Gündem

Uğur Kantar toprağa verildi

Er Uğur Kantar için Üsküdar Emniyet Mahallesi'ndeki Polisevler Camisi'nde cuma namazını müteakip cenaze töreni düzenlendi

14 Ekim 2011 03:00

T24 - KKTC'de disiplin koğuşunda kötü muamele gördüğü iddia edilen ve 2,5 aydır tedavi gördüğü Ankara'daki Gülhane Askeri Tıp Akademisinde (GATA) hayatını kaybeden er Uğur Kantar'ın cenazesi toprağa verildi.


Er Uğur Kantar için Üsküdar Emniyet Mahallesi'ndeki Polisevler Camisi'nde cuma namazını müteakip cenaze töreni düzenlendi. Cenaze törenine baba Aydın Kantar, anne Fadime Kantar, kız kardeşleri, akraba ve yakınları ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kardeşi Mustafa Erdoğan, AK Parti Rize Milletvekili Nusret Bayraktar, Üsküdar Belediye Başkanı Mustafa Kara katıldı. Cenaze töreni öncesinde baba Aydın Kantar taziyeleri kabul etti.


Öğle namazını müteakip kılınan cenaze namazının ardından er Uğur Kantar'ın cenazesi Karacaahmet Mezarlığı'nda toprağa verildi.




Asker arkadaşı olayı anlattı


Cenaze töreni öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan er Uğur Kantar ile aynı bölükte askerlik yapan ve 15 Eylül'de terhis olan Soner Kandemir, bölük içinde kavga ettiği gerekçesiyle Uğur Kantar'ın bölük komutanı tarafından 7 günlük oda hapsine gönderildiğini anlattı.


18 Ağustos tarihinde muayenesini yaptırdıktan sonra görevli asteğmen ile birlikte Uğur Kantar'ı cezaevine teslim ettiklerini, 25 Ağustos tarihinde de cezaevinden çıkış için almaları gerektiğini belirten Kandemir, şunları kaydetti:


''Saat 11.00'de gittiğimizde sağlamdı. Herhangi bir problemi yoktu. Ancak prosedür gereği saat 11.00'de Uğur Kantar'ı alamadık. Bu sırada Uğur Kantar su istedi, ama adını bilmediğim gardiyan tarafından su verilmedi. Uğur'a, 'Otur yerine' dediler. 13.10'da tekrar gittiğimizde Uğur elleri kelepçeli vaziyette sandalyede baygın bir şekilde oturuyordu. Cezaevi gardiyanları, Uğur'un numara yaptığını, inanmamamızı söyledi. Biz sedyeyle Uğur'u alarak, 28. Tümen'deki revire götürdük. Revirde muayenesi yapıldıktan sonra doktor olayı anladı ve hemen ambulans hazırlandı. Doktor Girne'ye gitmemizi söyledi, ancak durumu kötü olduğu için Lefkoşe'deki Nalbantoğlu Devlet Hastanesine gittik. Orada bir gece asteğmen ile birlikte Uğur'un yanında kaldık. Uğur, yoğun bakıma kaldırılmıştı. Ertesi gün Ankara'dan gelen ambulans helikopter onu aldı.''


Doktorların, Uğur Kantar'ın üzerinde darp izi bulamadığını, ancak bazı görgü tanıklarının Uğur Kantar'ın banyoda dövüldüğünü söylediğini belirten Kandemir, ''Ben kendi gözlerimle şahit olmadım, ama cezaevindeki diğer arkadaşlar, Uğur'un bir hafta boyunca darbedildiğini, kendisine su verilmediğini söyledi'' dedi.




''Olay işkence ve insanlık suçu''


Aile avukatı Bülent Teoman Özkan, iki tutuklu gardiyanın bulunduğunu, yalnızca bu iki gardiyanın değil, sıralı amirlerinin de bu olayda sorumlu olduğunu düşündüklerini söyledi.


İddianamenin 6 Ekim'de hazırlandığını ve mahkemeye sunulduğunu anlatan Özkan, Uğur Kantar'ın hayatını kaybetmesi nedeniyle ek iddianame hazırlanması gerekeceğini belirtti.


Olayın bir işkence ve insanlık suçu olduğunu düşündükleri için yargılamanın sivil mahkemelerde yapılmasını, askeri mahkemenin görevsizlik kararı vermesini talep edeceklerini ifade eden Özkan, ''Bu gerçekleşmezse, daha sonraki süreçte Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine gideceğiz. Şu anda mahkemenin iddianameyi kabul etmesini bekliyoruz'' dedi.


Özkan, Baba Aydın Kantar'ın, TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün ile görüştüğünün hatırlatılması üzerine, ''İktidarın bu konuya duyarlılık gösterip, bunun aslında münferit bir olay olmadığı, sistematik olarak bu tür olayların yaşandığının bir şekilde gösterilmesi gerekiyor. Meclis çalışmasının, ancak böyle bir katkısı olabilir'' diye konuştu.