Gündem

Yasemin Adar: Evlilik teklifi başarımın önüne geçti; önceden bilseydim izin vermezdim

"Babam evlilik teklifini uygun bulmadı, 'Yeri değildi' dedi"

Fotoğraf. Murat Şaka

13 Eylül 2017 10:31

Türkiye'nin güreşte dünya şampiyonu olan ve aynı zamanda medyaya birinciliğinin ardından aldığı evlenme teklifiyle yansıyan Yasemin Adar, " Evlilik teklifinden haberim yoktu, olsaydı izin vermezdim. Ben biraz daha utangacım. Herkesin önünde olmasını istemezdim" diyerek, Türkiye Güreş Federasyonu Başkanının bu teklifi uygun bulmadığını ifade etmesine ilişkin, "Aslında haklılar. Sonuçta benim başarımın önüne geçti. Sosyal medyada çok olay oldu. Benim başarım evlilik teklifinden daha büyük bir şey. Dünyada bir ilk oldum" şeklinde konuştu.

Gülben Ergen'in sorularını yanıtlayan Yasemin Adar'ın Hürriyet'te yayımlanan yanıtları şöyle:

* Yasemin kaç yaşındasın? Güreşe ne zaman başladın?

- 1991 doğumluyum. Balıkesir Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu’ndan mezunum. Aynı zamanda şu anda beden eğitimi öğretmenliği yapıyorum. 2011 yılından beri de profesyonel güreşçiyim.

* Şu anda nerede öğretmenlik yapıyorsun?

- Bakanlık tarafından belli olmasını bekliyorum. Müsabakalarımız ve milli takım kampları olduğunu için okula düzenli olarak gidemedim. O yüzden Milli Eğitim Bakanlığı’na bağladılar beni. Kamplar ve müsabakalar bittikten sonra da bir okula yönlendirecekler ve orada beden eğitimi öğretmenliği yapacağım.

* Güreşe nasıl merak sardın?

- Balıkesir Gaziosmanpaşa Anadolu Lisesi’nde okurken beden eğitimi öğretmenim beni atletizme yönlendirdi. Vücut yapımın uygun olduğunu söyledi. Benim atletizme başladığım sırada Bursa’dan Remziye Çıtak Kurt adında yeni bir öğretmen geldi. Gülle antrenörüydü. Beni gülleye yönlendirmek istedi. Benim gülle için çok uygun olduğumu söyledi. Ben başta istemedim. Hatta “Gülle bana uygun değil, kaba bir spor” dedim. Bir de kilo almamı istedi. Ben o yüzden de endişe ettim. Kilo almak istemiyordum. Sonra ikna oldum ve çalışmaya başladım. O zaman daha küçüktüm. Hiçbir şeyin farkında değildim. Benim için aktivite olur diye gidiyordum. Milli takıma gireyim, bayrağımızı dalgalandırayım ya da şampiyon olayım gibi bir düşünce o zamanlar aklımda yoktu.

* Sonra ne oldu?

- Remziye öğretmenin tayini Bingöl’e çıktı. Ama eşi Kemal Kurt güreş antrenörüydü. Beni eşine emanet etti. Spora devam etmemi istiyordu. Güreş yapmasan bile kuvvet antrenmanları yaparsın demişti. Olur dedim.

Böylece beden eğitimi ve spor yüksekokulunun mülakatlarına da hazırlanırım diye düşündüm. Piolet diye bir hareket var ve güreşçiler bu hareketi çok iyi yapıyor. Bu hareketi mülakatta yapmam gerekiyordu. Ama ben o zamana kadar jimnastik görmediğim için bu hareketi nasıl yapacağımı bilmiyordum. Güreş bana kaba bir spor olarak geliyordu. Yapamam gibi düşünüyordum.


"Babam sayesinde buralara gelebildim"


* Çevren güreşe gitmene ne dedi?

- Hiç kimsenin haberi yoktu. Ama babam çok destekledi. Babam “Gideceksin yapacaksın” dedi. Babama futbolcu olacağım, erkek takımına gireceğim desem “git oyna” der. Babamın desteği çok, sağ olsun. Babam sayesinde belki de buralara gelebildim

* Güreşte ilerlemen nasıl oldu?

- “Bu piolet hareketini öğrendikten sonra devam etmem” diyordum. Ama öyle olmadı. Hocalar güreşe yeteneğimin olduğunu söyledi. Başarılı olabileceğimi düşündüler. Henüz başlayalı 4 ay olmuştu. Ardından Türkiye şampiyonasına katıldım ve 2’nci oldum. Sonra milli takım kamplarına gitmeye başladım. Oralarda hazırlandım. Uluslararası turnuvalara katıldım. Sonra Avrupa şampiyonası ve dünya şampiyonası böyle geldi.

* Avrupa şampiyonasını anlatır mısın?

- İlk kez 2016 yılında Avrupa şampiyonu oldum. Kadınlarda ilkti. Benim için çok gurur verici bir şeydi. Sonra da dünya şampiyonu oldum.

* Yeni hedeflerin neler? 

- Şimdiki hedefim 2020 Tokyo Olimpiyatları. İnşallah Allah bana Tokyo’da İstiklal Marşımızı söyletip bayrağımızı dalgalandırmayı nasip eder.

"Haberim olsaydı evlilik teklifine izin vermezdim"

* Dünya şampiyonası zaferinin hemen ardından erkek arkadaşın henüz sen daha minderdeyken evlenme teklifi etti. Sevgilin şampiyon olmanı mı beklemiş teklif için?

- Söylediğine göre Avrupa şampiyonasında böyle bir şey yapmak istemiş. O zaman izin vermemişler. Çünkü biz çok koruma altındayız takım olarak. Tribünle alakamız yok. Koruma üst düzeydeydi. Fransa’da bunu yapabilmek için Dünya Güreş Birliği Başkanı’ndan izin istemiş. Onlar da uygun görmüş ve izin vermişler. Bu planlanmış bir şeymiş ama benim haberim yoktu. “Herkes senin haberin vardı” diyor. Benim haberim yok, olsaydı izin vermezdim. Ben biraz daha utangacım. Herkesin önünde olmasını istemezdim.

* Erkek arkadaşın ne iş yapıyor?

- Hem okuyor hem de Enka’da güreş antrenörlüğü yapıyor.

* Türkiye Güreş Federasyonu Başkanı bu teklifi uygun bulmamış. Ne diyorsun?

- Aslında haklılar. Sonuçta benim başarımın önüne geçti. Sosyal medyada çok olay oldu. Benim başarım evlilik teklifinden daha büyük bir şey. Dünyada bir ilk oldum.



* Peki, evlenmeyi düşünüyor musun?

- 2020’den sonra olur diye düşünüyorum. Zaten erkek arkadaşımın da bu düşüncemden haberi var.

* Arkadaş akrep burcu mu nedir?

- Aslan.

* Baban olayı öğrenince ne dedi?

- Babam uygun bulmadı. “Yeri değildi” dedi.

* Baban nerede görmüş?

- Televizyonda görmüş. Babamı normalde müsabakalardan hemen sonra arardım ama arayamadım. Ertesi gün ablamı arayıp babamın ne tepki verdiğini sordum. Sonra babamı aradım, normal konuştu benimle. Gelince de “Onun yeri orası değildi, evimize gelseydi olabilirdi” dedi.

* Baban öğrenmeden önce erkek arkadaşını biliyor muydu?

- Haberi yoktu. Şok oldu. Zaten televizyonda görünce donmuş kalmış. Babam “Herkesin haberi varmış, bir tek benim haberim yokmuş” dedi. Ben de “En son babalar duyar” dedim.

"Henüz ödül almadım"

* Anneni erken yaşta kaybetmiştin. Annem bu başarılarının bir kısmına şahit oldu mu?

- Annemi 22 yaşımdayken kaybettim. Annem ben 8 yaşından bu yana hep hastaydı. O yüzden çok olamadı. Ama annem gibi ablam var. Hem annem hem ablam hem de arkadaşım.

* Baban ne iş yapıyor?

- Fırında çalışıyordu, emekli oldu.

* Maddi olarak bunca başarıdan sonra yüzünü güldürecek şeyler yaşadın mı?

- Şu an yaşamadım ama yaşamak istiyorum. Bakanlığımızın bir ödül yönetmeliği var. Ama bizim sponsorumuz yok. Devlet büyüklerinin, işadamlarının bize sahip çıkmalarını istiyoruz.

* Gençlik ve Spor Bakanlığı’ndan henüz bir ödül verilmedi mi?

- Hayır. Aslında bir ödül yönetmeliği var. Ama onu da taksit taksit veriyorlar. Daha vermediler. Hesaplarım boş şu an.

* Bir milli sporcunun fiks bir maaşı var mıdır? Yoksa yaptığı spora göre değişir mi?

- Bir maaşı yok. Sadece kulübünden aldığı bir maaşı var.

* Senin kulübün var mı?

- Evet. Edirne Trakya Birlik. Enka’ya geçmek istiyorum inşallah.

 

"Benim babam da yağlı güreşe meraklıydı"

Yasemin Adar'ın babası, Naim Adar:

* Tebrik ederim kızınızın başarısından dolayı... Kızınız “Beni babam cesaretlendirdi” dedi.

- Doğru. Devamlı destekçisi olmuşumdur. Türkiye’de de Avrupa’da da dünya şampiyonalarında da her zaman destek oldum. 
Annesini kaybettikten sonra hem annesi oldum hem de babası. Devamlı kızımı takipteyim.

* Sizin içinizde de var mıydı sporla uğraşmak?

- Bende sadece merak var. Benim babama eskiden pehlivan diyorlardı. 
Hastasıydı o da yağlı güreşin. Ailede güreşe merak vardı.

* Kızınızın dünya şampiyonu olduğunu öğrendiğiniz anda ne hissettiniz?

- Gururlandık. Türkiye’de güreşte ilk defa çıkıyor kadın dünya şampiyonu. 
Sadece erkekler de mi çıkacak? Kadınlarda neden çıkmasın?

* Gelelim o meşhur evlenme teklifine...

- Orada böyle bir durumun olmaması gerekiyordu. Bu zamanı mı bekliyordu?

"Günde 6 saat antreman yapıyorum"

* Bir dünya şampiyonunun ille de yapması ve asla yapmaması gereken şeyler neler? 

- Kötü alışkanlıklardan uzak durması, günde mutlaka sabah ve akşam olmak üzere çift antrenman yapması gerekiyor. Bir de mutlaka akşam 11’de uyumalı.

* Her akşam 11’de uyuyor musun?

- Çift antrenman yaptığım zaman 11’de yatıyorum. Toparlanmam gerekiyor. Çünkü ertesi güne dinç başlamak zorundayım.

* Antrenmanların kaç saat sürüyor?

- Bir antrenman ısınmasıyla ek çalışmasıyla beraber komple 3 saat sürüyor.

* Yani günde 6 saat antrenman yapıyorsun...

- Evet. Bizim kamp dönemlerimizde de hep böyle oluyor. Sadece çarşamba ve cumartesi günleri tek antrenman yapıyoruz. Bir de pazar dinlenme günümüz.


* “Asla ağzıma sürmem” dediğin bir şey var mı? Mesela ekmek ya da buna benzer şeyler yiyebiliyor musun?

- Yiyemem. Yerken tatlı tatlı yiyorsun ama acı acı vermesi oluyor sonrasında. 100 gram için arkadaşlarımın saçını kestiğini biliyorum.

* Tartıda eksik çıksın diye mi?

- Evet. Mesela ben 75 kiloyum. 75,1 olamam. Çünkü 75 kiloda yarışıyorum. 
Ama 74,8 olabilirim. Kamplarda diyetisyenlerimiz var. Bize program çıkartıyorlar. Ona uymak zorundayız. Onlar ne diyorsa, kalori başına ne kadar yemem gerekiyorsa öyle yiyorum.

* Peki, evde?

- Evde hiç öyle bir şey yok. Tamamen rahatım.

* Şampiyon olduktan sonra hayatında neler değişti?

- Çevremde çok insan olduğunu fark ettim. Bir de çok sevenim olduğunu anladım. Türk kadınlarının bu madalyaya ihtiyacı varmış onu gördüm. Gelenimiz hiç eksik olmadı sağ olsunlar. Hepsinin ayaklarına sağlık.

"Şampiyon olacağıma inanarak gittim"

* Şampiyon olacağını hissediyor muydun?

- İnanarak gitmiştim. Herkese de söylemiştim. Bir de uluslararası kurumlar beni favori göstermişti. Şaşırtmadım.

* En beğendiğin meslektaşın kim?

- Bizde ağır sıkletler hep iyi. Taha Akgül mesela olimpiyat şampiyonu. Ama benim favorim tabii ki Hamza Yerlikaya. Çünkü o asrın güreşçisi.

"Maçta omzum çıktı, yine de kazandım"

* Sence kadınlar güreşi neden çok fazla tercih etmez? Onları nasıl cesaretlendirirsin?

- Kadınlar canım acıyacak, yüzüm gözüm moraracak, deformasyona uğrayacağım gibi şeyleri düşündükleri için bence kaba sporları tercih etmiyorlar.
Ama aksine sporun her türlüsü hem fiziken hem de zihnen dinç tutuyor. Her türlü sporu yapabilir bir kadın. Yeter ki istesin.

* Bugüne kadar yaralanmaların oldu mu?

- Çok oldu. Mesela bir gün maçta omzum çıktı. Rakibim Kazakistanlıydı. Hocaya omzumun çıktığını işaret ettim. Spreyleri hazırlamalarını söyledim. 
Devrede köşeye gidince hemen sprey sıkıldı. Maçı buradan döndürmem gerekiyordu. 
Ve ben gerçekten de o maçı kazandım. Sonra omzum çıkık olarak iki maç daha yaptım.
İnsan yeter ki istiyorum desin ve inansın. Yapamayacağı hiçbir şey yok.


* Rakibin en çok hangi hareketine sinirlenirsin?

- Saçımı çekmesine. Saçımızı örüyoruz ama hakeme çaktırmadan saçımı çekebiliyorlar. Bu aslında ihtar puan, yapılmaması gereken hareket.

* Sen de çekiyor musun?

- Ben de çekiyorum ne yalan söyleyeyim. 
El enseye vuruyormuş gibi yapıyoruz.
Parmaklarımı takıyorum çekiyorum. 
El ense çekiyormuşum gibi olduğu için hakem hiç anlamıyor.

* İleride spor dışında başka bir meslek yapar mısın?

- Spordan geldim sporla devam etmek istiyorum.