Milli Gazete yazarı Mehmet Şevket Eygi, "Ülkemize hâkim olan Dönme ideolojisi, kadın hak ve hürriyetleri perdesi altında onları bozmak için her ahlaksızlığı ve kötülüğü yapıyor. Şu sözde İslamcı kadınlara ve kızlara ne oluyor ki, dinsizler sıçan deliğine girseler onlar da peşlerinden giriyor?" ifadelerini kullandı.
Eygi, "Büluğ çağına gelmiş kız ve erkek öğrencileri birlikte okutmak, işte bunlar hem kadınların hem ülkenin hem devletin aleyhinedir" diyerek "Bozuk resmî ideoloji kadın ve kızlarımızı bozmak istiyor" ifadelerine yer verdi.
Mehmed Şevket Eygi'nin Milli gazetede 'Kadınlara Açık Mektup' başlığıyla yayımlanan (14 Nisan 2015) yazısı şöyle:
Hepinize hürmetlerimi arz ettikten sonra:
Halkın nüfusunun yarısını kadınlar oluşturuyor. Kadınlar iyi, vasıflı, güçlü olursa ülke iyi olur; böyle olmazlarsa her şey bozulur, ülke de, devlet de sarsılır batar.
Kadın ne demektir?.. Öncelikle anne demektir. Sonra eş demektir… Kadınlarımızın iyi anneler, iyi eşler olması gerekir. Böyle olmazlarsa Türkiye çok sıkıntılar çeker, belki de (Allah saklasın) çöker.
Kadın her şeyden, annelikten eşlikten önce kadındır diyene, eyvallah öyle olsun da vasıflı, iyi, güçlü, ahlaklı, faziletli olsun derim.
Kadınlarla erkekler mutlak olarak her konuda eşit değildir. Kadının erkekten üstün olduğu, erkeğin kadından üstün olduğu haller, konular vardır.
Kadının annelik ve eşlik sıfatının ikinci plana atıldığı, cinsellik tarafının ön plana çıkartıldığı seks manyağı bir toplum bozulmaya, dejenere olmaya mahkumdur. Böyle bir şey kadınları aşağılamak, tahkir etmek olur.
Kadınlarını iyi, vasıflı, haysiyetli, faziletli yetiştiremeyen bir toplum haline ve geleceğine ağlasın.
Ülkemize hâkim olan Dönme ideolojisi, kadın hak ve hürriyetleri perdesi altında onları bozmak için her ahlaksızlığı ve kötülüğü yapıyor.
Bu sapık ideoloji en hayâsız müstehcen yayınları yapıyor, kadınları türlü türlü beyinsizliklere, ahlaksızlıklara, israfa, gösterişe, aşırı tüketime, şeytanî bir hürriyete teşvik ediyor.
Bu ideolojide iffet ve hayâ kavramı yoktur.
Bu ideoloji zina suçunu kabul etmiyor.
Maalesef birtakım İslamcılar da, bu ideolojiye hizmet ediyor.
Kadınları seks aleti, orta malı yapmak, şehvetleri kamçılamak, zinayı hafif meşrepliği hoppalığı teşvik etmek, toplu taşıma vasıtalarında kamu alanlarında sarkıntılığa meydan vermek, büluğ çağına gelmiş kız ve erkek öğrencileri birlikte okutmak, işte bunlar hem kadınların hem ülkenin hem devletin aleyhinedir.
Bozuk resmî ideoloji kadın ve kızlarımızı bozmak istiyor.
Sinsi, derin, gizli güçler İslam Feminizmi, Müslüman Feministler vasıtasıyla İslamı içinden yıkmak istiyor. İslam dini ile Feminizm ideolojisi asla bağdaşmaz, uyuşmaz, aralarında temel ve köklü zıtlıklar bulunmaktadır.
İdeolojik düzen maalesef TC başlıklı resmî vesikalarla kadınları seks kölesi olarak çalıştırtmakta, bu işten KDV ve gelir vergisi bile almaktadır.
Bir kısım sözde dindar Müslüman kadınlar da akıntıya kapılmışlar, moda ve çağdaşlık çirkeflerine düşmüşlerdir.
İslam dini tesettür, hicab, hayâ, iffet dinidir. Başına renkli bir eşarp bağlamakla İslama uyulmuş olmaz. Başında echarpe, sırtında tunique, ayağında uzun sivri topuklu iskarpinle tesettür olmayacağını birtakım hanımlara ve kızlara nasıl anlatacağız.
Dönmelere, Kemalistlere laf anlatmak zor, belki de mümkün değil… Peki, şu sözde İslamcı kadınlara ve kızlara ne oluyor ki, dinsizler sıçan deliğine girseler onlar da peşlerinden giriyor?
**
Dört kural:
1. Ülke erkekleri iyi kadınları kötü… O ülke batar.
2. Kadınlar iyi, erkekler kötü… Yine batar.
3. Erkeklerin çoğunluğu kötü, kadınların çoğunluğu kötü… Feci şekilde yıkılıp batmadan önce oradan kaçmak gerekir.
4. Hem kadınlar iyi, hem erkekler iyi… Orada iyilik hakim olur, gelecek pembedir.
(İkinci yazı)
Yirmi Dört Madde
1. İtikadı sahih olmayan ve namaz kılmayan kimseden Müslüman vekil olmaz, laik ve çağdaş vekil olur.
2. Emr-i mâruf ve nehy-i münker farzını yerine getirmedikleri takdirde Müslümanlar namaz kılmak, oruç tutmak ile ayakta duramaz.
3. Emr-i mâruf ve nehy-i münker yapılmazsa genel bir afet ve musibet gelebilir ve kurunun yanında yaş da yanabilir.
4. Ümmet birliği olmadan dosdoğru ve tam manasıyla emr-i mâruf ve nehy-i münker yapılamaz.
5. Her Müslüman kendi kafasına, re’yine, hevâsına göre emr-i mâruf ve nehy-i münker yapamaz.
6. Bağdad Hülâgû istilasına uğradığında orada sâlih Müslüman yok değildi.
7. Beş vakit namazı terk edip şehvetlerine uyan Müslüman bir toplum helake, azaba, cezaya layık olur. Tevbe edip doğru yola girmeleri gerekir.
8. Kur’ana, Sünnete, Şeriata zıt kötü düzen ve sistemlere iyidir diyen, onlardan razı olan gafiller küfre düşer.
9. Kur’anda, Sünnette, Şeriatta insanları ve insanlığı kurtaracak bütün hükümler, çareler, çözümler vardır. Başka yerlerde aranmaz.
10. Âhireti unutup veya ihmal edip, bütün gücüyle dünyaya, paraya, mala, servete yönelmesi Müslüman için mânevî bir intihar olur.
11. Asıl ve gerçek Kur’an hâmilleri, Kur’anın emirlerini, yasaklarını, öğütlerini öğrenen ve onları hayata uygulayan kimselerdir.
12. Kur’anı ezberlemiş ama Kitabullaha zıt bir hayat sürüyor, Kur’anın emirlerini yerine getirmiyor, yasaklarını işliyor, öğütlerini dinlemiyor, böylesi gerçek Kur’an hâmili değildir.
13. İslam karı-seks ticaretini yasaklamış haram kılmıştır. Para ticareti ve riba da böyledir… Din ve mukaddesat bezirganlığı ve ticareti de haram ve yasaktır. İnsanların en şerir ve haydutları, din sömürüsü yaparak zengin olan ve bu zenginlikle lüks hayat süren alçak şerefsizlerdir.
14. Cahil, gafil, beyinsiz Müslümanlar hizmet etmez, hedm eder=yıkar.
15. Yaratan için hizmet ettiğini iddia edip de yaratıklardan ücret isteyenler münafıktır.
16. Bir Müslüman, en yüksek üniversiteden mezun olmuş olsa bile, ilmihalini bilmiyorsa kapkara bir cahildir.
17. Gıybet eden Müslüman, yüksek ve vasıflı bir Müslüman değil, alçak bir Müslümandır.
18. İslamî cemaatler, fırkalar, gruplar, hizipler sect haline gelince Ümmetin başına belâ olur.
19. Zekat parasıyla cami binası, cemaat ve hoca reklamı yapılmaz.
20. Övgü, pohpoh, medih mübtelaları (bağımlıları), tedavi edilmesi gereken ruh hastalarıdır.
21. Sahih bir itikattan sonra en dikkat edilmesi gereken islamî vazife beş vakit namazı dosdoğru ve titizlikle kılmaktır. Namazı terk, ihmal eden Müslümanlardan köy olmaz kasaba olmaz.
22. Şeriat ölçülerine göre azmış ve azgın olanlar, lüks ve turistik umre seyahati yapmakla temizlenemez.
23. Nefsini tebrie edip=aklayıp, kendisini hatâsız ve günahsız gösterenlerde hayır yoktur.
24. Ben ne oldum delisinden veli olmaz.