*Uğur Gürses
Ankara toplumu kötü olan her şeyde “dış güçlerin saldırısı” biçimindeki komplolarla açıklamaya öyle alıştırdı ki; bir bankanın internet kurlarının teknik bir nedenle piyasa dışı kalması bile başka türlü açıklanamaz oldu.
Halkbank düşük kur ilan ederek birilerine çıkar sağlamış olamaz. Çok belli ki algoritmada, “piyasa fiyat süzgeçlerinde” bir hata meydana gelmiş.
Bankaların internet kurları uluslararası piyasada geçen kurlara endekslidir. Reuters ya da Bloomberg’de geçen kurlara ya da faizlerin kaynağı da “matching” denilen otomatik alım-satım brokerları, bankalar, yatırım şirketleridir.
Zaman zaman yanlış ya da hatalı kotasyonlar girilmiş olabilir. Eğer kendi internet sitesinde müşterilerine döviz alım-satım kuru ilan eden banka güvenlik algoritmasını iyi kurgulamamışsa bunu müşterilerine yansıtabilir. Ucuzdan satıp, pahalıdan da alabilir.
Türkiye’de piyasa açıkken hatalı kur geçmesi zor. Anında yeni kur ya da fiyat geçer. Hatalı kur, yanlış kotasyon çoğunlukla Türkiye’de piyasa kapalı iken, bu piyasaya uzak mali piyasa “dealer”ı, “trader”ı tarafından girilir. Bu hata hemen de fark edilmeyebilir.
Türkiye ise bankaların en zorlandığı zamanlar iç piyasanın kapalı olduğu zamanlardır. Hem piyasa fiyatlarına uzak kurların potansiyel olarak geçme olasılığına karşı, hem de sığ piyasa koşullarında yüksek dalgalanma olduğu için Türkiye’de bankalar geniş bir alış-satış kuru ilan ederler. Başka da çare yoktur. Bazen bunu bilmeyenler “banka bize dövizi çok yüksekten satmak istiyor” ya da “düşükten almak istiyor” diye yakınırlar.
İç piyasaların kapalı olduğunda; geceleri, hafta sonları, resmi tatillerde piyasalar kapalı olsa da uluslararası piyasalarda TL için kur ilanı yabancı kuruluşlarca durdurulmaz.
Piyasa sığ olsa da fiyat vardır. Ama içeride bankalar temkinli olmak için marjı açarlar, güvenlik algoritmaları koyarlar.
Örneğin piyasa açıkken en son dolar kuru 6.5 geçmiş iken diyelim ki gece yarısı 4.5 gibi bir kur girildi ise internette kur ilan eden bankanın kendi iç algoritması örneğin şöyle çalışmalıdır; “eğer uluslararası piyasa kaynağından gelen kur (faiz) en son iş gününde geçen kurdan yüzde 2 (ya da daha geniş bir marj) farklı ise alım-satımı durdur, kur ilan etme; 15 dakika bekle, sonra yeniden kaynağı kontrol edip fiyat yayımla”
Bu tür piyasa dışı fiyat, kur ya da faiz kotasyonu yerel piyasanın kapalı olduğu anlarda gelebilir. Bunun için de algoritmalar yazılır. Bunu birçok banka yapıyor.
Buradan “bizim bankalarımıza operasyon çekiliyor” saçmalığına gidilmez.
Halkbank’ı başına gelen de eğer “hacklenme” değilse olasılıkla böyle bir durum. Algoritma karışmış, çalışmamış ya da önceden öngörülmemiş bir fiyat geçtiğinde ne yapacağını bilememiş olabilir.
Ucuz döviz alanlara ne olur?
Banka bu işlemleri iptal eder; ısrar eden olursa olasılıkla “sebepsiz zenginleşme” davası ile karşılaşır.
Bir banka şubesinde yerde para bulsanız sonra biri çıkıp düşürdüğünü söyleyrek sizden talep etse ısrar mı edersiniz? Ötesi hırsızlığa girer.
Halkbank olayının en kötü tarafı şu; açıklamada “dış kaynaklı 3. parti yazılımdaki sistemsel ve operasyonel hata…” sözleri ile yapılması. Topu “dış kaynağa” atınca hata ortadan kalkıyor mu?
Hatadan çok öte hataya nasıl yaklaşıldığı, hatanın nasıl açıklandığı çok daha önemli.
Hatanın telafisi olur. Tüm işlemler geri alınır; hatayı yapan hesap verir.
Ama hatayı “dış güçlerle” açıklama sersemliği hepimize kalır.
Bu yazı ilk olarak Uğur Gürses’in kişisel internet sitesinde yayınlanmıştır.