Güngör Uras
(Milliyet, 15 Haziran 2012)
Yabancılar fabrika kurmaya değil satın almaya gelir oldu
Sanayi ve hizmet sektöründe iş yapan şirketlerde “yabancı” payı 2009 yılında yüzde 15.5’e ulaşmış.
TÜİK her yıl ”Yabancı kontrollü girişim istatistikleri”ni yayınlıyor. TÜİK’in belirlemelerine göre, 2009 yılında (Tüm sanayi ve hizmet işletmelerinin yüzde 75’ini oluşturan) 46.458 işletmenin 1.315’i “yabancı kontrollü işletme”dir.
Sanayi ve hizmet sektörü dışında, finans sektöründe, bankalardaki yabancı sermaye payı yüzde 22 dolayında. Borsa’dan yabancıların satın aldıkları banka hisseleri de eklendiğinde pay yüzde 42 dolayına yükseliyor. Sigorta sektöründe yabancı sermaye payı yüzde 65’e yükseldi.
Biz uzun yıllardır “Yabancı sermaye gelsin” diye bekleriz. Bizim bekleyişimizin arkasında yabancı sermayenin (1) Türkiye’de bulunmayan teknolojiyi getirmesi, (2) Bizim kendi imkânlarımızla kurmayı beceremediğimiz ekonomik boyutta, dünya pazarında rekabet edebilecek üretimi sürdürecek “Döviz Fabrikaları”nı kurması, (3) Türkiye’de olmayan yönetim ve pazarlama becerisini bize öğretmesi (4) Ek istihdam yaratması vardır.
Yabancılar pazar payı için geliyor
Fakat görünen o ki, Türkiye’ye gelen yabancı sermaye, (1) Bizim kendi imkânlarımızla kurduğumuz ve işletmeye aldığımız, iç ve dış pazarda iş yapan şirketlerimizi satın almaya geliyor. (2) Yeni teknoloji getirmek için değil, pazar payını satın almak için geliyor.
Yerli kaynaklarla ve imkânlarla iş kurduktan sonra işini büyüten yerli girişimciye “Sen şirketinin tamamını veya belli bölümünü yabancıya neden satıyorsun?” diye sormaya kimsenin hakkı olamaz.
Türkler tarafından kurulmuş, belli pazarlarda öne çıkmış şirketleri satın almak için gelen yabancılara, “Sen neden ‘Döviz Fabrikası’ kurmak yerine, bizim kendi imkânlarımızla kurduğumuz şirketleri alıyorsun?” diye sormaya kimsenin hakkı olamaz.
Yabancıların ticaretteki payları artıyor
Bu yazının amacı “Yabancı sermaye düşmanlığı yapmak-Yabancı sermayeyi eleştirmek” değildir. Durum tespitidir. Durum tespitini de biz yapmıyoruz. Devletin TÜİK’i yapmış. Biz TÜİK’in rakamlarını aktarıyoruz.
Durum tespitine göre, yabancı sermaye (maalesef) ileri teknoloji getirmiyor. Bizim sahip olduğumuz teknolojiyi kullanan şirketleri alıyor. İmalat sanayinde yabancı kontrollü şirketlerin toplam üretimlerinde yüksek teknolojiye dayalı üretimin payı sadece yüzde 10.9 oranında iken, düşük teknolojiye dayalı üretiminin payı yüzde 24.5 oranında.
Sanayi ve hizmet istatistiklerine göre yabancı kontrollü girişimlerin toptan ticaretteki payı (ağırlığı) yüzde 30.7, perakende ticarette yüzde 14.0, gıda ürünleri üretiminde yüzde 12.6, tütün ve sigara üretiminde yüzde 90.4, temel eczacılık ürünleri üretiminde yüzde 51.0 dolayında.
Türkiye’de yabancı kontrollü işletmelerde Alman sermayesinin payı yüzde 17.1, ABD sermayesinin payı yüzde 14.9, Fransız sermayesinin payı yüzde 13.1 oranında.
Ekonomi Bakanlığı verilerine göre 2012 Nisan sonu itibariyle Türkiye’de yüzde yüz yabancı sermayeye sahip (değişik sektörlerde) 23.963 şirket, yabancı sermayenin belli bölümünü satın aldığı 5.401 şirket var.