Wolfson Ekonomi Ödülü, Euro Bölgesi'nde yaşanabilecek bir dağılma durumunun en iyi şekilde idare edilebilmesi için en uygun planı sunacak ekonomiste 250 bin sterlin para ödülü vaat ediyor.
BBC Türkçe'de yer alan habere göre yarışma için sorulan soru şu:
"Üye ülkelerin Ekonomik ve Parasal Birlik'ten ayrılması durumunda, ileriye yönelik büyüme ve mevcut üyelerin refahını sağlamak için izlenecek en uygun ekonomik süreç nedir?"
Ödül için yarışan beş öneri ise, özetle şöyle:
1. Yunanistan ya da başka bir üyenin ayrılması
Euro Bölgesi'ndeki parçalanma bakımından en gerçekçi senaryo, Yunanistan'ın ya da zayıf durumdaki başka bir ülkenin euro'dan ayrılması ve kendi para birimine dönmesi durumunda, bu para biriminin hızla değer kaybetmesi ve devlet borçlarının büyük bir bölümünü silmek zorunda kalmasıdır.
Euro'dan çıkış hazırlıkları gizli yapılmalı ve hemen harekete geçilmelidir. Ayrılmadan önce, bankaların ve ATM'lerin geçici bir süre kapatılması gibi bazı sermaye kontrolleri zorunlu hale gelecektir.
Yeni banknotların basılması zaman alacağından euro banknotları ve madeni paralar, küçük çaplı işlemlerde kullanılmaya devam edecektir.
Yeni para birimi, euro ile bire-bir değerde olmalıdır; fakat kısa süre sonra yüzde 30-50 oranında değer kaybederek Yunanistan'ın uluslararası rekabet gücünü arttıracak etkide bulunacaktır.
Hükümet, borçlarını yeni para biriminde yeniden ele almalı ve borç koşullarını yeniden müzakere etme niyetini açıktan ifade etmelidir.
Enflasyonu kontrol altında tutmak için sıkı tedbirler ilan etmelidir; fakat bu durumda da piyasalar, ayrılan ülkeye yeniden orta vadede borç verebilir.
En önemlisi, ayrılan ülke, elini kolunu bağlayan borç yükünden kurtulma fırsatı bulur.
Mark Pragnell, Capital Economics
2. Keskin ama kısa süreli acı
Birçok ekonomist, herhangi bir ülkenin euro'dan ayrılmasının felakete yol açacak sonuçlar doğurmasını bekliyor
Oysa son yüz yılda, 69 ülke herhangi bir para biriminden çıkma olayı yaşamış ve bunun hiç de ekonomik çalkantıya yol açacak sonuçlar doğurmadığı görülmüştür.
Para biriminden çıkmak, karmaşık fakat mümkün bir durum olduğu gibi, çıkış haritası sunacak tarihi örnekler de vardır.
Avrupa'daki asıl sorun, çevre ülkelerin dış borç seviyelerinin, daha önceki birçok yükselen piyasa krizinden daha yüksek olması ve çekirdek konumdaki komşuları ile aralarında çok ciddi ücret ve fiyat farkları bulunmasıdır.
Avrupa'da, gelişen piyasalarda görülen ödemeler dengesi krizinin klasik özellikleri söz konusudur.
Durum böyle olunca da, esas sorun ayrılma mekanizmasından öte, ciddi ve gerekli bir uyumun sağlanması sorunu oluyor.
Bu uyum, ya hızlı bir şekilde euro'dan ayrılma ve devalüasyon yoluyla, ya da yavaş biçimde ücret ve fiyatlarda düşüş yoluyla mümkündür.
Euro'dan ayrılma ve devalüasyon, büyük sancı yaratmakla beraber, bu samcı kısa süreli ve keskin olacaktır.
Ayrılma durumunda iflaslar artacak, fakat esnek döviz kurları yoluyla rekabet gücünü artırmak için güçlü bir politika aracı sağlayacaktır.
Devalüasyonla eşzamanlı yürütülen düzenli bir temerrüt ve yeni borç ödeme planı, kaçınılmaz olmakla beraber istenen bir şeydir de.
Bu durumda, daha düşük borç seviyesi ve rekabet gücü, daha yüksek döviz kurları sayesinde,
Avrupa'nın çevre ülkeleri yeniden hızla büyümeye başlar.
1931'de İngiltere ve Japonya, 1934'te ABD ve 1936'da Fransa'nın altın standardını bırakması ve daha yakın geçmişte, 1997'de Asya'nın, 1998'de Rusya'nın, 2002'de Arjantin ve 2008'de İzlanda'nın borç erteleme ve devalüasyon sonrasında yaşadığı tecrübeler, bu yönde olmuştur.
Jonathan Tepper
3. Herkesin kendi para birimine dönmesi
Almanya gizli bir çalışma grubu kurarak herhangi bir ülkenin yakında Euro Bölgesi'nden çıkması durumunda uygulanacak bir plan hazırlatmalıdır.
Bu plana göre Euro Bölgesi'nin 17 ülkesinin liderleri acil toplantıya çağrılmalı ve Almanya başbakanı herkese, topluca derhal euro'dan ayrılma ve giriş tarihindeki kur üzerinden kendi ulusal para birimlerine geçme teklifini getirmelidir.
Avrupa Merkez Bankası lağvedilerek, işlevi, ulusal merkez bankalarına aktarılmalıdır.
Her üye ülkenin banka hesapları, mal varlıkları, borçları ve yükümlülükleri, derhal ulusal para birimleri üzerinden yeniden hesaplanmalıdır.
Hangi ülkeye mensup olduğu tespit edilemeyen mal varlıkları, borçlar ve türev sözleşmeler ise, Avrupa Merkez Bankası hisselerine göre değerleri belirlenen yeni para birimlerini ifade eden "Avrupa Para Birimi ECU" üzerinden yeniden hesaplanacaktır.
Bütün üye ülkeler kendi sınırları içinde ikamet eden bankalara sınırsız likidite sağlamaya razı olacak, bunların çoğu da sermaye yapısının yeniden düzenlenmesi işlemine tabi olacaktır.
Euro banknotları ve madeni paralar, onları basan ulusal merkez bankalarının para birimleri üzerinden yeniden hesaplanacaktır. (Euro banknotlarının üzerinde, basım yapılan ülkeyi temsil eden seri numaraları bulunur.)
Ulusal para biriminin banknotları da en kısa zamanda basılmalıdır.
Zorunlu tatil ilanının ardından piyasalar yeniden açılacak ve örneğin yeni drahmi, resmi euro değişim oranının yüzde 60 altında, Alman markı ise, örneğin bu oranın yüzde 20 üstünde değerden işlem görecektir.
Böylece güney ülkelerine toparlanmaları için zaman tanınmış olacak ve Almanya'nın Euro Bölgesi ile sürekli haldeki ticaret fazlası engellenecektir.
Bu yol, sarsıntılı olacak fakat sonunda krize son verecek ve yeni Avrupa'nın temellerini atacaktır.
Almanya başbakanı, isteklerine uyma konusunda herkesin hemfikir olmaması durumunda, Almanya'nın kendi euro'dan ayrılma planını uygulayacağını açıklayacaktır.
Neil Record
4. Para birimlerinin değerinin yeniden belirlenmesi
Euro Bölgesi'nin dağılması durumunda sözleşmelerin euro'dan yeni para birimlerine göre yeniden uyarlanması ihtiyacı sözkonusu olacaktır.
Bu ihtiyaç tahviller, borçlar, mevduatlar ve diğer finansal araçlar açısından geçerlidir.
Bu süreci karmaşık hale getiren çeşitli yasal sınırlamalar vardır. Farklı finansal araçlar farklı yasal düzenlemelere tabidir ve euro ile bağlantılı birçok araç, başta İngiliz hukuku olmak üzere yabancı hukuk kurallarına tabidir.
Euro Bölgesi hükümetleri, yabancı ülkelerin yasalarını değiştiremez ve yabancı hukuka tabi mal varlıklarını da, kolay kolay yeni para biriminden değerlendiremez. Yabancı hukuka tabi euro ile değer biçilen trilyonlarca sözleşme olması nedeniyle, bu büyük bir sorun teşkil edebilir.
Bu plan, tüm ayrılma senaryoları için düzenli işleyen bir yeniden değer biçme sürecini kolaylaştırmanın önemine vurgu yapmaktadır.
Bu, euro'yu ortadan kaldıracak bir tam dağılma durumunda, euro'ya dayalı başvuruları sonuçlandırmak üzere Avrupa Para Birimi ECU-2 adlı bir para potasının kurulmasını da içermektedir.
ECU-2 euro ile yeni ulusal para birimleri arasında geçiş sağlayacak, böylece keyfi para çevrimlerinden ve yeniden değer biçme knousundaki uzun yasal işlemlerden sakınılmış olacaktır.
Yeniden değer biçmeye dair etkili bir süreç işletilememesi halinde Euro Bölgesi'nin tümüyle dağılması aksatıcı sonuçların doğmasına ve küresel finansal sistemin tümüyle donmasına yol açabilir.
Jens Nordvig
5. Para kaçışını engellemek için Euro Bölgesi'nin ikiye bölünmesi
Bu plan, Euro Bölgesi'nin düzenli bir geçişle iki ya da daha fazla bölgeye ayrılmasını ve böylece herhangi bir ülkeyi bölge dışına çıkmaya itebilecek spekülatif sermaye akışının engellenmesini öngörüyor.
Bu yeni bölgelerin kendi merkez bankaları, kendi para politikaları ve para birimleri olacaktır.
Bütün euro'lar eşit değerlendirilecek ve üzerinde anlaşmaya varılmış bir kur üzerinden yeni para birimlerine çevrimi sağlanacaktır.
Yani herkesin yeni para birimi potası olacak ve onların hangi para birimine çevrileceğine kendileri karar verecektir.
Euro üzerinden değeri belirlenmiş mevcut sözleşme ve borçların yeni para birimi üzerinden değerinin belirlenmesi için kur oranları ve yeni para birimlerinin göreli değerleri kullanılabilir.
Dağılma sonrası dönemde rakabet gücünü korumak için, ayrılan ülke(ler) kademeli devalüasyon ve yüksek nominal faiz ile enflasyon oranları kullanabilir.
Yüksek faiz oranları ani para birimi çöküşlerini ve para kaçısını önleyecektir.
Öte yandan borçların yeniden düzenlenmesi ve ertelenmesi durumları ayrıca ele alınabilir.
Ayrılan ülkelerdeki tasarruf sahipleri cezalandırılmış olmayacağı gibi spekülatörler de ödüllendirilmiş olmaz ve yeni para birimi rejimlerine akış için de zaman tanınmış olur.
Spekülatif sermaye akışını azalttığı için bu yaklaşım Euro Bölgesi'ni de birarada tutabilir.
Cathy Dobbs