Gündem

Yalçın Akdoğan: Siyasal psikolojideki bozulma, küresel bir sorun olarak karşımıza çıkıyor

"Farklı megalo-idealar peşinde koşan ülkeler var; buna bir yönüyle ‘megalo-manyaklık' diyebiliriz"

22 Ağustos 2018 16:26

Star yazarı Yalçın Akdoğan, ABD’li papaz Andrew Brunson’ın yaklaşık 2 yıllık tutukluluğunun ardından serbest bırakılmamasıyla birlikte ivmelenen ABD-Türkiye gerilimine ilişkin olarak, "Farklı megalo-idealar peşinde koşan ülkeler var. Yeni dünya düzeni diye kendi tuhaf fikirlerini hâkim kılmaya çalışan, bunu yaparken dünyanın düzenini altüst eden bu yaklaşımların büyük bir sorun oluşturmaya başladığı söylenebilir.  Buna bir yönüyle ‘megalo-manyaklık’ diyebiliriz. Siyasal psikolojideki bozulma, küresel bir sorun olarak karşımıza çıkıyor" dedi.

"Megalo-idea büyük ülkü, ideal, fikir anlamında kullanılıyor" diyen Akdoğan, "Aslında Rumların geliştirdiği bu kavram, Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethinden beri Rumların Bizans İmparatorluğunu yeniden kurma hayalini yansıtıyor" ifadesini kullandı.

Akdoğan'ın yazısının ilgili bölümü şöyle: 

"Tek süper güç olma ve dünyanın geri kalanını dize getirme anlayışı, böyle bir büyüklük hezeyanına, kibrine ve şımarıklığına dayanıyor. 

Tarih boyunca hep kendisini asil ırk, seçilmiş kavim, büyük kehaneti gerçekleştirecek seçilmiş kişi görenler olmuştur. Bunlar hiçbir zaman ana akım, belirleyici güç, merkez aktör olamamıştır. 

Bugün ise açıkça bir ‘büyüklük kuruntusu’, ‘süper güç kibri’ gelişiyor. 

Aslında bu tür siyasi rahatsızlıklar gerçekliğe dayanan bir özgüven patlamasını değil, ezikliğin getirdiği bir aşağılık kompleksini yansıtır. 

Küresel siyaseti olumsuz etkileyen bu siyasi akıl tutulmasının sebebi yönetim erkinde görülen beyin hasarıdır. İrrasyonaliteye savrulup bütün dünyaya bunu kabul ettirme, olmayacakları olur yapmaya çalışma hali… 

Siyasal psikolojideki bozulma, küresel bir sorun olarak karşımıza çıkıyor.

Marjinalliğin kendisini dayattığı bu hale karşı umumi efkârın ve sağduyunun galip gelmesi kaçınılmazdır. 

Dünya ideolojiler arasında, sınıflar arasında, din ve mezhepler arasında çok savaşlar, mücadeleler görüşmüştür. 

Evanjelistlerin mesiyanik/masonik yaklaşımlarının bu boyutta bir soruna dönüşmesi ise ayrı bir beladır. 

Bütün dünya ülkelerini ve dünya barışını etkileyen ise bunun büyük devletlerin resmi ideolojisi ve ana yönlendiricisi gibi bir pozisyona gelmesidir.

Medeniyetler çatışması gibi sunulan bu durum, aslında bir grubun hezeyanlarını yaşama geçirme girişiminden başka bir şey değildir."

Megalo-manyaklığa karşı bütün ülkelerin yapması gereken ise ortak aklı, vicdanı ve sağduyuyu harekete geçirmektir.