T24 Dış Haberler
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Başkanı Muhammed el-Baradey, Rusya'nın Ukrayna'ya saldırmasının ardından başlayan savaşta yaşananların 'nükleer tehdidin geri döndüğünü gösterdiği' değerlendirmesinde bulundu.
Project Syndicate için bir yazı kaleme alan Baradey, ''Rus askerleri ve Ukrayna sivil savunması arasında Zaporijya Nükleer Santrali sınırları içinde yaşanan çatışma, dünyanın korkulu kabusuna ne kadar yakın olduğunu gösterdi; büyük bir nükleer sızıntıya'' dedi:
''Dünya bu olayı da tıpkı Rusya'nın bir o kadar tehlikeli olan Çernobil'e işgalin ilk günlerinde girişini olduğu gibi şanslı bir şekilde atlattı. Ancak Ukranya'da hala 6 tane daha nükleer santral var. Yani en kötü senaryo yine de yaşanabilir. Nükleer materyalin salınması çeşitli bölgeleri yaşanmaz hale getirebilir; yüz binlerce kişiyi etkileyebilir. Buna sızıntının yaşandığı bölgenin uzağındakiler de dahil.''
Baradey, sızıntıdan daha kötü bir senaryonun ise nükleer silah kullanılması olacağını; bu durumda milyonlarca insanın hayatını kaybedeceğini ve yerinden olacağını yazdı.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Başkanı, ''Ukrayna savaşının en rahatsız edici özelliği nükleer silahların tekrar jeopolitikanın merkezi parçalarından biri haline gelmesi oldu'' değerlendirmesinde bulundu.
"BMGK'daki ülkelerin tümü kendi çıkarlarını koruyor"
Baradey, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ni de eleştirdi:
''Güvenlik Konseyi'nin 'Uluslararası barış ve güvenliği korumak veya tekrar sağlamak için icra yetkileri' olsa da etkisiz kalmaya devam ediyor. Fonksiyon kapasitesi sürekli veto yetkisi olan 5 üyesi Çin, Fransa, Rusya, Birleşik Krallık ve ABD anlaşamadığı için baltalanıyor. Bu ülkelerin tümü kendi çıkarlarını koruyor. Uluslararası barışı ve güvenliği değil''
Baradey, “sallantılı, seçici, boşluklarla ve çifte standartlarla dolu küresel düzen bizi bu noktaya getirdi” diyerek 1960’lar-1990’lar arası genel olarak olumlu trendin kesin bir şekilde ters döndüğünü belirtti.
Baradey, Amerikalı Bilim İnsanları Federasyonu’ndan şu alıntıyı yaptı:
“Toplam nükleer silah envanterinin aksine, küresel askeri stoklardaki, operasyon güçlerine zimmetli savaş başlıklarını içeren savaş başlığı sayısı, bir kez daha artıyor. ABD hâlâ yavaş bir şekilde nükleer stoklarını azaltıyor. Fransa ve İsrail’in nispeten istikrarlı envanterleri var ancak Çin, Hindistan, Kuzey Kore, Pakistan ve Britanya ve muhtemelen Rusya’nın stoklarını artırdığı düşünülüyor”
"Nükleer silahlar varoluşsal tehdit"
Baradey, Ukrayna savaşında görüldüğü üzere, nükleer silahların bir kez daha güvenlik stratejisi enstrümanları hâline geldiğini belirterek nükleer silaha sahip Çin, Fransa, Hindistan, İsrail, Kuzey Kore, Pakistan, Britanya ve ABD’nin cephaneliklerini modernleştirmek için hummalı bir yarışta olduğunu aktardı.
Baradey şöyle devam etti:
“Daha da talihsiz bir şekilde nükleer silah sahipleri yeni siber ve yapay zeka teknolojilerinden ve varolan savunma sistemlerini yok etmek için tasarlanmış bilim kurgu benzeri hipersonik füzelerden faydalanıyor. Britanya ve Fransa’nın da dahil olduğu pek çoğu, nükleer silahlarını yükseltilmiş alarmda, nükleer silah kullanımının olasılığını yükselten (bilinçli, kazara ya da siber manipülasyon sonucu olabilir) bir statüde tutuyor.”
Baradey, nükleer silahların sahibinin kim olduğu fark etmeksizin her yerde ve her zaman bir varoluşsal tehdit oluşturduğunu söyledi ve şöyle devam etti: “Nükleer silahların tedariği ve kullanımını Kimyasal ve biyolojik silahlarda yaptığımız gibi düşürmezsek, nükleer Pandora’nın kutusunun açılmasına hazır olmalıyız.”
"Eşitlik temelinde yeni bir şey inşa etmeliyiz"
Baradey, bugünün risklerine rağmen yaşanan krizlerin olumlu bir sonuca varabileceğini söyledi:
“Savaş pandemiyi takip ederken, “daha iyisini inşa etmekten” fazlasını yapmamız gerekiyor. Asıl ihtiyacımız olan, eşitlik temelinde tamamen yeni bir şey inşa etmek. Eğer nükleer silah sahibi ülkeler yeniden nükleerleşmeye ve büyük güç çatışmasına doğru olan tehlikeli trendi tersine çevirmek konusunda ciddi olabilirse, bazı acil adımları atmaları gerekiyor”
Baradey, ilk adımın mevcut nükleer konumlardan uzaklaşmak, yüksek alarm seviyelerini sonlandırmak ve muhtemelen kazalar ve siber saldırılara karşı korunmak olduğunu söyledi. İkinci olarak ise tek bir kişinin nükleer saldırı emri verebileceği her türlü sistem ve protokolden vazgeçilmesi gerektiğini belirtti. Baradey son olarak, nükleer silah sahibi ülkelerin nükleer silahlardan arınmış bir dünya için birlikte çalışmaya yeniden taahhüt etmesi gerektiğini söyledi.
Baradey, son olarak de küresel kamuoyunun nükleer silahlar hakkında örgütlenmesini sağlayarak ülkelerin silahlardan vazgeçmesini sağlamak gerektiğini söyledi:
“Nükleer silah barındırmanın tamamen yasaklanması uluslararası hukukun mutlak bir normu haline gelmelidir.”