Merkez Bankası Başkan Yardımcısı İbrahim Turhan, şu andaki küresel krizin bir depreme benzetilebileceğini belirterek, "Türkiye, yaşanan çalkantıdan rahatlıkla sıyrılabilecek durumda. Bizim en büyük avantajımız, zorluklarla başa çıkma ve güçlükler içinden kolaylıklar çıkarma konusunda antrenmanlı oluşumuz. Türkiye, önümüzdeki dönemde zorluklardan yüzünün akıyla çıkabilecek potansiyele sahip." dedi.
Merkez bankalarının aslında dünyanın hiçbir yerinde sevilen kurumlar olmadığını ifade eden Turhan, ramazan ayında insanların kendi nefsine hakim olması gibi merkez bankalarının da iktisadi birimlerin nefislerine hakim olmasını temin etmeye çalıştığını söyledi.
Dünyada şu anda yaşanan küresel krizin bazı iktisatçılar tarafından "1929 büyük buhranına" benzetildiğine dikkati çeken Turhan, Türkiye ekonomisinin geçmiş yıllarda yaşanan çalkantılara göre bugün daha sağlıklı, istikrarlı ve nispeten daha olumlu görüntü sergilediğini vurguladı.
2001'de Türkiye'de yaşanan krizin, "tamahkar banka sahiplerinin yozlaşmış siyasetçiler ve liyakatsız bürokratlarla işbirliği yaparak kendi bankalarının içini boşaltmasıyla" meydana geldiğini ifade eden Turhan, ABD'den dünyaya yayılan krizde de benzer durumun söz konusu olduğu görüşünü aktardı.
ABD'de bankaların ve finans kuruluşlarının kazandıklarıyla yetinmediklerini ve daha fazla para kazanma düşüncesiyle aslında kredi verilecek durumda olmayan ve borcunu ödeyemeyecek durumdaki insanlara gayrimenkul kredisi verdiğini, ilerleyen zamanlarda da bunun adeta "saadet zinciri" haline geldiğini belirten Turhan, bu kredileri de dünyanın başka yerlerinde sattıklarını söyledi. İbrahim Turhan, şöyle devam etti:
"2007 Ağustos ayında bu sistemin daha fazla gidemeyeceği anlaşıldı. California'da, Nevada'da ev almış birinin riski Türkiye'de bir vatandaşın üzerinde olabiliyordu. Şu andaki küresel kriz, bir depreme benzetilebilir. Deprem oluyor, binalar sarsılıyor ve herkes kendi canının derdine düşmüş durumda. Deprem sonrasında ayakta kalanlar, geride kalan yıkıntıların farkına varacak.
Türkiye, özellikle geldiği noktada yaşanan çalkantıdan rahatlıkla sıyrılabilecek durumda. Bizim en büyük avantajımız, zorluklarla başa çıkma ve güçlükler içinden kolaylıklar çıkarma konusunda antrenmanlı oluşumuz. Türkiye, önümüzdeki dönemde zorluklardan yüzünün akıyla çıkabilecek potansiyele sahip."
Kalıcı ve sürdürülebilir büyüme için yatırım ve inovasyon yapmak gerektiğinin altını çizen Turhan, "Bir malın değeri hergün değişiyorsa, cebindeki paranın satın alma gücü hergün aşınıyorsa hiçbir ticaret erbabı yapmak istediği yatırımları yapamaz, ilerleyemez. Merkez Bankasının görevi fiyat istikrarını sağlamaktır. Dolayısıyla merkez bankaları, cebinizdeki paraların namusunu emanet ettiğiniz kurumlardır" diye konuştu.
İTO Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş da Merkez Bankasının Türkiye'nin bugünlere gelmesinde büyük katkısı olduğunu vurgulayarak, "Geçmişte Merkez Bankasının üzerine çok gidildi, ama biz İTO olarak her zaman onların bağımsızlığına ve politikalarının doğruluğuna inandığımızı dile getirdik" dedi.
Yalçıntaş, ekonomide KOBİ'lerin önemine işaret ederek, bu işletmelerin ihtiyaçlarının ne olduğunu, söz konusu işletmeler için nelerin doğru olduğunu tespit etmenin büyük önem taşıdığını, buna iş adamlarının Helezon gibi dernek çatısı altında bir araya gelmesinin büyük katkı sağlayacağını vurguladı.