Konda Araştırma Şirketi tarafından yapılan 'Metropollerin Yoksulları, Yoksunları Araştırması' ilginç veriler ortaya koymaya devam ediyor. Araştırmaya göre, varoştaki kadınlar için daha önce kırsalda varolan zor yaşam koşulları varoşlarda devam ediyor.
Araştırmanın Radikal gazetesi'nde yayımlanan 'Varoşlardaki kadınlar hiç makyaj yapmamış' (25.11.2008) adlı bölümü şöyle:
*Varoşta kadın olmak belki de en zoru. Özellikle onlar için göç ettikleri köylerindeki koşullar aynen devam ediyor. Varoştaki kadınların yüzde 60’ı hiç kolsuz bluz giymemiş, hiç mayo giymeyenlerin oranı ise yüzde 71.
*Kültürel etkinliklerden varoşlar çok uzak. Nüfusun yarısından fazlası hiç, tiyatro ve sinemaya gitmemiş. Yanı başlarındaki lüks hayatları ancak televizyondan izliyorlar. Üstelik çoğunluğun en önemli eğlencesi televizyon
Genel olarak bakıldığında gündelik hayatın 11 ayrı alanında (ibadet, alışveriş, eğlence, tatil, moda-giyim, makyaj, bankacılık, ilgi alanları, ev içi roller, tüketim, medya) davranış biçimlerine bakıldığında kırdan kentlere, kentlerden metropol lüks alanlara doğru bir artış ya da yoğunlaşma trendi görülüyor. Bu trendin tek bozulduğu yer varoşlar.
Metropole taşınan köyler Varoşlardaki yaşam biçimlerine ve davranışlarına bakıldığında köyler ile hemen hemen aynı davranış kalıpları gözleniyor. Yani metropolde olmak, varsayıldığı gibi kentleşme ve modernleşme getirmiyor. Aksine aynen köylerdeki yaşam biçimleri hayatın hemen her alanında neredeyse aynı alışkanlık ve davranış kalıplarıyla devam ediyor. Varoşlar içinde de 35 yaş altı kümeler ile bu yaş üstü kümeler arasında oldukça ciddi oranda farklılıklar gözleniyor.
Giyim konusunda tutuculuk Varoşlarda ‘kolsuz bluz giymek’, ‘makyaj yapmak’ nadiren görülüyor, ‘mayo’ ise nadiren ile hiçbir zaman arasında görülüyor. Varoşlarda yaşayanların yüzde 49’u hiç makyaj yapmamış, yüzde 71’i hiç mayo giymemiş, yüzde 60’ı hiç kolsuz bluz giymemiş. 35 yaş altı gençlerde makyaj yapmak, kolsuz bluz giymek bazen görülüyor ama yaş ilerledikçe giyim ve makyaj konusunda daha da tutucu bir profil çiziyorlar.
Piyasaya yeni çıkan teknolojileri ve ürünleri izlemek de, satın almak da oldukça az görülüyor. Fakat gençler arasında internet kullanımı yaygın.
Yılbaşı kutlaması bile lüks ‘Ailecek dışarıya çıkmak, yemek yemek’, ‘kültürel etkinliğe gitmek’ nadiren yapılan şeylerden. yüzde 37’si hiç arkadaşlarıyla dışarıda yemek yememiş, yüzde 52’si hiç tiyatroya, sinemaya gitmemiş, yüzde 51’i hiç yılbaşı kutlaması yapmamış. Erkeklerin kahvehaneye gitmesi neredeyse köyler kadar yaygın görülüyor, erkeklerin yüzde 20’si her zaman, yüzde 22’si sık sık kahvehaneye gidiyor. Tatil deyince genellikle memleketlerine gitmek anlaşılıyor ama zaten yüzde 44’ü hiçbir zaman tatil amaçlı seyahat yapmamış, yüzde 13’ü nadiren tatil yapmış.
Ev içinde hemen hemen tüm kararları erkekler verirken, hem giyim hem de yiyecek alışverişleri genellikle semt pazarından yapıyorlar. Fakat büyük marketlere gitme alışkanlıkları kentlere nazaran daha fazla ama yüzde 19’u süpermarkete hiç gitmemiş.
Tek eğlence televizyon Tasarruf oranları çok düşük ama yapabilirlerse gayrimenkule yatırımı tercih ediyorlar. Yüzde 24’ü bankacılık işlemi için bankaya hiç gitmemiş. Spor yapmak, müzik aleti çalmak vs. gibi özel ilgi alanları neredeyse hiç yok. Televizyonlarda ağırlıklı olarak dizi izliyorlar, yüzde 65’i her gün üç saatten fazla TV karşısında vakit geçiriyor.
Çocuklarının eğitimi için endişelenmekte çok haklılar Varoşlarda korkunun dozu diğer tüm kesimlerden yüksek. En büyük kaygıların merkezinde sosyal güvencesizlik var
Varoşlarda yaşayanların bireysel hayatları için korkularına bakıldığında, ülkenin en çok korkan kesimi oldukları görülmekte. Korku sıralamaları genel ülke sıralaması ile aynı fakat korku dozu diğer tüm kesimlerden daha yüksek. Sırasıyla “çocuğumun veya aile bireylerimin istediği eğitimi alamaması”, “Bağ-Kur, Emekli Sandığı gibi bir sosyal güvencem olmaması, edinememek veya kaybetmek”, daha sonra da “parasız kalıp, muhtaç olmak” korkusu geliyor.
Kuraklık büyük korku Ülke hayatı ile ilgili en büyük korkuları ise “kuraklık, hava kirliliği gibi sorunlar” ile “ekonomik kriz”. Daha sonrada ülkenin geleneklerinden kopuş ve bölünme tehlikesi korkutuyor. Ülke ile ilgili korkularında da yine siyaset ile az ilgileniyor oluşları belirgin olarak görülüyor.