Başbakan Tayyip Erdoğan’ın müdahale ettiği iddialarıyla gündeme gelen Urla’daki 1. derece sit alanında yıkım kararı bulunan kaçak villalarla ilgili tartışmalar sürerken bölgede yaşayan yüzlerce köylü, arazisini ekip biçtiği için yargılanıyor. Hapis cezasına çarptırılan köylüler, “Biz geçimimizi sağlamaya çalışıyoruz, kaçak villa yapanlar yargılanıyor mu?” sözleriyle tepki gösteriyor.
Urla, Seferihisar ve Çeşme’de yaşayan köylüler, tadilat yapmak bir yana arazilerine çivi dahi çakamıyor. Tapulu tarlalarını ekip biçtikleri için ağır ceza mahkemelerinde yargılanıyorlar. Zaman'dan Hasan Çilingir ve Özdemir Özkan'ın haberine göre, Urla’nın İskele Mahallesi Muhtarı Yaşar Yağcı, arazisindeki bağ kulelerinde tadilat yaptığı için ağır cezada yargılanmış, verilen 10 ay hapis cezası paraya çevrilmiş. 1984’te taş duvarlar çıktığı için tel örgülerle kapatılan arsasına girmesinin bile yasak olduğunu söyleyen Ahmet Gül, “Yasalar, sırf bizim gibi kanunlara saygılı vatandaşlara mı?” diye soruyor. Seferihisar’ın Sığacık Mahallesi de sit alanı. Tarlasını kullanan 80 kişiden en az yarısı, ya ağır cezada yargılanıp ceza almış ya da halen davaları sürüyor. Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, kendi ilçelerinde sit konusunda çok ağır yasaklar uygulanırken Urla’da yapılan değişikliği hatırlatarak, “Akıl mantık almıyor. İnanılır gibi değil.” ifadelerini kullanıyor.
Sit alanı olması sebebiyle mülk sahipleri, dedelerinden kalan tapulu arazilerine dahi giremiyor. Bu alanda tarlası bulunun Ahmet Gül, Urla İskele Mahallesi’nde denize 100 metre mesafedeki 11 bin 500 metrekarelik arazisine girmesinin bile yasak olduğunu söylüyor. 1984 yılında 1. derece sit bölgesi olarak belirlenen arazisinde taş duvarların çıktığını ve tel örgülerle kapatıldığını anlatan Gül, aynı bölgedeki arazilerin metrekare rayiç bedellerinin bin ile bin 500 TL arasında değiştiğini söylüyor. Kendilerine kamulaştırma bedeli olarak 50 lira teklif edildiğini ifade eden Gül, “Buraya bamya eksek, senede 2 bin TL kazanırız. O zaman devlet kirasını versin. Yasalar, sırf bizim gibi kanunlara saygılı vatandaşlara mı?” diyor. İskele Mahallesi Muhtarı Yaşar Yağcı da sit mağduru olduğunu aktarıyor. 15 bin 500 metrekarelik arazilerinde dededen kalma bağ kuleleri olduğunu dile getiren Yağcı, genişletmek amacıyla tadilat yaptığı için ağır cezada yargılandığını vurguluyor. Yağcı, “Tek tapu içinde hem sit alanında kalan hem de sit alanı olmayacak özellikte araziler var. Fakat buralar tapu tek olarak değerlendirilerek komple sit olmuş. Bu ayrım yapılmalı.” şeklinde konuşuyor.
Seferihisar’da da sit, köylülerin kâbusu olmuş. Sığacık Mahallesi’nde sit alanındaki tarlalarına mandalina, zeytin, bamya, enginar, yulaf gibi tarım ürünleri ekip diken 80 kişiden en az yarısı, ya ağır cezada yargılanıp ceza almış ya da halen davaları devam ediyor. Sit ihlâli iddiasıyla yargılanıp ceza alanlardan biri de M.Y. Geçimini çiftçilikle sağladığını söyleyen M.Y., tapulu arazisini ekim yapmak için sürmesi sebebiyle İzmir Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanarak hapis cezası aldığını anlatıyor. Urla Belediye Başkanı Selçuk Karaosmanoğlu, bölge insanının sit anlamında çok sıkıntı yaşadığına dikkat çekiyor. Sit kararlarının çok âfaki şekilde alındığını savunan Karaosmanoğlu, “Ankara’dan oturarak bunun kararlarının alınması yanlış. Hakikaten bölgenin hassas bir şekilde incelenip bu kararların ona göre alınması lazım.” diye konuşuyor. Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer de sit bölgesi olan Sığacık’ta büyük mağduriyet olduğuna dikkat çekiyor. Doğanın korunmasının önemine değinirken sit konusunda bir yandan da akıl tutulması denebilecek düzenlemeler olduğunu söyleyen Soyer, “Sit düzenlemeleri öylesine vahim yasaklar getiriyor ki tarlanızı, arsanızı hiçbir şekilde kullanamaz hale geliyorsunuz.” ifadelerini kullanıyor. Urla’daki lüks villalar konusuna da değinen Başkan Soyer, Seferihisar’da sit konusunda çok ağır yasaklar uygulandığını hatırlatarak, “Akıl mantık almıyor. Burada bu kadar ağır yasaklar uygulanırken komşumuzda bunlar nasıl değişiyor bilmiyorum. İnanılır gibi değil.” diye konuşuyor.