Polisin Abdi İpekçi Parkı'ndaki Tekel işçileri eyleminde yaralanan işçilerden Ali Can Akyel'in belinden aşağısının felç olma riski var.
Polisin biber gazı sıktığı CHP'li Soysal, 'Gaz sıkan polisin adını tespit ettik. Davaya hazırlanıyoruz' dedi. Eyleme destek artarak sürerken, tıp öğrencileri işçiler için bir de revir kurdu. Radikal gazetesinde yer alan habere göre, Tekel işçilerinin direnişi altıncı gününü doldururken, polisin Abdi İpekçi Parkı’ndaki eylem sırasında polisin sert müdahalesi sonucu yaşanan arbedede yaralanan işçilerden Ali Can Akyel’in belinden aşağısının felç olma riskiyle karşı karşıya. Polisin sözkonusu eylemde gözüne biber gazı sıktığı CHP milletvekili Çetin Soysal, “Bana gaz sıkan polisin adını tespit ettik. Davaya hazırlanıyoruz” dedi.
Göz yumanlar kaçamaz
Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı Selçuk Kozağaçlı, Abdi İpekçi Parkı’ndaki eylem sırasında yaralanan Tekgıda-İş Muş Şubesi üyelerinden Tekel işçisi Ali Can Akyel’in Numune Hastanesi’nde tedavisinin sürdüğünü ve felç tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu açıkladı.
Kozağaçlı, “Aldığı ve tekme darbeleri yüzünden L3 vertebra kırığı (Omurganın kuyruk sokumuna yakın bölgesinde kırık) teşhisi ile hastaneye yatırılan Akyel’i yaralayanlar, bu saldırının emir ve talimatını verenler böyle bir vahşete göz yumanlar sorumluluktan kurtulamayacaktır” dedi.
‘Meclis’i kınıyorum’
Konuya ilişkin olarak Radikal’e yaptığı açıklamada, olayın sonuna kadar takipçisi olacağını belirten CHP’li Soysal, şunları söyledi:
“Avukatlarımın hazırlıkları biter bitmez dava açacağız. Abdi İpekçi Parkı’ndaki eylemde yaşananları Meclis’e de taşıyacağız. Olayın TBMM İnsan Hakları Komisyonu tarafından incelenmesini isteyeceğiz. Ayrıca konu ile bir de Meclis araştırma önergesi vereceğiz. Bu olay Meclis’e karşı yapılmış bir davranış olmasına karşın hemen her konuda açıklama yapan Meclis Başkanı’nı, bu konuda tek bir açıklama yapmayıp kınamamasından dolayı şiddetle kınıyor, kendisini pretosto ediyorum. Meclis’in kendi itirabı açısından da bu konuya sessiz kalmaması gerekir. Aksi taktirde Meclis’in itibarı olmaz.
Polisin ismi açıklanmıyor
Biz saldıran polislerle ilgili araştırma yapıyoruz. Bunun başında Ankara Emniyet Müdürü geliyor. Çünkü orada polisin, milletvekillerinin alandan uzaklaştırılması ile ilgili anonsları da var. Bu anonslar doğru anonslar değil.
Çünkü milletvekilleri oradadır. Milletvekillerini oradan uzaklaştırmak onların haddine düşmemiştir. Beni hedef seçerek üzerime gaz sıkan polisi de tespit ettik. Bunun için görüntüler üzerinde çalışma yapıldı. Yakınlaştırarak kim olduğu tespit ettik. Gaz sıkınların kafalarında kask yoktu gaz maskeleri vardı. Yasaya göre bütün polislerin numaralı kask takması lazım. Ama gaz sıkan polisların kaskları yoktu. Numaralı kaskı ve gaz maskesine rağmen kimliğini tespit edebildik. Zaten bu polisler, TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’na bu konu ile ilgili bilgi vermeye gelecekler. Bana gaz sıkan kişiyi de ismen komisyona çağıracağız. Ama şimdilik ismini saklı tutuyoruz.”
Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Ankara Şubesi, Çağdaş Hukukçular Derneği ve Ankara Tabip Odası ve DİSK’e bağlı Genç-Sen, Türk-İş Genel Merkezi önünde eylem yapan Tekel işçilerine destek ziyaretinde bulundu.
Bu arada, gece gündüz demeden eylemi sürdüren işçiler soğuk ve yağışlı hava nedeniyle bazı sağlık sorunları ile de karşı karşıya. Buna bir nebze çözüm olması için Ankara Tabip Odası, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) ile Tıp Öğrencileri Komisyonu üyelesi doktor ve tıp öğrencileri dünden itibaren, işçilerin önünde beklediği Türk-İş Genel Merkezi’nde bir revir oluşturdular.
Bu revirde daha ziyade grip ve soğuk algınlığı ile akciğer rahatsızlıkları olan işçilere acil sağlık hizmeti veriliyor.
Barınma zorlaşıyor
Tekgıda-İş Başkanı Mutafa Türkel, sayıları Türkiye’nin dört bir yanından her gün gelenlerle daha da artan Tekel işçilerinin barınmalarının en önemli sorun olduğuna dikkat çekerken, misafirhaneler yetmediği için Ahmet Taner Kışlalı Salonu’nun da barınma için kullandığını söyledi.
“Burası muz devleti mi yani, hükümet yanlış yapıyorsa geri adım atacak. Öyle inatlaşmayla ülke yönetilir mi?” diyen Mustafa Türkel, hükümetin yaptığının kanunsuz bir işlem olduğunu eylemlerinin ise oldukça başarılı olduğunu kaydetti.
Kimse dur demeyecek mi?
Sonuç alınana kadar eylemlerini sürdüreceklerini ifade eden Türkel, şunları söyledi: “Hükümetin bu konuda artık gereğini yapmasının vakti geldi. Yoksa yarın (bugün) Türk-İş Başkanlar Kurulu toplandığında ve diğer sivil toplum örgütleriyle çok daha başka boyutlara gitmeye başladığını görmesi gerekiyor.
Üstelik buradaki talep çok haklı bir talep, hukuki bir talep olduğunu söylüyoruz. Biz var olan hakkımızı koruma derdindeyiz, bunu elimizden almaya kalkanların hukuksuzluğuna kimse dur demeyecek mi? Kamuoyunun, basının, sivil toplum örgütlerimizin, siyasi partilerimizin ilgisi ve desteği çok yoğun olarak sürüyor kendilerine minnettarız. AKP dışında Türkiye’nin kalbi burada atıyor. Bir tek onlar inatlaşıyor.”
Ya kul hakkı yeme...
Altı gündür eylemlerini sürdüren Tekel Sigara işçilerini ziyaret eden Türk-İş eski Genel Başkanı CHP milletvekili Bayram Meral, Başbakan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a, “Emek ve emekçiyle uğraşma. Yetimin hakkını yeme, kul hakkı yeme ya da camiye gitme” diye seslendi.
CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk de, “Devletin polis gücünü terörist önünde diz çöktüren siyasal iktidar, işçilerin üzerine panzerle biber gazı atmaktan geri durmadı” diyerek tepkisini dile getirdi.
Tekel işçileri neden eylem yapıyor?
Geçen yıl üçüncü kez satışa çıkarılan Tekel Sigara için yapılan ihalede en yüksek teklifi 1 milyar 710 milyon dolarla British American Tobacco (BAT) verdi. 146 yıllık Tekel 17 dakikalık bir ihaleyle BAT’ın oldu. 12 bin işçinin ne olacağı konusu gündeme geldi. 12 bin Tekel işçisinin, ‘4/C’ adı altında 10 ay süreyle düşük ücretle çalıştırılması gündeme geldi. Yani özelleştirme sürecinde işyerleri kapanan Tekel işçileri, başka devlet kurum ve kuruluşlarında 4/C kadrosuyla geçici işçi statüsünde istihdam ediliyorlar. Ancak özelleştirme mağdurları için yasa ile oluşturulan 4/C statüsü TEKEL işçileri için neredeyse ölüm demek. Kamu çalışanı olarak kazanılmış özlük haklarının büyük bir bölümünü kaybettikleri gibi, maaşları da asgari ücret seviyesine geriliyor. Yılın ancak 10 ayı çalışabiliyorlar. Her an için, “Sözleşmeniz yenilenmiyor” denilerek işsiz kalma tehlikesiyle de karşı karşıya kalıyorlar. Tekel işçileri kendilerine şimdiye kadar kazanılmış tüm haklarıyla birlikte başka kamu kurum ve kuruluşlarına geçiş yapma hakkının tanınmasını, kamu çalışanı olarak kalmayı istiyor ve istekleri kabul edilene kadar eylemlerini sürdüreceklerini söylüyorlar.İşçi tarafı ayrıca, “Biz özelleştirme mağduru değiliz. İş yerlerimiz kapatılmak isteniyor. Özlük haklarımızla kamuya geçmek istiyoruz. Bize, ‘bu talebiniz değerlendirilecek’ dediler. Bize yalan söylediler. Biz Sayın Başbakanımıza güvenmek istiyoruz” diyor.
Geçen yılki ihale sonrası açıklama yapan Özelleştirme İdaresi Başkanı Metin Kilci de, Tekel Sigara özelleştirmesi kapsamında, üretim birimlerinde çalışan işçi sayısının 3 bin civarında olduğuna işaret etmiş, bunların önemli bir kısmı Tekel’de çalışmaya devam edeceğini söylemişti. Kilci ayrıca, son birkaç yıldır yaptıkları özelleştirmeler sonucu işsiz kalmanın söz konusu olmadığını ifade etmişti.