Kültür-Sanat

Uğur Yücel: Memleket bir gün yüzü görmedi, dünyanın en güzel kara parçasında umutsuz göçüp gidiyoruz

"En mutlu zamanlarım çocukluk ve ergenlikmiş”

31 Ocak 2016 15:10

Ünlü oyuncu, senarist ve yönetmen Uğur Yücel, Türkiye’nin geleceğinin bulanıklaştığını söyledi ve “Doğduk gidiyoruz aynı atmosferi soluyoruz. Şu memleket bir gün yüzü görmedi. Nefessiz kalıyorsun. Yeterince hava yok. Dünyanın en güzel kara parçasında soluksuz umutsuz göçüp gidiyoruz. En mutlu zamanlarım çocukluk ve ergenlikmiş” dedi.

Efsanevi karakter ‘Kötü Kedi Şerafettin’de Şero’yu seslendiren Yücel’in Habertürk’ten Kübra Par’a yaptığı açıklamaların bir kısmı şöyle:

Bu süreçte sizin de içinize bir kötü kedi kaçmış olabilir mi? Ya da hayatta “Kötü Kedi Şerafettin” gibi hissettiğiniz oluyor mu?

Ya tabii metot oyunculuğuna falan kastırmadık olayı. Seni bir tırmalayayım mı birader içimden geliyor bilmediğim bir nedenle filan… İnsanın bütün halleri var Şero’da ya! Biz de iyiyle kötü arasında ne kadar çok gezinip dururuz. Benim kötülüğüm Şero kadardır herhalde diyeyim. Az değil yani...

Kötü Kedi Şerafettin’i Charles Bukowski’ye benzetenler var. Sizce de benziyor mu?

Eyvah bu çağrışımcılar çok tehlikeli. Havaya sokarlar adamı! Bukowski mi? Şero ve ben. E yüzeyde benziyor. Davranış açısından. Yani Şero’yla. Üçümüz de küfürbazız. Abimiz kadınlara “Merhaba ben Bukowski sevişelim mi” diyor muydu acaba? Şero diyor. Ben demedim ama bana benzer bir tiyatrocu arkadaşıma bir vakitler gece kulübünde bir kız yanaşıyor. “Merhaba Uğur Bey sizi çok beğeniyorum”. Arkadaş bönleşiyor... “Baksana birlikte olalım mı hişşşşt sana diyorum”. Arkadaş bakıyor “Ben Uğur Yücel değilim” diyor. “Farketmezzzz canım!” diyor kadın. Anında sildi bizi. İşte dişi Şero!

Hayatınızın nasıl bir dönemindesiniz?

Bazı yılları kayıp yaşadım. Şimdi kendimi sahiplenmem gerekiyor artık. Vücuda ruha minnet duyup onu korumak lazım. Sanırım daha sağlıklı ve tempolu bir zamana geçiyorum. Daha fazla film, sahne olsun artık.

Türkiye’deki politik atmosfer sizi nasıl etkiliyor?

Doğduk gidiyoruz aynı atmosferi soluyoruz. Şu memleket bir gün yüzü görmedi. Nefessiz kalıyorsun. Yeterince hava yok. Dünyanın en güzel kara parçasında soluksuz umutsuz göçüp gidiyoruz. En mutlu zamanlarım çocukluk ve ergenlikmiş.

Gidişatı nasıl görüyorsunuz?

O kadar bulanıklaştı ki yakın mesafe. Uzağı zaten göremiyoruz.

Bu gündemden kaçmak için sığınaklarınız var mı?

Var işte. Tekne, yelken... Ama nereye gidersen git kendinle gidiyorsun. Kendinde de koca bir memleket yatıyor.


Söyleşinin tamamını okumak için tıklayın