Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Siyasi Başdanışmanı ve Star gazetesinin yazarı Yalçın Akdoğan, dünkü açıklamasından sonra bugün de Star gazetesindeki yazısında 2004 tarihli MGK toplantısında Gülen cemaatine yönelik alındığı öne sürülen kararla ilgili konuya ilişkin detaylı açıklamalara yer verdi. Akdoğan "Hükümet tüm bu süreçte, saldırılara ve girişimlere göğüs gerdi, vücudunu siper etti" dedi.
Yazısında "Öncelikle MGK kararları tavsiye niteliğindedir" diyen Akdoğan, "Geçen 9 yıl, böyle bir eylem planı ve uygulama olmadığını ortaya koymuştur. Bu MGK kararı da Bakanlar Kurulu'nda imzaya açılmamış, uygulamaya dönüşmemiştir. Bu tavsiye kararı, hiçbir kuruma veya kişiye gönderilmemiştir" ifadesini kullandı.
Yalçın Akdoğan'ın Star gazetesinde "Hükümet vücudunu siper etti" başlığı ile yayımlanan (29 Kasım 2013) yazısı şöyle:
Dün Taraf gazetesinde çıkan bir haber önemli bir gündem maddesi haline geldi. ‘Gülen’i bitirme kararı’ şeklinde duyurulan haber, 2004 tarihli Milli Güvenlik Kurulunda gündeme gelen bir kararla ilgili... Habere göre Ahmet Necdet Sezer başkanlığındaki MGK’da Türkiye’de Nurculuk ve Gülen grubu konusu değerlendirilmiş ve bu konuda bir eylem planı hazırlanması istenmiş.
Dün yaptığım açıklamada bu kararın hükümet tarafından ‘yok hükmünde’ kabul edildiğini, Bakanlar Kurulu kararı alınmadığını ve herhangi bir işlem yapılmadığı ifade ettim.
Malum AK Parti’nin ilk yıllarında sadece MGK’da değil, YAŞ ve Terörle Mücadele Yüksek Kurulu gibi ortamlarda ‘irtica’ öncelikli başlıklardan biriydi. Bu konudaki suçlamalar da çoğunlukla hükümete yönelik serzenişler, eleştiriler ve tarizler şeklinde ortaya çıkıyordu.Hükümet irtica tehdidi başlığı altında yapılan suçlamaların sanal ve asılsız olduğunu anlatmak, sadece kendisini değil tüm muhafazakar camiayı savunmakla uğraşıyordu.
Hangi okulda başörtülü öğrenci var, nerelerde Kur’an Kursu faaliyeti yürütülüyor, hangi cemaat ne tür faaliyetler yapıyor gibi meseleler sürekli gündeme taşınıyordu. Neticede iktidara yönelen saldırılar, yapılan çıkışlar, açıklanan bildiriler, ardından gelen kapatma davası hep ‘irtica’ suçlamasına dayandı. Hükümet tüm bu süreçte bu saldırılara ve girişimlere göğüs gerdi, vücudunu siper etti.
MGK’nın eski yapısının devam ettiği günlerdeki toplantılarda bu tür konular konuşulmuştur ancak hükümet buna yönelik hiçbir yanlış girişimin içinde olmamıştır. Öncelikle MGK kararları tavsiye niteliğindedir. Ayrıca geçen 9 yıl böyle bir eylem planı ve uygulama olmadığını ortaya koymuştur.
Bu MGK kararı da Bakanlar Kurulu’nda imzaya açılmamış, bir karara ve uygulamaya dönüşmemiştir. MGK kararının uygulanmasına yönelik hiçbir işlem yapılmamış, bu tavsiye kararı hiçbir kuruma veya kişiye gönderilmemiş, hiçbir talimat verilmemiştir. Bu kararın hukuki sonuç doğurabilmesi için Bakanlar Kurulu’nda görüşülerek kabul edilmesi, karara bağlanması gerekirdi. Hükümet bu tavsiye kararını ademe mahkum etmiştir.
Anayasa’nın MGK ile ilgili maddesi şu şekildedir: “Millî Güvenlik Kurulu; Devletin millî güvenlik siyasetinin tayini, tespiti ve uygulanması ile ilgili alınan tavsiye kararları ve gerekli koordinasyonun sağlanması konusundaki görüşlerini Bakanlar Kuruluna bildirir. Kurulun, Devletin varlığı ve bağımsızlığı, ülkenin bütünlüğü ve bölünmezliği, toplumun huzur ve güvenliğinin korunması hususunda alınmasını zorunlu gördüğü tedbirlere ait kararlar Bakanlar Kurulunca değerlendirilir.”
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç konuyla ilgili şunları söyledi: “Dindarları, insanları rahatsız edecek hiçbir şey yapmadık. Ayrımcılıkları ortadan kaldırdık. MGK Siyaset Belgesi’ni değiştirdik. İrtica bir iç tehdit olarak görülürken AK Parti hükümetleri zamanında bu değiştirildi. İrticayı tehlike olmaktan çıkaran hükümet nasıl olur ki böyle yazılı bir şey yapsın. Böyle bir karar alınmış olsa bile bu sadece tavsiye niteliğinde olabilir.”
AK Parti’nin herhangi bir gruba, kesime veya camiaya yönelik böyle bir girişime sıcak bakması, desteklemesi, zemin hazırlaması söz konusu olamaz. AK Parti iktidarı tehdit ve tehlike algısını değiştirerek önemli bir kazanım sağlamıştır. Nitekim tüm grup ve kesimler AK Parti’nin geliştirdiği demokrasi ve özgürlük zemininde ciddi mesafeler almışlar, önemli hizmetlerde bulunmuşlardır.