Yeni Akit Yazı İşleri Müdürü Ali Karahasanoğlu, Montrö bildirisini sonrası gözaltına alınan emekli amiral Türker Ertürk’ün açıklamalarına değinerek, “Tam isabet olmuş, emekli amiral, FETÖ’cülerle kalmış!” görüşünü savundu.
Karahasanoğlu yazısında, “ABD’ye kaçan. Almanya’ya kaçan. Dünyanın dört bir yanında olup, Türkiye ile ilgili değerlendirmelerini yapan FETÖ’cülerin hepsi. AK Parti iktidarını devirmek için, ölümüne mücadele veriyorlar. Türker bey, 'Bu mücadele çok büyük bir başlık. Her AK Parti iktidarını devirmek isteyeni, aynı çuvala koyamazsın' diyorsa.. Bildirideki Montrö’ye bakalım.. FETÖ’cülerin, Montrö’ye sahip çıkmaları üzerinden yorum yapalım.. Türker Ertürk ile FETÖ’cüler yine buluşuyorlar.. Dışarda iken, FETÖ’cülerle aynı hedefe saldıran Türker Ertürk, gözaltına alınınca, yanına FETÖ’cülerin konulmasından, niye şikayetçi olur ki? Onlar da Tayyip Erdoğan’ı devirmek istiyor. Sen de Tayyip Erdoğan’ı devirmek istiyorsun.. Aranızda ne fark var ki, FETÖ’cülerle aynı odada kalmaktan şikâyetçisin?" düşüncesini dile getirdi.
Karahasanoğlu şu ifadeleri kullandı:
"Dışarda beraber olduklarınla, gözaltında da beraber olmuşsun.. Tam da isabet olmuş.. Hem PKK’lılarla..
Hem de FETÖ’cülerle.. Ve çıktığın gün, Türkiye’de gazeteci kalmamış gibi.. PKK sempatizanının sorularını cevaplamışsın.. Bu tablo karşısında, hani tereddüt ettim, “Türker amiral, acaba gözaltında hafıza kaybı mı yaşadı?” diye.. Hatta kendisinin de aynı röportajda şu anlatımını okuyunca, hepten tereddüt ettim: “Yemekler yok gibi bir şey. Hızla kilo veriyorsunuz. Verdiğiniz yemeklerin içinde yağ yok, protein yok, şeker yok ya şeker. Glikoz önemli biliyorsunuz, beynin çalışması için bile glikoza ihtiyaç var.” Gözaltında alamadığı glikoz sebebi ile mi, Türker paşa acaba, bir PKK yandaşına röportaj verdi?
Ama.. Gözaltı öncesinde, iki emekli amiralin, “Montrö’yü öne çekiyoruz. Esas protesto amacımız farklı” şeklindeki yazışmalarında deşifre olduğu üzere, Türker Ertürk’ün de esas amacını bilmeden, bildiriye katıldığı gerçeğini hatırlayınca.. Kendi kendime sormadan edemedim: “Türker paşa, gözaltı öncesinde de, glikozu yeterince alamıyor muydu ki, böyle bir oyuna düşmüş?”