İşkenceye Karşı BM Sözleşmesi'nin 30. yıldönümü kapsamında Uluslarası Af Örgütü tarafndan hazırlanan rapora göre, 21 ülkeden 21 bin 221 kişiyle yapılan anket sonucunda kişilerin çoğunun işkence korkusu yaşadığını belirtildi. Türkiye'den de katılımcıların yer aldığı, Aralık 2013-Nisan 2014 tarihleri arasında telefonla veya yüz yüze yapılan ankete göre, katılımcıların yüzde 44'ü kendi ülkelerinde gözaltına alınmaları halinde işkenceyle karşılaşma korkusu yaşıyor, yüzde 82'si kendilerini işkenceden koruyacak güçlü yasaların çıkarılmasını istiyor. "Toplumun korunması amacıyla bilgi toplamak için işkencenin bazen gerekli olduğunu düşünüyorum" diyenlerin oranı ise yüzde 32.
Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Salil Shetty, anketin düzenlendiği 21 ülkede de işkencenin yapıldığını saptadıklarını ifade etti ve örgütün önümüzdeki iki yıl boyunca "İşkenceyi Durdur" kampanyasını yürüteceğini söyledi.
Bilgi toplanması amacıyla işkencenin bazen gerekli olduğu düşünülen ülkelerin başında yüzde 74 ile Çin ve Hindistan geliyor. Bu fikre en fazla karşı çıkan ülke ise yüzde 87 ile Yunanistan
Toplantıda konuşan Shetty, son 5 yılda örgütün dünya genelinde 141 ülkede bir şekilde işkencenin yapıldığını tespit ettiklerini bildirdi. Shetty, hükümetlerin, ülkelerinde işkence yapıldığına dair bilgileri gizlemesi nedeniyle her ülke için kapsamlı verilerin elde edilmesinde zorluk çektikerini söyledi .
1984 yılından bu yana Birleşmiş Milletler (BM) İşkenceye ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı veya Onur Kırıcı Muamele veya Cezaya Karşı Sözleşmesi'nin 155 ülke tarafından kabul edildiğine dikkati çeken Shetty, bu sözleşmeyi kabul eden ülkelerin yarısında fazlasında 2014 yılı içinde işkence yapıldığını tespit ettiklerini belirtti.
İşkence yöntemlerinin ülkeden ülkeye farklılık gösteriyor
Uyku yoksunluğundan, vücuda elektrik vermeye kadar 2013-2014 döneminde kullanılan fiziksel ve zihinsel işkence yöntemlerinin yer aldığı raporda, dayak yönteminin bazen tekme, yumruk, sopa, tabanca kabzası, demir boru kullanımını içerdiği, bunun sonucunda işkence mağdurlarının iç kanama, vücutta çürük, kemik kırılması, diş kaybı hatta bazı durumlar da ölümle karşılaştığı ifade edildi.