Diyarbakırspor Başkanı Çetin Sümer, açılım sürecini değerlendirdi. Bursa'daki olaylar sırasında kendisini Bosnalı gibi hissettiğini söyleyen Sümer, 'Terörün spora yansımasını engellemek için bu olayın üzerine gittik. Bursa'da akan kan diğer vilayetlere sıçrayacaktı' dedi
Kürt açılımıyla birlikte, Diyarbakır'da devletin yüzü yumuşuyor. Şehrin süper Valisi Hüseyin Avni Mutlu, gelenekleri yıkarak DTP'li Belediye Başkanı Osman Baydemir'le etkinliklere katılıp, yan yana görüntüler veriyor. Yıllarca, panzerlerle, copla karşılık bulan mitingler, yürüyüşler, kitlesel basın açıklamaları, Diyarbakır'da artık 'Demokratik hak' olarak kabul görüyor.
Diyarbakır'da bu gelişmeler sürerken, Bursaspor - Diyarbakırspor karşılaşmasında yaşanan olaylar bir anda Türkiye'nin gündemine oturdu. Çirkin tezahürat ve tribünlerdeki pankartlar provokasyonlarla tetiklenebilecek tehlikenin boyutlarını da ortaya koydu.
Bursaspor maçında yaşanan olaylara varana kadar pek çok konuyu, Diyarbakırspor'un çiçeği burnunda 1972 doğumlu yeni başkanı Çetin Sümer Akşam gazetesine anlatıyor. İşte o söyleşi:
- Olaylar çok konuşuldu. Biz biraz da sonrasını konuşalım...
Tüm kesimlerden olayı kınayan tepkiler aldık. Toplumun sağduyusu harekete geçti. Kardeşlik duyguları içinde batı ve doğu ayrımı gözetmeden herkes olumlu tepki verdi.
- MHP, DTP, hatta Alperenler de sizi aramış.
Siyasi partiler, sivil toplum örgütleri aslında hepsi bu olaya duyarlı davrandı. Çünkü Bursa'da yaşananlar tüm topluma zarar verecek üzücü olaylardı.
- Diyarbakırspor'un başkanı olmak zor mu?
Diyarbakırspor'un başkanlığını yapmak, başka bir ülkede cumhurbaşkanlığı yapmaya benziyor. Çok zor imkanlar içinde bir kulüp yönetimine sahip olduk. Tüm gelirlerine icra ve tedbir konmuş, hiçbir kalıcı geliri de olmayan, bir tane futbolcusu olan bir kulübü aldık. Şu anda 30 futbolcumuz var. 8'i yabancı. İkisi Diyarbakır doğumlu. 20'si de Türkiye'nin çeşitli illerinden çocuklar.
- Uyum sağlayabildiler mi?
Ziya hocanın çok büyük katkısı oldu. Gece üçlere-dörtlere kadar çalışarak böyle bir takım oluşturduk. Çok uyumlular çocuklar. BM gibi olduk. Peru'dan, Irak'tan, Gine'den, Mısır'dan, Almanya'dan gurbetçi oyuncularımız var. Fikri isimli bir tercümanımız var. 8 dil bildiği için herkesle anlaşma sağlıyor.
- Kürtçe bilen var mı?
Sadece Diyarbakır doğumlu olan iki oyuncumuz biliyor. Diğerleri bilmiyor.
- Oyuncularınızı moral olarak toparladınız mı?
Netice itibarıyla yabancılar o kadar etkilenmedi. Çünkü Ayman harici hiçbiri Türkçe bilmiyor. Ama Türk vatandaşı olanlar çok etkilendi.
'Kendimi Bosnalı gibi hissettim'
- O anda neler hissetiniz?
Ben en son Bosna -Türkiye milli maçına gittim. Milli Takım'a destek olmak, ülkemizin başarısını görmek için. Milli maçlarda insanın milli duyguları da kabarıyor malum. O gün orada büyük heyecan duymuştuk. Ama Bursaspor maçında kendimi bir an Bosnalı gibi hissettim. Başka bir ülke takımıymışız gibi bir duyguyu yaşadık.
- Yabancı futbolcular şaşırdılar mı olaylara?
Ekvator doğumlu kalecimiz Espinoza ile biraz sıkıntı yaşadık. Türk bayraklarının açılması, 90 dakika süren seyirci baskısını görünce büyük şaşkınlık yaşadı. Çünkü daha önce deplasmanlara gittiğinde böyle bir şey görmemişti. Biraz etkilendi, ama şimdi iyi.
- Yabancı futbolcularınız Kürt açılımı, Kürt sorunundan haberdar mı?
Elbette haberdarlar. Diyarbakır'a gelirken buranın nasıl bir yer olduğunu biliyorlar. Siyasi bilgileri var. Ama buraya geldikten sonra ortamı hep sıcak buluyorlar.
- 'Kürt açılımı' size nasıl ulaştı?
Biz yönetime geldiğimiz ilk günden beri sürekli 'Barış ve kardeşlik' diyoruz. Sayın Başbakanımızın gösterdiği açılımla ilgili desteğimizi de her platformda dile getirdik. Eğer akan kanın durmasına bizim de bir nebze katkımız olacaksa ne mutlu bize diyoruz.
'Biz öncelikle siyasi bir kulüp değiliz'
- Maçlarınıza DTP'liler de Vali Mutlu da sürekli geliyormuş...
Biz öncelikle bir siyasi spor kulübü değiliz. Herkese eşit mesafedeyiz. Devletin iç dinamikleri dediğimiz resmi birimlerine de, yerel yönetimlere de eşit mesafedeyiz.
- Aziz Yıldırım'ın mı işi zor, sizin mi?
Aziz Yıldırım Fenerbahçe imparatorluğunu idare ediyor. O işin 'zor' bölümünü bitirmiş. Ama gelin görün ki, Diyarbakır gibi içi boş, bütün alacakları için icra gelmiş, altyapısı olmayan, kurumsallaşmamış bir yönetim bence çok daha zor. Aziz Yıldırım bize son dönem çok büyük destek oldu. Zaman zaman görüşlerini alıyoruz. Maç sonrası da birlikte olduk. Bize sağduyulu davranmamızı tavsiye etti.
- Maçta yaşananlara Bursalıların büyük bölümü de tepki verdi.
Biz sadece Bursaspor'a mal etmiyoruz yaşananları. Yani sırf onlara ceza kesilsin diye gündeme getirmedik. Benzer olayların yaşanmasını engelleyecekse ceza verilmeli.
- Vatandaşların ilgisinden memnun musunuz?
Olayları kınayan, Diyarbakırspor'a destek veren olumlu tepkiler aldık. Trabzon ve Sivas deplasmanlarına gittik, hem kulüp yöneticileri hem de taraftarlar bize son derece misafirperver davrandılar. Stadyumun centilmenliği bizi mutlu etti.
Bursa'daki olaylar bir defa daha yaşanmasın diye konuyu gündeme taşıdık.
O gün 20 taraftarımızın yaralanmasına neden olan olaylar, yarın başka stadyumlara taşınırsa, Bursa'da akan kan Türkiye'nin diğer vilayetlerine sıçrayacaktı. Kardeşlik, huzur ortamı bozulacak ve Türk toplumu bundan zarar görecekti. Akan kanın durması için başlatılan toplumsal barış açılımının zarar görmemesi için terörün stadyumlara taşınmasını engellemek için bu olayın üzerine gittik.
Welatlar Bağverler milli takımda olsun
- Milli Takım'da Kürt kökenli oyuncular var mı?
Bizim en büyük idealimiz Milli Takım'a oyuncu vermek. Türk Milli Takımı'nda Diyarbakır'dan yetişmiş oyuncular vermeyi hedefliyoruz.
- Arda'lar çıksın, Semih'ler çıksın istiyorsunuz özetle...
Şeyhmus'lar, Barış'lar, Welat'lar (vatan), Bağver'ler (inanç) çıksın istiyoruz. Biz de bu ülkenin bir parçasıyız. İçimizde ayrı gayrı yok. Neden milli takımda bizim futbolcularımız oynamasın? Bizim işimiz siyaset değil. Biz stadyumda futbolumuzu oynayacağız. Ama bu tür şiddet olaylarını Türk toplumuna zarar vereceği kesindir. Toplum olarak çok hassas bir toplumuz. Stadyumda siyaset yapmak isteyen insanlar yanlış adresteler. Siyasetin adresi TBMM'dir.
- Bursaspor geldiğinde nasıl karşılanacak Diyarbakır'da?
Çiçeklerle ve sevgiyle.
United Colors of Diyarbakır
Takımın bekar oyuncularının çoğunluğu, artık şehir merkezinde kalan bir mekanı birlikte paylaşıyor. Dünyanın ve Türkiye'nin dört bir yanından gelmiş genç isimler son yaşananların etkisini üzerlerinden atmaya çalışıyor. Kemal Zeydan'ın hocalığında çalışan takımın bir bölümü o olayları anlattı:
Osman Kurtuldu (Kaleci, Trabzon): Bursa gibi Eskişehir gibi illerde bu sıkıntıyı yaşıyoruz. Çabuk gaza gelen bir seyirci var. Futbolda bunların olmaması gerekiyor.
Şener Aşkaroğlu (Kütahya): Stadyum bir anda savaş alanına döndü. Ambulansların girip çıktığını duyuyordum. Onlarca ambulans gidip geldi. Bizim yönetimin olayların yatıştırmak için çabaladığını ancak Bursaspor'un yöneticilerinin ise oturduğunu gördüm. Bu beni çok özdü.
Diyarbakır'a gelirken benim de endişelerim olmuştu. Ama burada kendimi yabancı hissetmiyorum. Halk bize sahip çıkıyor. Diyarbakır'ın kendiyle barışık bir halkı var. İş siyasi boyutlara geldi. Biz futbol oynamak istiyoruz. Diyarbakır halkını tanımadıkları için bu kadar önyargılılar ama yanlış yapılıyor. Bir tek gün bile burada bize yabancı gibi davranan olmadı.
Erkan Atılgan (Bingöl): Almanya'da doğup büyüdüm. Bursa'da en çok çocukların durumuna üzüldüm. Türk futboluna, Türkiye'ye hiç yakışmıyor.
Bursa'ya mal edemeyiz Hakan Güler (Sivas): Almanya'da doğup büyüdüm. Siyasetin bu kadar üst seviyeye çıktığı bir başka maç görmedim. Bizi biraz da deplasmanda düşürmek için yaptıklarına inanıyorum. Diyarbakırlılar bize hep sahip çıktı. Olanları Bursalılara mal etmememiz gerekiyor. Bursa da bizim Diyarbakır da bizim.
Karar açıklandığında akşam oradaydı
Bursaspor'un sadece 110 bin TL para cezası alması, ancak buna karşın orada olmayan bir yöneticinin bile 90 günlük cezaya çarptırılması büyük infial yarattı. Başkan Çetin Sümer başta olmak üzere tüm yönetim o gece isyan etti desek yeridir.