundu.
Potansiyel 'törist'
Soruşturma kapsamında şüphelilerin ülkücü olmalarının terör örgütü kapsamına sokulmak için yeterli görüldüğü şöyle dile getirildi: 'Şüphelilerin tamamanına yakınının Gazi Üniversitesi'nde öğrenim gören, kendilerini 'ülkücü' olarak nitelendiren ve Ankara Ülkü Ocakları legal yapılanması ile organik bağı olan kişiler oldukları,(...) şüpheliler arasındaki işbirliğinin suç örgütü yapılanmasına delil olabileceği değerlendirilerek bu konuda araştırma yapıldığı..'
Silahlı terör örgütü kapsamında dava açılan şüphelilerin teknik takibi her nasılsa asayiş şübe tarafından yapıldı. İsrail'le ilgili bir internet çıktısı da kanıt olarak dosyaya girdi. Takipsizlikle sonuçlanan dava kapsamında yapılan dinleme kayıtlarının akıbeti ise bilinmiyor.