Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın aralarında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a ait olduğu iddia edilen Urla’daki villaların olduğu arazinin imar planını değiştirmesi yeni bir tartışma başlattı. Sivil toplum örgütlerinin, arazideki sit derecesinin düşürülmesine karşı açtığı davada bilirkişi heyetinin yeni atandığı öğrenildi. Birinci derece doğal sit alanı kapsamından, inşaata izin verilen üçüncü derece sit alanına dönüştüğü için yargıya taşınan Urla’daki tartışmalı villalarla ilgili imar değişikliği yapıldı. 122 bin 470 metrekare alana sahip toplam 10 parsele ilişkin hazırlanan yeni imar planı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 22 Ocak’ta onaylandı. Buna göre planda, toplam 122 bin 470 metrekarelik alanın sadece 37 bin 720 metrekarelik bölümünün tarım alanı olduğu belirtildi. 6 bin 220 metrekarelik alanın park olarak gösterildiği planda, 39 bin 355 metrekarelik alan da konut alanı olarak ayrıldı.
İnceleme yapacak
Hürriyet'ten Erdinç Çelikkan'nın haberine göre, arazinin bilirkişi heyetinin kontrolüne geldiği noktada apar topar imar planının değiştiğini söyleyen Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Baran Bozoğlu, şunları söyledi:
“Sit derecesiyle ilgili dava temel bir davadır. Sit derecesini düşürdükleri için yeni plan yapmaları gerekiyordu. Şimdi onu tamamladılar. Ancak bu planın iptali için dava açma hakkımızı kullanacağız. Bilirkişi de sit derecesinin değiştirilmesiyle ilgili incelemeyi önümüzdeki dönemde yapacak. Tüm sit alanlarında öncelikle koruma seviyesi düşürülüyor. Sonra bürokratların raporlarıyla yeni planı hazırlıyorlar. Sonra imar planı yayınlayıp yapılaşmaya açıyorlar. Bakanlık hukuk dışı şekilde bu planları hayata geçiriyor.”
İtiraz için 1 ay süre
İzmir Büyükşehir Belediyesi Hürriyet’e askıya çıkan planlarla ilgili inceleme yapıldığını, itiraz için bir aylık süre olduğunu açıkladı. Meclise soru önergesi vereceğini bildiren CHP İzmir Milletvekili Erdal Aksünger de koyda bulunan yapıların hepsinin ruhsatsız ve kaçak olduğunu vurguladı. Aksünger, “Burada bulunan yapıların hepsi ruhsatsız ve kaçak. Bir kısmı da hazine arazisi üzerine yapılmış durumda. Geçmiş dönem İzmir İl Özel İdaresi villaların yıkılması için defterdarlık Milli Emlak Dairesi Başkanlığı’na 3 kez yazılı olarak başvurmasına rağmen, villalar nedense yıkılmadı. Hatta villaları yıkma teşebbüsünde bulunan dönemin İzmir Valisi Cahit Kıraç, Erdoğan’ın talimatıyla Diyarbakır’a gönderildi” dedi.
‘Mülkü olanların itirazı önemli’
Ege Çevre Platformu Avukatı Arif Ali Cangı ise yerel yönetimin görüşünü almadan, sorulmadan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın plan yapmasının başlı başına bir sorun olduğunu ifade ederek, “Görünen o ki oradaki villaları yasallaştırma çabası var” dedi. Cangı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yaptığı plana karşı yerel yönetimlerin dava açma hakkı olduğunu da hatırlattı, şunları söyledi: “Koruma derecesinin düşürülmesinin iptali için açılan ve devam eden davalar var. Bu devam eden davaları aynı zamanda konusuz bırakma çabası. İmar planları, asıl uyulması gereken işlem olduğu için diğer alt işlemleri yok etme çabasında oldukları belli. Anladığım kadarı ile Mevzi İmar Planı yapılmış durumda. Bu mevzi planı yapmak yerel yönetimlerin işidir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’na istisnai yetki tanındı. Ama bu yetki verildi dile yerel yönetimi atlamak doğru değil. Yerel yönetimin yetkisini Bakanlık gasp etmiş oluyor. Yerel yönetimler bu yönde itiraz edebilir. Urla ve İzmir Büyükşehir Belediyesi yasal sürede itiraz edip dava açabilir. Şehir Plancıları Odası da açacaktır. Ancak o bölgede mülkü olanların dava açması son derece önemli. Zeytineli Köyü civarında mülkü olanların itirazı burada çok çok önemli.”
'AİHM'e kadar taşıyacağız’
Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi’nde de TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu basın toplantısı düzenledi. Toplantıya CHP İzmir milletvekilleri Musa Çam, Alaattin Yüksel, Mustafa Moroğlu, CHP Muğla Milletvekili Nurettin Demir, çevreci avukat Şehrazat Mercan, TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Dönem Sözcüsü Melih Yalçın, Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi Başkanı Özlem Şenyol Kocaer ve kapatılan İzmir İl Genel Meclisi’nin başkanı Serdar Değirmenci katıldı. TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu adına açıklama yapan Özlem Şenyol Kocaer, Urla villalarıyla ilgili alanın SİT derecesinin düşürülmesine yönelik açtıkları dava sonuçlanmadan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca hazırlanan imar planının hukuku yanıltmak üzere ve kaçak yapılan villaları yasallaştırmak adına onaylandığını söyledi. Kocaer, mücadeleye hukuki zeminlerde devam edeceklerini, imar planlarının iptali istemiyle dava açacaklarını kaydetti. Avukat Şehrazat Mercan da villaları mevzuata uygun hale getirmeye yönelik plan kararları ve mevzuat değişiklileriyle karşı karşıya olduklarını, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar gideceklerini ekledi. Bu arada kapatılan İzmir İl Genel Meclisi’ninBbaşkanı Serdar Değirmenci ise Özel İdare kapatılmadan önce İl Encümeni’nin Urla’daki villaların yıkımı için karar aldığını, ancak uygulamaya konulmadığını, para cezaları verildiğini söyledi. Değirmenci, “Telefon tapelerinde ortaya çıkan ve Cumhurbaşkanı’na ait olduğu öne sürülen iki villayla ilgili ise hiçbir işlem yapılmadı. Bu konuda karar alınmasına karşın uygulamaya konacağı günden önceki akşam karar kayıtlardan silindi” dedi.