Ekonomi

Uluslararası piyasalarda geçen hafta WASHINGTON/LONDRA/BRÜKSEL (A.A)

15 Ekim 2011 16:19

-Uluslararası piyasalarda geçen hafta WASHINGTON/LONDRA/BRÜKSEL (A.A) - 15.10.2011 - Uluslararası piyasalarda Avro Bölgesi'ni borç krizine ilişkin gelişmeler haftaya damgasını vurmaya devam etti.    G-20 Maliye Bakanları ve Merkez Bankaları Başkanları, küresel resesyon riski korkularını körükleyen Avrupa borç krizine çözüm seçeneklerini değerlendirmek üzere Paris'te toplandı. G-20 bakanları, 3-4 Kasım'da Cannes'da yapılacak G-20 zirvesinde kabul edilecek plana bu toplantıda son şeklini verecek. Avro Bölgesi'nin istikrarını sağlayacak unsurların belirlenmesi konusunun damgasını vuracağı toplantının diğer önemli gündem maddesini, Paris ve Berlin yönetimlerinin bankaların sermaye artırımının nasıl yapılacağı konusunda anlaşması oluşturacak. İki ülkenin 23 Ekim'deki AB zirvesine, Avro bölgesi borç sorununa ilişkin ortak tutumla gitmesi hedefleniyor. Toplantıda, G-20 üyesi gelişmekte olan ülkelerin, krizin aşılmasında IMF'ye daha güçlü bir rol verilmesi konusunu da gündeme getirecekleri tahmin ediliyor. Bu öneriye ABD'nin soğuk baktığı biliniyor. -Avrupa ekonomisi-  Avrupa Merkez Bankası (ECB) Jean-Claude Trichet, ''Avrupa'nın borç krizinin çözümünde ECB'nin üzerine düşeni yaptığını, artık sorumluluğun hükümetlerde olduğunu'' söyledi. Gelecek ay görevini İtalya Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi'ye devredecek ECB Başkanı Trichet, İngiltere'de yayımlanan Financial Times gazetesine verdiği demeçte, ''ECB, olağanüstü koşullarda sorumluluklarını yerine getirebilmek için her şeyi yaptı. En büyük destek tabii ki hükümetlerin'' dedi.  Uluslararası Para Fonu (IMF), Avrupa Birliği (AB) ve Avrupa Merkez Bankası (AMB) denetçilerinden oluşan ''Troyka'' heyeti, hafta içinde Yunanistan'daki incelemelerini tamamladı. Troyka heyeti yaptığı açıklamada, ''Avro Grubu ve IMF'nin İcra Direktörleri Kurulu beşinci gözden geçirmenin sonuçlarını onayladığında, Yunanistan'ın 110 milyar avroluk kurtarma paketinin 6'ıncı dilimi olan 8 milyar avroyu muhtemelen kasım ayı başında alacağını'' bildirdi.    Yunanistan Maliye Bakanı Evangelos Venizelos, parlamentoda yaptığı konuşmada, Yunanistan'a kredi veren uluslararası kuruluşların talep ettiği tasarruf önlemlerini uygulamaya geçirmenin siyasi bedelini ödemeye hazır olduklarını söyledi. Avro Grubu Başkanı ve Lüksemburg Başbakanı Jean Claude Juncker, bankaların ellerindeki Yunanistan tahvillerinin değerinin yüzde 60'tan fazla kırpılabileceğini söyledi. Juncker, ayrıca Avro Bölgesi'nin borç krizinin çözümü konusunda bütçe hedeflerini yakalayamayan ülkelere otomatik yaptırım uygulanmasını da içeren 10 adımlık bir öneri sundu.  Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schaeuble, Yunanistan'a daha iyi bir görünüm kazandırmak için bu ülkenin borç seviyesinin yeteri kadar düşürülmesi gerektiğini söyledi.  Fransa Maliye Bakanı François Baroin de, bankaların muhtemelen Yunanistan'ın borcunu tahmin edilenden daha fazla sileceğini bildirdi. Yunanistan'ın borcunun yeniden yapılandırılmasına özel sektör katkısının artırılması üzerinde çalıştıklarını söyleyen Baroin, şimdiye kadar Yunanistan'ın borcunun yüzde 21'ini silmesi beklenen özel sektör kesiminin muhtemelen daha fazla borç silmesi gerekebileceğini ifade etti.  Avro Bölgesi yetkilileri de Yunanistan'ın borçlarının silinmesinde özel sektör katılımının yüzde 30-50 arasında olmasının değerlendirildiğini, ancak bu konuda nihai karar alınmadığını ya da anlaşmanın sağlanmadığını söylediler. Slovakya Parlamentosu, Avrupa Finansal İstikrar Fonunun (EFSF) genişletilmesi planını onayladı. Böylece Avro Bölgesi'nin 17 üyesinin tamamı EFSF'nin genişletilmesi planını onaylamış oldu. -Avrupalı bankaların sermayeleri- Bu arada Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, Avrupa Parlamentosu'nda yaptığı konuşmada, Avro Bölgesi'ndeki borç krizine karşı daha etkin bir direnç göstermesi için sistematik olarak önemli bankaların sermaye yeterlilik oranının ciddi bir şekilde artırılması tavsiyesinde bulundu. Bankaların güvence altına alınması için Avrupa Finansal İstikrar Fonu'nun (EFSF) miktarının artırılması gerektiğini vurgulayan Barroso, daimi kurtarma fonu Avrupa İstikrar Mekanizması'nın (ESM) 2013 yılı yerine 2012 yılı ortasında etkin hale getirilmesini önerdi.  Bankaların yeni standartlara uygun olarak sermayelerini artırıncaya kadar prim ya da temettü ödemelerine izin verilmemesi gerektiği uyarısında bulunan Barroso, bankaların sermaye artırımında piyasadan etkin olarak yararlanamaması halinde hükümetlerden yardım istemesi, hükümetlerin yeterli olmaması durumunda ise EFSF'yi devreye sokması gerektiğini kaydetti. Avrupa Bankacılık Otoritesi (EBA), Avro Bölgesi'ne üye ülkelerin borçlarının mevcut risklerini değerlendirmek için Avrupa bankalarının sermayelerine ilişkin güncellenmiş verilerini topladığını açıkladı. EBA, bankalardan 18 Ekim Salı gününe kadar güncellenmiş verilerini göndermesini talep etti.  ECB Yönetim Kurulu üyesi ve Finlandiya Merkez Bankası Başkanı Erkki Liikanen, Avrupa'nın borç krizini 2. Dünya Savaşından bu yana Avrupa'nın karşılaştığı en büyük borç krizi olarak değerlendirerek, ''Bankaların sermayelerini yeteri kadar güçlendirmeye ihtiyacı var. Bankaların ve devletlerin kaderi birbirine çok bağlı'' dedi. Fransız-Belçika ortaklığı Dexia'nın yönetim kurulu, Belçika, Fransa ve Lüksemburg hükümetlerinin kurtarma planını onayladı.  Dexia, aktif yönetimi birimi hariç Belçika'daki bankacılık faaliyetlerinin 4 milyar avroya kamulaştırılacağı ve bu işlem nedeniyle 3,8 milyar avro zarar yazılacağı belirtildi. Dexia'nın karlı Belçika biriminin yakın gelecekte elden çıkarılması nedeniyle bankanın kısa vadeli sermaye ihtiyacının en az 14 milyar avro azalacağı kaydedildi. Riskli aktifleri kapsamında Belçika, Fransa ve Lüksemburg hükümetlerinin 10 yıl vadeye kadar 90 milyar avroluk devlet garantisini kabul eden Dexia'ya Belçika'nın yüzde 60,5, Fransa'nın yüzde 37,5 ve Lüksemburg'un yüzde 3 oranında kefil olacağı bildirildi.  Öte yandan uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının kredi notu indirimleri sürdü. Kredi derecelendirme kuruluşu Standard and Poor's (S&P), İspanya'nın uzun vadeli kredi notunu bir kademe indirerek ''AA''dan ''AA-''ye indirdiğini, kredi notunun görünümünün ''negatif'' olduğunu bildirdi. Açıklamada, kredi notunun indirimine, ''İspanya ekonomisinin performansında bu yıl toparlanma işaretleri olmasına rağmen, yüksek işsizlik nedeniyle ülkenin büyüme görünümündeki risklerin artması, finansal koşulların zorlaşması, özel sektör borçlarının seviyesinin halen yüksek olması ve İspanya'nın büyük ticari ortaklarının ekonomilerindeki muhtemel yavaşlama'' gerekçe gösterildi. S&P, İspanya'da ''kısa vadede büyüme öngörülmemesi, emlak piyasalarındaki sarsıntının devam etmesi ve yazdan itibaren sermaye piyasalarındaki dalgalanmanın sürmesi'' nedeniyle aralarında Bank Santander, Banesto, BBVA, Caixabank, Banco Popular ve Sabadell'in bulunduğu 10 bankanın kredi notunu da indirdi. S&P ayrıca, Fransa bankacılık sektöründe likidite ve fonlama sorunlarına dikkat çekerek Fransız bankası BNP Paribas'ın uzun vadeli kredi notunu ''AA''dan ''AA-''ye indirdi ve kredi notu görünümünün ''durağan'' olduğunu bildirdi.  Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch de İspanya bankasının yanı sıra UBS, Lloyd's ve Royal Bank of Scotland'ın kredi notlarını indirdi, Barclays Bank, BNP Paribas, Credit Suisse, Deutsche Bank ve Societe Generale'ın kredi notlarını da olası indirim için negatif izlemeye aldı. Fitch'in Amerikalı bankalar Bank of America (BofA), Morgan Stanley, Goldman Sachs ile beş Avrupalı bankanın kredi notlarını gözden geçirdiği, bankaların tamamının kredi notlarını düşürebileceği de bildirildi. -ABD ekonomisi-  ABD Merkez Bankası (Fed) üyeleri, geçen ay yapılan faiz toplantısı sırasında 400 milyar dolarlık tahvil programı konusunda görüş ayrılığına düştü. Fed Açık Piyasa Komitesi'nin (FOMC) 20-21 Eylül'de düzenlenen toplantı tutanaklarına göre, FOMC'nin 10 üyesinden 3'ü, Fed'in uzun vadeli Hazine tahvili satın almak için 400 milyar dolarlık kısa vadeli tahvil satma kararına karşı görüş bildirdi. Tutanaklar, FOMC'nin iki üyesinin ise ekonominin kırılganlığının güçlü icraatı haklı kılabileceğini dile getirdiklerini gösterdi.  Fed, 20-21 Eylül'de düzenlediği toplantıda, ekonomideki büyümeyi desteklemek ve borçlanma maliyetlerini düşürmek için ''Twist Operasyonu'' olarak adlandırılan 400 milyar dolarlık tahvil programı açıklamış, gösterge faiz oranını yüzde 0 ve yüzde 0,25 aralığında bırakmıştı. ABD'de Senato, para birimi yenin değerini dolar karşısında suni olarak düşük tuttuğunu savunduğu Çin'i ticari olarak cezalandırmayı hedefleyen tartışmalı yasa tasarısını kabul etti. Çin yönetimi ise Senato'dan geçen yasa tasarısının ''küresel ekonomideki toparlanma için tehdit olduğunu ve bu tasarının yasalaşması halinde ticari ilişkilerin ciddi zarar göreceğini'' açıkladı. Çalışma Bakanlığı, geçen hafta işsizlik maaşı başvurularının 1.000 kişi düşerek 404 bine gerilediğini açıkladı. Ticaret Bakanlığının açıklamasına göre, Ağustos ayında dış ticaret açığı hafifçe düşerek 45,61 milyar dolar oldu. Ağustos ayı itibariyle yıllık bazda dış ticaret açığı ise yüzde 13 artışla 564,3 milyar dolara çıktı. ABD'nin Ağustos ayında ihracatı 95 milyon dolar gerileyerek 177,6 milyar dolar, ithalatı ise 111 milyon dolar düşerek 223,2 milyar dolar oldu. ABD'nin Çin ile olan dış ticaret açığı da aynı ayda 29 milyar dolara çıktı. Böylece ABD'nin Çin ile dış ticaret açığı bir ayda şimdiye kadar en yüksek seviyesine ulaşmış oldu.  -Diğer gelişmeler- IMF, Avrupa'daki borç krizi ve ABD ekonomisindeki büyümenin yavaşlamasına bağlı olarak Asya'nın büyüme tahminlerini düşürdü. IMF'nin Asya ülkeleriyle ilgili ekonomik görünüm raporunda, ''Asya'nın büyümesine ilişkin risklerin, Avrupa'daki borç krizinin ve ABD ekonomisindeki büyümenin yavaşlamasına paralel kesinlikle aşağı yönlü olduğuna'' işaret edildi. Hindistan'dan Yeni Zelanda'ya kadar uzanan bir alanda 20 ülkeyi kapsayan raporda, Asya'nın bu yıl yüzde 6,3 ve gelecek yıl yüzde 6,7 büyüyeceği tahmin edildi. IMF'nin nisan ayındaki raporda, Asya'nın 2011 ve 2012 yıllarında yaklaşık yüzde 7 büyüyeceği öngörülmüştü.  Çin'in dış ticaret fazlası, Eylül ayında 14,51 milyar dolara geriledi. Çin Gümrük İdaresi'nin verilerine göre, Temmuz ayında 31,5 milyar dolar, Eylül ayında ise 17,8 milyar dolar olan dış ticaret fazlası, küresel ekonomide ve Çin'in ihracatında görülen yavaşlamanın etkisiyle Eylül ayında 14,51 milyar dolara geriledi. Çin'de enflasyonun ana göstergesi olan Tüketici Fiyatı Endeksi'nin Eylül ayı itibarıyla yıllık bazda yüzde 6,1 olduğu bildirildi. Çin'de tüketici enflasyonu Temmuz ayında yıllık bazda yüzde 6,5'i bularak son 3 yılın en yüksek seviyesine çıkmıştı.   Çin'de devlet fonu China Investment Corporation'a bağlı Central Huijin Investment şirketi, devletlerin artan borç yükleri ve küresel büyümenin yavaşlamasının yol açtığı kaygıları gidermek için ülkenin büyük bankaları Industrial & Commercial Bank of China (ICBC), Agricultural Bank of China, Bank of China ve China Construction Bank'ın hisselerini satın aldı. -Döviz piyasası- ABD dolarının, uluslararası döviz borsalarında önemli para birimleri karşısında, Pazartesi günü açılış ve Cuma günü kapanış değerleri şöyle oldu: PARA BİRİMİ       PAZARTESİ      CUMA -----------       ---------   --------- Japon Yeni        76,57         77,19  İsviçre Frangı    0,9122        0,8915   Kanada Doları     1,0293        1,0093  Londra döviz piyasasında pazartesi günü 1,3568 dolardan açılan avro, cuma kapanışta 1,3878 dolara yükseldi. Aynı borsada pazartesi günü 1,5646 dolardan açılan İngiliz sterlini ise cuma kapanışta 1,582 dolar oldu.  New York borsasında, altının ons fiyatı pazartesi günü 1.676,30 dolardan kapanırken, cuma günü kapanışta 1.681,80 dolara yükseldi.  -ABD, Avrupa ve Asya borsaları-  ABD'de dün New York Borsası'nda Dow Jones Endeksi yüzde 1,45 (166,36 puan) değer kazanarak, haftayı 11.644,49 puandan kapattı. Standard and Poor's 500 Endeksi aynı gün yüzde 1,74 (20,92 puan) artarak 1.224,58 puan, Nasdaq Bileşik Endeksi de yüzde 1,82 (47,61 puan) yükselerek 2.667,85 puan oldu. Dow Jones Endeksi haftanın tamamında yüzde 4,9, Standard & Poor's 500 Endeksi yüzde 6 ve Nasdaq Bileşik Endeksi de yüzde 7,6 değer kazandı.  Amerika kıtasında ayrıca Meksika Borsası'nda IPC Endeksi yüzde 0,76, Brezilya Borsasında Bovespa Endeksi yüzde 0,79, Arjantin Borsasında Merval Endeksi yüzde 4,64 ve Kanada Borsası yüzde 1,43 yükseldi. Avrupa'da borsalar haftanın son işlem gününde yükselişle kapandı. Londra Borsası'nda FTSE-100 Endeksi yüzde 1,17 (62,98 puan) değer kazanarak 5.466,36 puandan, Frankfurt Borsası'nda Dax Endeksi yüzde 0,89 (52,36 puan) artarak 5.967,20 puandan ve Paris Borsası'nda Cac 40 Endeksi de yüzde 0,97 (30,95 puan) artarak 3.217,89 puandan haftayı kapattı. Avrupa'da ayrıca İspanya'da Madrid Borsası'nda IBEX 35 Endeksi yüzde 0,36, İtalya'da Milano Borsası yüzde 2,49, Hollanda'da Amsterdam Borsası'nda AEX Endeksi yüzde 1,69, İsveç Borsası'nda OMX 30 Endeksi yüzde 2,15, İsviçre'de Zürih Borsası yüzde 0,84 ve Portekiz Borsasında PSI Endeksi yüzde 1,14 değer kazandı. Asya'da ise Japonya'da Tokyo Borsası'nın temel göstergesi Nikkei 225 Endeksi haftanın son işlem gününde yüzde 0,85 azalarak haftayı 8.747,96 puandan tamamladı.  Asya'da ayrıca Tayvan Borsası yüzde 0,95, Avustralya Borsası yüzde 0,86, Endonezya Borsası yüzde 0,29, Hong Kong Borsası yüzde 1,36 ve Çin'de Şanghay Borsasında SE Composite endeksi yüzde 0,30 geriledi. Hindistan Borsası'nda BSE Sensex 30 Endeksi ise yüzde 1,18, Güney Kore Borsası yüzde 0,67, Singapur Borsası yüzde 0,37 ve Tayland Borsası yüzde 2,03 arttı. -Petrol fiyatları- ABD ham petrolünün Kasım ayı teslimi varil fiyatı haftayı 86,80 dolar ve Londra Brent tipi ham petrolün Kasım ayı teslimi varil fiyatı da 114,68 dolardan tamamladı. ABD Batı Teksas tipi ham petrolünün varil fiyatı Kasım ayı teslimi dün haftanın son işlem gününde 2,57 dolar artarak 86,80 dolardan kapandı. Bu 20 Eylül'den bu yana en yüksek seviye oldu.  Londra Brent tipi ham petrolün Kasım ayı teslimi varil fiyatı ise haftanın son işlem gününde 3,57 dolar artışla 114,68 dolara yükseldi. Böylece, Londra Brent tipi ham petrolün varil fiyatı 15 Eylül'den bu yana en yüksek seviyesini gördü.   Batı Teksas tipi ham petrolünün varil fiyatı haftanın tamamında yüzde 4,6, Brent tipi ham petrolün varil fiyatı da yüzde 8,3 oranında değer kazandı.