Hürriyet Pazar'da yayımlanan “Volkan ile maden işçisi arasındaki 7 fark” başlıklı haberi değerlendiren Hürriyet okur temsilcisi Faruk Bildirici, futbolcuların da eleştirilebileceğini, eleştirilerde insani çerçeve dışına çıkılmaması gerektiğini belirterek, "Volkan Demirel ile maden işçilerinin kıyaslanmasını doğru bulmadığımı belirtmeliyim" dedi.
Faruk Bildirici, 'Volkan ile madenciler kıyaslanabilir mi?' yazısında, Hürriyet Pazar'da çıkan Fenerbahçe kalecisi Volkan Demirel özelinde futbolcular ile maden işçilerinin hayatlarını karşılaştıran habere eleştirilerde bulundu.
Faruk Bildirici söz konusu yazıda şunları söyledi:
Hürriyet Pazar’da yayımlanan “Volkan ile maden işçisi arasındaki 7 fark” başlıklı yazıda Fenerbahçeli kaleci Volkan Demirel ile maden işçileri karşılaştırılıyordu. Yazının girişinde bu kıyaslamanın nedeni de özetle şöyle anlatılıyordu:
“Önlerinde sonsuz dünya nimetleri olmasına rağmen mutlu olamayan futbol ailesinin son dönemdeki yüzü Volkan Demirel oldu. Öfke yönetiminde hep gol yiyen milli oyuncu Kazakistan maçı öncesi kendisine küfür edilince stadı terk etti. Amacımız Milli eldiveni hedef göstermek değil ama galiba yaşadıkları hayatın o kadar da dramatik olmadığını anlamaları için ‘daha az imkanı’ olan hayatları görmeleri gerekiyor. Volkan Demirel ile maden işçisi arasındaki 7 farkı anlatarak buna biz soyunalım.”
Bu yazı Fenerbahçe camiasını kızdırdı. Dün sabah erken saatlerden itibaren telefon, mail ve tweetlerle onlarca tepki geldi.
Küfür, hakaret ve tehdit dolu mesajları değerlendirme dışı bırakarak, gelen eleştirilerden birkaç örnek vereyim:
“Engin Gürsoy: Volkan ve madenci haberini kınıyorum. Madenciler üzerinden yapılan bu haber Volkan kadar madencilere de büyük haksızlık.
Fatih Gök: Bugün gazetenizde çıkan Volkan ile maden işçisinin kıyaslanması haberi gerçekten utanç verici. Bu gazeteye yakışmıyor.
Murat Özaydınlı: Volkan’ı toplumun önünde hedef tahtası haline getiriyorsunuz, nefret tohumları ekiyorsunuz.
Doğan Ahmet Keser: Volkan ile ilgili yaptığınız haber ajitasyondur ve sosyolojik gerçeklere uymamaktadır.”
Akşam saatlerinde de Fenerbahçe Kulübünden yazılı açıklama yapıldı. Bu açıklamada yazı, “algı yönetimi çabası ve haince bir yaklaşım” olarak nitelendi; Volkan Demirel’in “kamuoyu önünde hedef gösterilmeye” çalışıldığı öne sürüldü.
Fenerbahçe ve bazı taraftar gruplarından gelen eleştirileri haberi yazan arkadaşımız Burak Kuru ve Yan Yayınlar Yönetmeni Çınar Oskay’a da sordum. Onlar da eleştirileri yanıtladı. Arkadaşlarımızın yaklaşımlarını dinledikten sonra sosyal medya ve Ekşi Sözlüğe de göz attım. Oralarda yazıyı destekleyen, yaklaşımını doğru bulanlar da vardı. Bu görüşleri de inceledikten sonra serinkanlı bir değerlendirme yapmaya çalıştım.
Öncelikle bir noktaya dikkat çekmeliyim; hiç kimsenin eleştiri dokunulmazlığı yoktur; gazeteci herkesi eleştirebilir, eleştirebilmeli. Volkan Demirel’in de eleştirilmesinden doğal bir yaklaşım olamaz. Demirel’in, Kazakistan maçında kendisine yöneltilen küfürlere tepki gösterip stadı terketmesini haklı görenler olabileceği gibi yanlış bulanlar da olabilir.
Önemli olan eleştirinin insani çerçeve dışına çıkmaması ve hakaret gibi bir yaklaşım içermemesi. Bu açıdan bakıldığında yazıda bir problem görmedim.
Ama eleştiri içermesi nedeniyle yazıyı kaleme alan gazeteciye ve Hürriyet’e yönelik küfür, hakaret ve tehditler kabul edilemez. Bu düzeyde yaklaşan, hoşgörü yeteneğini yitirmiş kişiler muhatap alınamaz.
Aynı şekilde Fenerbahçe’nin açıklamasındaki “algı operasyonları”, “hedef gösterme”, “hainlik” gibi kastı aşan tanımlamalar da kabul edilemez. Nihayetinde bir gazetecilik faaliyetini tartışıyoruz; yanlış bulabilirsiniz ama ortada ne bir savaş var; ne de düşman…
Ancak yazının temel fikri olan Volkan Demirel ile maden işçilerinin kıyaslanmasını doğru bulmadığımı belirtmeliyim. Bir kaleci ile maden işçileri arasında yedi fark aramak yerine benzerliklerine odaklansak soruyu yanıtlamak daha kolay olacaktı. Çünkü arada benzerlik bulmak neredeyse imkansız.
Ayrıca yazının hareket noktası, Volkan Demirel’in Kazakistan maçında kendisine yöneltilen küfürlere tepkisi ve sonraki açıklamaları. Yazıdaki tanımlamayla anlatırsak Demirel’in, “Önünde sonsuz dünya nimetleri olmasına rağmen mutlu olamayan futbol ailesinin son dönemdeki yüzü” olması!
Yaklaşım bu olunca Volkan Demirel’e, “hayatının değerini anlayıp mutlu olması gerektiğini anlaması için madencilerin dramatik ve kötü yaşam koşulları” anlatılmaya kalkılıyor...
Oysa Milli kaleci ile maden işçilerini “sahip oldukları dünya nimetleri” ve “dramatik yaşam koşulları” açısından kıyaslamak anlamsız. Zira “Öfkeli haller ve mutsuzluk” ile “dramatik yaşam koşulları ve sahip olunan dünya nimetleri” arasında böyle bir denklem kurulamaz.
Profesyonel futbol dünyasında bu tür durumlarda gösterilen tepkiler kıyaslanabilir; farklı kesimler ya da meslek grupları arasında öfke ya da mutluluk ve mutsuzluk halleri, nedenleri vb karşılaştırılabilir. Bu tür kıyaslamalar Volkan Demirel’in davranışının doğruluğu ya da yanlışlığı konusunda fikir verebilir
Ama bir futbolcunun duygusal tepkisinin “yanlışlığını” gerekçelendirmek için madencilerin yaşam koşullarından dem vurursanız okur da “Ne demek istiyorsunuz” diye sorar haklı olarak.
Ne yani Volkan Demirel, sahip olduğu “dünya nimetleri” fazla, “hayatı madenciler kadar dramatik değil” diye karşılaştığı küfürlere öyle tepki göstermemeli mi? Yaşamı madenciler kadar dramatik değil diye futbolcuların mutsuz ve öfkeli olmaya hakları yok mu?
İşte bu soruların yanıtı kadar absürd olmuş madenci ve futbolcu kıyaslaması…