Kültür-Sanat

'Venedik'te Bri Gece' opera sahnesinde

Venedik gecelerinde çapkın bir dükün maceralarını anlatan ''Venedik'te Bir Gece'', izleyiciyle buluşmaya hazırlanıyor.

23 Ocak 2009 02:00

Venedik gecelerinde çapkın bir dükün maceralarını ve o dönemin çalkantılarını eğlenceli bir dille anlatan ''Venedik'te Bir Gece'', izleyiciyle buluşmaya hazırlanıyor.

Avusturyalı besteci Johann Strauss'un yıllar önce İstanbul sahnelerinde arka arkaya 38 kez sergilenen eseri, 7 Şubat'ta başkentte prömiyer yapacak.

Ankara Devlet Opera ve Balesi'nin yeni eserini Gürçil Çeliktaş sahneye koydu. Orkestrayı Sunay Muratov'un yöneteceği yapıtın dekoru Tayfun Cebi'nin, kostümleri Nursun Ünlü'nün imzasını taşıyor. Koreografisini Nursun Ünlü'nün gerçekleştirdiği yapıtın ışık düzenini Tahsin Çetin gerçekleştirdi.

Eserde, Urbino Dükü'nü Erdal Şen, Arda Doğan ve Barış Yanç dönüşümlü olarak canlandırırken, ''Caramello'' rolünde Murat Karahan ile Oğuz Sırmalı, ''Delacque'' rolünde ise Levent Akev ile Serhat Konukman seyirci karşısına çıkacak. Eserde, Ayşe Özkan, Dolunay Dilek, Volkan Şen, Umut Kosman, Serkan Kocadere, İnanç Makinel, Hülya Kazan, Tuğba Mankal, Selva Erdener, Seda Aracı, Candan Üstün, Sezin Kirişci, Bilge Yılmaz, Fatih Özkaya ile Eray Kocatürk de rol alıyor.

Valslerin bestecisi

Müzisyen bir ailenin 5 çocuğunun en büyüğü olarak 25 Ekim 1825'te Viyana'da dünyaya gelen Johann Strauss, tüm dünyada valsleri ile ün yaptı.

Babasının evi terk etmesi üzerine tamamen müziğe yönelen genç Strauss, aileyi geçindirme yükünü üstlendi ve 1849'da hayata veda eden babasının orkestrasıyla kendisininkini birleştirdi.

1871'de operetler bestelemeye başlayan ve ilk başarılı çıkışını ''Kırk Haramiler ve Binbir Gece Masalları'' operetiyle yapan Strauss, 1874'de en ünlü opereti ''Yarasa''yı besteledi. İlk gösterimi başarısız olsa da ''Mavi Tuna'' ve ''Yarasa'', onun ününün Avrupa sınırlarını aşmasını sağladı.

Strauss, ''The Merry War'' adlı operanın 25 Kasım 1881 tarihindeki başarılı prömiyerinin ardından Johann Strauss, metin yazarları F.Zell ve R. Genee ile görüşmelere başladı. Bu iki yazarla ''Der Bettelstudent'' ve ''Venedik Geceleri-Venetian Nights'' adlı iki metni yazmaları konusunda anlaşmaya varan besteci, o dönemde eşi Angelika Dittrich'ten boşanmak istemesi, ancak kilisenin kabul etmemesi nedeniyle sıkıntılı bir dönemden geçiyordu.

Eseri meydana getiren bestecinin prömiyerini Berlin'de gerçekleştirdiği tek operası olan ''Venedik'te Bir Gece'', 3 Ekim 1883 tarihinde Neuen Friedrich Wilhelmstadtischen Theater'da izleyici karşısına çıktı. Aldığı ilk eleştiriler olumsuz yönde olan eserde Strauss değişiklikler yaptı ve yapıt 9 Ekim 1883'te Viyana prömiyerini gerçekleştirdi.

Viyana prömiyerinde büyük bir başarı kazanan yapıt, Johann Strauss'un bugüne kadar en çok sahnelenen eserleri arasında yer alıyor.

Rekortmen eser

Eseri sahneye koyan Gürçil Çeliktaş, eserin okuma provalarının geçen yıl Kasım ayında, provalarının ise yeni yıl ertesinde başladığını söyledi.

Yapıtın opera sahnelerinin en çok sahnelenen ve ilgi gören yapıtları arasında yer aldığını aktaran Çeliktaş, bunu yapıtta işlenen Venedik'in büyülü atmosferine ve konuyla iç içe geçmiş melodilerine bağladı.

Eserin konusunun 19. yüzyıl sonlarında geçtiğini ve çapkın bir dükün maceralarıyla beraber dönemin çalkantılarını işlediğini kaydeden Çeliktaş, ''Bu yapıtın zengin bir melodi akışı var. Kulağa hoş geliyor ve Strauss'un kendine özgü müzik yapısı da bu eserde kendini iyice hissettiriyor. Dolayısıyla seyirciyi de cezbediyor'' dedi.

Operanın yıllar önce Ankara'da sahnelendiğini ve 1982 yılında da kendi rejisiyle İstanbul sahnesinde seyirciyle buluştuğunu ifade eden Çeliktaş, eseri daha ''çağdaş'' bir anlayışla yeniden izleyici karşısına çıkaracaklarını belirtti.

Eserin o dönemde büyük bir ilgiyle karşılandığını ve Zehra Yıldız, Suha Yıldız gibi sanatçıların operada sahne aldığını anlatan Çeliktaş, ''Bu eser, genç yaşta hayata veda eden Zehra Yıldız'ı opera dünyasına kazandırdı. O dönem genç sanatçılarla yola çıktık ve onlar ünlü birer yıldız oldu'' sözleriyle yapıtın Türk opera tarihindeki yerinin de altını çizdi.

Yapıtın yıllarca İstanbul sahnesinde kaldığını ve ayakta alkışlandığını vurgulayan Çeliktaş, ''Bu, İstanbul'da arka arkaya 38 temsil yapmış rekortmen bir eserdir. O dönem ayakta alkışlanan yapıtın tekrar aynı ilgiyi göreceğine inanıyorum'' diye konuştu.

Çeliktaş, kadrosunu genç sanatçılardan oluşturdukları yapıtın, İstanbul'a oranla daha küçük boyutlara sahip bulunan Ankara Devlet Opera ve Balesi sahnesine uyarlanarak pek çok yeniliklerle izleyici karşısına çıkacağını sözlerine ekledi.