Hazine yardımını harcanmış gibi göstererek usulsüzlük yaptıkları gerekçesiyle, aralarında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de bulunduğu, kapatılan RP yöneticileri hakkında açılan ve kamuoyunda “Kayıp Trilyon” olarak bilinen yargılama sürecinde kritik bir dönemece daha girildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Gül hakkında 2 Haziran’da verdiği takipsizlik kararını, Maliye Bakanlığı’na yaklaşık 2.5 ay gecikmeli olarak, bu ay ortalarında tebliğ edebildi. Tebligatı aldıktan sonra 15 gün içinde karara itiraz hakkı bulunan Maliye Bakanlığı henüz bu hakkı kullanmadı. Gül’ün “Kayıp Trilyon” ile ilgili dosyasını başından itibaren takip eden CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Maliye Bakanlığı itiraz etmediği takdirde, ilgili bürokratlar hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı. CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol da “Maliye Bakanlığı’nın, vatandaşı diğer konularda nasıl sıkıştırıyorsa, bu konuda da özen göstermesi gerekir” diye konuştu.
Fezleke hazırlanmıştı
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yapılan incelemeler sonucu, partiye 1997’de yapılan 1 milyon YTL’lik Hazine yardımının iade edilmeyerek, sahte evraklarla 71 il teşkilatına dağıtılmış gibi gösterildiği iddiasıyla Genel Başkan Necmettin Erbakan’ın da aralarında bulunduğu 88 RP’li hakkında dava açıldı. Erbakan dava sonucu “resmi evrakta sahtecilik” suçundan 2 yıl 4 ay hapse, 68 partili de farklı hapis cezalarına mahkûm edildi. Ancak o dönem RP’de “Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı” olan Gül hakkında “milletvekili olduğu ve dokunulmazlığı bulunduğu” gerekçesiyle fezleke hazırlandı.
Gül’ün cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından hakkında hazırlanan fezleke TBMM Başkanlığı’ndan Adalet Bakanlığı kanalıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi. Ankara Cumhuriyet Savcısı Kürşat Kayral da, Gül hakkındaki dosyayı inceleyerek 2 Haziran 2008’de kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.
Başsavcılık’tan gecikmeli
Ancak savcılık, söz konusu takipsizlik kararını, suçtan zarar gören ve Erbakan’ın da aralarında bulunduğu RP’lilerin ceza almalarını sağlayan suç duyurusu sürecini başlatan Maliye Bakanlığı’na tebliğ etmeyi geciktirdi. Maliye’ye tebligatın yapılmadığı, bir vatandaşın itirazıyla ortaya çıktı. İtirazda, Gül’ün cumhurbaşkanı olmadan önce bu suçu işlediği, hakkında dava açılması gerektiği ve bu nedenle takipsizlik kararı verilemeyeceği savunuldu.
İtiraz üzerine Gül hakkındaki karar, Sincan Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Ağustos başında mahkeme, Gül’e ilişkin dosyayı başsavcılığa iade ederken, takipsizlik kararının Maliye Bakanlığı’na da iletilmesi gerektiğini bildirdi. Savcılığın, 2 Haziran’da verdiği takipsizlik kararını yaklaşık 2.5 ay sonra, Maliye Bakanlığı Ankara Muhakemat İl Müdürlüğü’ne bu ay ortasında tebliğ ettiği öğrenildi.
Savcılık kaynakları tebliğ tarihini tam açıklamazken, Maliye’ye de, tebliğden sonra tanınmış olan 15 günlük itiraz süresi başlamış oldu. Maliye Bakanlığı karara itiraz etmezse, Sincan Ağır Ceza Mahkemesi takipsizlik kararına yapılan itirazı yeniden görüşecek. Bakanlığın itirazı halinde, dosya önce yine aynı mahkemeye gönderilecek, bu itirazın kabulü halinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na geri dönecek. Bu durumda da başsavcılığın Gül hakkında dava açması gerekecek.
Maliye Bakanlığı’nın itiraz etmesi ve Sincan Ağır Ceza Mahkemesi’nin bu itirazı reddetmesi halinde ise Gül için bu davadaki yasal süreç sona erecek.
Bakan ve bürokratlara uyarı
CHP’li Atilla Kart, Maliye Bakanlığı Muhakemat Genel Müdürlüğü çalışanlarını uyararak “Maliye Bakanı veya hükümet, bu karara itiraz edilmemesi yolunda yazılı talimat verirse, bu, Anayasa’nın 137. maddesi anlamında ‘kanunsuz emir niteliğinde’ olacağından, yerine getirilmemesi gerekir. Bu emri yerine getirecek başta müsteşar olmak üzere tüm ilgililerin hem hukuki hem de cezai anlamda kişisel sorumlulukları doğacaktır. Sözü edilen bürokratlar, görevlerini ve yetkilerini kötüye kullanmış olacaklardır. Kendilerini bir kez daha uyarıyorum” dedi. Savcılığın takipsizlik kararını alır almaz Maliye’ye tebliğ etmesi gerektiğini vurgulayan Kart “Ama burada hep bir karambol, oldu bitti, emrivaki yaratılmak isteniyor. Nitekim bu dosya organize biçimde, Başbakanlık ‘la Adalet Bakanlığı’nda 8 ay sumen altı edildi” diye konuştu.
Alacak için son söz Yargıtay’ın
Ceza soruşturmasından takipsizlik kararı verilen Gül, “Kayıp Trilyon” davasının Hazine alacağına ilişkin kısmında davalılar arasında yer aldı. Ancak Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi, Gül hakkında açılan davanın reddine karar verdi. Kararda, Gül’ün parti harcamalarıyla ilgili bir sorumluluğunun bulunmadığına vurgu yapıldı.
Aynı davada Erbakan ve parti genel saymanı Rıza Ulucak, Hazine zararının tümünden sorumlu tutularak, toplam 2.6 milyon YTL ödemeye mahkûm edildi. Bu miktar, 1997’den itibaren işleyen yasal faizlerle birlikte 11.5 milyon YTL’yi buldu. Yerel mahkeme kararının ardından Ankara 7. İcra Müdürlüğü, Erbakan’ın malları için haciz işlemi başlattı. Ancak Erbakan’ın avukatları, itiraz etti. Yerel mahkeme kararı da Erbakan’ın avukatlarınca temyiz edildi. Bu konuda son sözü Yargıtay söyleyecek. (Milliyet)