4 yıl önce Ukrayna'dan kaçarak Türkiye'ye yerleşen ve milli yüzücü olan Viktoria Zeynep Güneş, Türkiye'de olmaktan dolayı mutsuzluğunu dile getirdi.
Milli yüzücü, Yüzme Federasyonu'ndan destek görmediğini ve yalnız bırakıldığını söyleyerek, kendisine antrenör bile bulunmadığı için sitem etti.
Budapeşte’de geçen hafta biten Dünya Şampiyonası’nda katıldığı 4 yarışın hiçbirinde yarı final bile göremeyen milli yüzücü, 2.19.64 ile dünya gençler rekoru kırdığı 200 metre kurbağalamada bile 2.28.68 yüzerek elendi. Türkiye’ye dönüşünde Habertürk’ten Murat Ağca'ya konuşan Güneş, 2016 Rio sonrası yalnız bırakıldığını ve Yüzme Federasyonu’ndan yeterli destek görmediğini söyledi. 9 aydır annesi ile antrenman yaptığını, kamp ve yarış taleplerinin karşılanmadığını ifade eden Güneş, “Son bir yılda yaşadıklarıma bakınca, Türkiye’ye geldiğim için mutlu olduğumu söyleyemem” dedi. İşte bir yıldız yüzücünün ‘hüzünlü’ ama ‘ibretlik’ hikayesi:
"Annem ile çalıştım"
“Olimpiyat sonrasında düzenli antrenörüm olmadı. İrina Vyatchanina ile ayrıldıktan sonra İstanbul’da 9 ay annemle çalıştım. Sonra kendi imkanlarımla Avustralyalı bir antrenör buldum. Son iki ayda onunla çalışmayı istediğimi federasyona bildirdim, sonuç alamadım. Kamplar ve yarışlarla ilgili taleplerimde federasyon yetkilileri verdikleri sözleri tutmadı.”
"Herkesten özür dilerim"
“Şu anki performansımdan tabii ki hiç memnun değilim. Hayal kırıklığına uğrattığım kişilerden özür diliyorum. Ancak olimpiyat sonrası her şey değişti. Federasyondan destek görmemeye başladım. Dünya Şampiyonası’na hazırlık sürecinde istediğim kampları alamadım. Yeteri kadar yarışa gidemedim. Dünya Şampiyonası öncesi üç yarış yüzebildim. Federasyon sadece Fransa’da iki haftalık bir kamp verdi. İskoçya’daki kampımı kendi imkanlarımla karşıladım. Oradaki yarışların kayıt parasını bile kendim ödedim. Sadece kulübüm ENKA’dan maaş alıyorum.”
"Beni çok yordular"
“Bütün yaşananlar yüzünden Budapeşte’ye kadar o kadar çok yorulmuştum ki. Ben yüzücüyüm ve bütün bunları benim düşünmem gerekmiyor. Bunlar için yalvarmam da gerekmiyor. Federasyona ihtiyaçlarımı içeren e-posta mesajları gönderdim. Bunları okudular ama asla cevap vermediler. Bir yılda federasyon iki kez yönetim değiştirdi. Bu sık değişiklik de beni negatif etkiledi. Bu tip durumlarda enerji ve zaman kaybediyorsunuz. İstediğim desteği alabilseydim, istediğim antrenörle uzun süreli çalışabilseydim, doğru dürüst antrenman yapıp yeteri kadar kampa giderek yarışlara katılsaydım, tabii ki Dünya Şampiyonası’nda madalya için yüzebilirdim.”
"Umudumu kaybetmedim"
“Son 1 yılda yaşadıklarıma bakınca, Türkiye’ye geldiğim için mutlu olduğumu söyleyemem. Pişman da değilim, benim için büyük ama mutsuz bir tecrübe oldu. Yıllarımı boşa harcadım. Fakat hala çok gencim. Her şeye rağmen bir şeylerin değişeceğine ve düzelebileceğine inanıyorum, yoksa yüzmeye devam etmemin bir anlamı olmazdı. Ukrayna’ya geri dönmeyi hiç düşünmedim. Zaten ailem de burada yaşıyor.”
"İrina'ya geri dönebilirim"
“Türkiye için en az iki olimpiyat daha yüzmek istiyorum. Bunun için de iyi bir antrenöre ve uygun bir çalışma ortamına ihtiyacım var. Dünya rekoru kırdığım Ukraynalı eski atrenörüm İrina Vyatchanina’ya da dönebilirim. Belki geçmişte ayrılmakla hata yapmış olabilirim.”
"Havuzda şok geçirdim"
“Dünya Şampiyonası’nda 200 metrede yarı finali kıl payı kaçırdığımda şok oldum. Giderken madalya beklemiyordum ama en azından 200 metre ve 400 metre bireysel karışıkta final yüzebilirim diye düşünüyordum. Kurbağalama tekniğimde çözmem gereken sorunlar olduğunu düşünüyorum.”
"Büyük baskı hissettim"
“Şampiyonada federasyon başkanı Erkan Yalçın benden madalya ve dünya rekoru beklediğini söyledi. Ben de ona yalnız çalıştığımı, bunun mümkün olmadığını ilettim. Bana stres yapmamamı söyledi. Fakat üzerimde büyük baskı hissettim. Bu beni gerçekten strese soktu. Zaten şampiyonanın ilk gününden sonra bir daha kendisini görmedim.”