Kültür-Sanat

Ve geri sayım başladı

Sinema endüstrisinin en gözalıcı törenlerinden Oscar için sayılı günler kaldı.

27 Şubat 2010 02:00

T24 - Sinema endüstrisinin en gözalıcı törenlerinden Oscar için sayılı günler kaldı. Eleştirmenlerin çoğunun favori filmi Avatar olsa da, bu sene yeni oylama sistemi Avatar'ın şansını azaltıp, The Hurt Locker'ın heykelciği alarak süpriz yapabileceği kanısında. Kathryn Bigelow ismi ise "En İyi Yönetmen" ödülünü alması halinde Oscar tarihine bir ilke damgasını vuracak gibi görünüyor.

Sinemaseverlerin merakla beklediği ve bu sene 82’ncisi düzenlenecek olan Oscar ödül töreni 7 Mart Pazar gecesi sahiplerini bulacak. Her sene Şubat ayından gerçekleşen törenin bu yıl Mart ayında gerçekleşme sebebi ise Kanada’da gerçekleşen Kış Olimpiyatları ile kesişmesi olarak açıklandı.
 
Kodak Theater`da gerçekleşecek olan geceyi ise Hollywood’un iki ünlü aktörü Steve Martin ve Alec Baldwin beraber sunacak.
 
Sinema dünyasının en prestijli ödülleri Oscar'ın adayları 2 Şubat günü Anne Hathaway ve Akademi Başkanı Tom Sherak sunumuyla açıklandı. Uzun yıllardır 5 filmin yarıştığı En İyi Film dalında bu sene sürpriz bir şekilde 10 aday yarışıyor. Beklendiği gibi favori filmler 'Avatar' ve 'The Hurt Locker' (Ölümcül Tuzak) En İyi Film ve En İyi Yönetmen ödülleri dâhil en fazla adaylık kazanan filmler oldular. Bunun yanı sıra Quentin Tarantino'nun yönettiği  “Inglourious Basterds” (Soysuzlar Çetesi), en iyi film kategorisi de olmak üzere sekiz dalda aday.
 

İşte bu senenin Oscar Adayları'nın tam listesi
 
Türkiye sinemalarına Oscar’a aday en iyi 10 film arasından sadece 2 filmin vizyona girmemesi, aslında filmleri yorumlamak açısından oldukça bizleri şanslı kılıyor. Otoriteler  ‘En iyi film’ kategorisinde Avatar ve The Hurt Locker’ın büyük çekişme içerisinde olduğunu söylese de bu sene Oscar jürisinin oylamasında gerçekleşen bu değişiklikle Avatar’ın heykelciği alma konusunda aleyhine bir durum olarak değerlendiriliyor.
 

Bu yıl oylama sisteminde değişikliğe gidiliyor
 
“En İyi Film” seçiminde 1945 senesinden beri oy kullanımı sırasında sadece bir film için oy veriliyordu. 2010 senesinde aday olacak 10 film içerisinden seçim yapacak olanlar en çok beğendikleri film dışında en çok beğendikleri ikinci ve üçüncü film için de oy verecekler.
 
Yeni sisteme göre, Akademi üyeleri en beğendikleri filmi seçmek yerine, aday olan 10 filmi 1’den 10’a kadar sıralayacaklar. Üyelerin yüzde 51’i tarafından “en iyi film” olarak 1’inci sırada gösterilen film Oscar’ı kazanmış olacak. Ancak bu durum, düşük bir olasılık olarak gösteriliyor.
 
Bir filmin oylama sonunda yüzde 51’i bulamaması halinde, sıralamada jüri tarafından en az oy alan “en iyi film” olarak tercih edilen film, oylama dışı bırakılacak. Bu durumda, bu filmi birinci sırada seçen jürilerin ise ikinci olarak belirledikleri (ikincide de yüzde 51’i geçmezse üçüncü belirledikleri) film esas alınıp, oylar tekrar dağıtılacak. Aday filmlerden herhangi birisi yüzde 51’i bulana kadar eleme ve tekrar oy dağıtımı yapılacak.


And the Oscar goes to…
 
En İyi Yönetmen kategorisinde yer alan adaylar arasında 1 kadın, 4 erkek adayla savaşacak. Önemli iki not verecek olursak; 82 yıllık Oscar tarihi boyunca bu kategoride sadece dört kadın yönetmen aday gösterildi. Daha ilginci ise Oscar tarihinde hiçbir kadına ‘En İyi Yönetmen’ ödülünün verilmedi. ‘The Hurt Locker’ın kadın yönetmeni Kathryn Bigelow’un bu kategoride ödülle dönmesi sanki Avatar’ı da en iyi film yapar gibi hissettiriyor bize. (Ya da tam tersi En İyi film; The Hurt Locker, En İyi Yönetmen; James Cameron )
 





En iyi erkek adaylar arasında, ülkemizde henüz vizyona girmeyen fakat geçtiğimiz İf Film Fesitvali’nde izleme şansı bulabildiğimiz Crazy Heart  filmindeki (kemeri ve ön düğmesi hep açık pantolonu, rahat, umursamaz ve bezgin karakteriyle ) oyunculuğuyla (HİÇ OSCAR KAZANMAYAN) Jeff Bridges Oscar’ı kapar gibi görünüyor. Ancak Invictus filmindeki Morgan Freeman’ın canlandırdığı Mandela performansıyla sürpriz yapabilir.
 
‘En İyi Kadın Oyuncu’ya gelirsek, The Blind Side'daki rolüyle ikinci baharını yaşayan Sandra Bullock’a kesin gözüyle bakılıyor.