01 Mart 2018 16:22
2019’daki cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimine siyasi partilerin ittifakla gitmesi, Türkiye’nin gündemine Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 14 Kasım 2017’de “2019’a kadar AK Parti ile yan yanayız” açıklamasıyla geldi.
Bahçeli, partisinin grup toplantısında, “Şayet önümüzdeki siyasal süreçte bloklaşma sertleşir, cepheleşme kesinleşirse, CHP yanına HDP ve diğer yedeklerini alıp 16 Nisan’ın rövanşını almak için çalışmalarına hız verirse Milliyetçi Hareket Partisi buna duyarsız ve tepkisiz kalmayacaktır. Bu bloklaşmaya cevaben, 15 Temmuz’dan beri süregelen tutarlı ve kararlı duruşumuz korunacak, siyasi pozisyonumuz tartışmasız muhafaza edilecektir” dedi. Bahçeli, “Bu durum karşısında partimiz, 7 Ağustos Yenikapı ruhu ve 16 Nisan Halkoylaması şuurunun gereği olarak Adalet ve Kalkınma Partisiyle Cumhurbaşkanı hükümet etme sistemini 2019’da tam manasıyla tesis etmek maksadıyla, sonuna kadar birlikte ve yan yana mücadeleyi sürdürecektir. Türkiye’nin demokratikleşme, normalleşme ve istikrar içinde bir yönetim yapısına kavuşabilmesi için 15 Temmuz’dan bu yana üstlendiğimiz sorumluluk aynen devam ettirilecektir” diye konuştu.
Bahçeli’nin ittifak mesajına Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan yeşil ışık üç gün sonra geldi. Katar’da gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, Erdoğan, "Vatanseverlik noktasında, ülkemizin değerleri noktasında milli yerli olacak her konuda; hele hele terör örgütleriyle dayanışma içinde olan bir ana muhalefet partisi karşısında, yerli ve milli olarak vatanımızın çıkarları tüm milletimizin çıkarları noktasında MHP ile biz her türlü adımı atmaya varız. Bu konuda tereddüdümüz dahi yoktur" dedi.
Devlet Bahçeli, 8 Ocak'ta düzenlediği basın toplantısında, 2019'daki Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday çıkarmayacaklarını ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın adaylığına destek vereceklerini açıkladı. Bahçeli'nin açıklamasının ardından Erdoğan, MHP liderini Beştepe'ye davet etti ve ikili bir görüşme gerçekleştirdi. AKP ve MHP arasında başlayan ittifak diyaloğu sonucunda iki partinin kurmaylarından oluşan ittifak komisyonları oluşturuldu. AKP’de Abdülhamit Gül, Mustafa Şentop ve Mahir Ünal, MHP'de is, Mehmet Parsak, Mustafa Kalaycı ve Faruk Aksu komisyon üyeleri olarak belirlendi. “İttifak komisyonu” ilk olarak 18 Ocak’ta toplandı. İki partinin temsilcileri arasında yürütülen görüşmelerin ardından “ittifak kanun teklifi” 21 Şubat’ta açıklandı. İttifakın adı “cumhur ittifakı olarak” belirlendi.
TIKLAYIN: 19 soruda “cumhur ittifakı”
Öte yandan, Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici’nin 20 Şubat’ta Beştepe’de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la bir araya gelmesinin ardından, BBP de ittifakta yer alacağını açıkladı. BBP MKYK üyesi Tolga Aral, "Hangi şekilde olursa olsun bu ittifak inşallah sağlanacak ve BBP ‘cumhur ittifakı'nda yer alacaktır. Yeni sistem bu ittifakın başarısına bağlıdır, başarılı olacaktır. Bizim tahminimiz, AK Parti, MHP ve BBP seçim ittifakı önümüzdeki seçimlerde çok rahatlıkla yüzde 55 bir oyla seçimden galip çıkacak ve Türkiye tamamıyla yeni sistemle yönetilmeye başlanacak. Hem yönetimde istikrar sağlanacak hem de Meclis'te temsilde adalet daha güçlü bir şekilde yerine gelecek. Vatandaşlarımızla konuşuyoruz, sokakta esnafımızla görüştük. İnanılmaz bir memnuniyet var. Müthiş bir memnuniyet var. Verdiğimiz kararın ne kadar doğru olduğunu, durduğumuz yerin ne kadar doğru olduğunu da buradan görüyoruz” dedi.
Mustafa Destici, BBP’yi AKP ile yapılacak ittifakta istemediğini açıklayan MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı'ya yanıt verdi. Destici, partisine ihtiyaç duyulduğunu söyledi.
BBP Genel Başkanı Destici, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi:
“Bu konuda düşüncelerimizi sizinle paylaştık. Cumhur İttifakı içerisinde olduğumuzu söyledik. Yalnız bazı kavramlar üzerinde daha net şeyler söylememiz gerekiyor. Büyük Birlik Partisi 25 yıllık bir siyasi harekettir. Dikkat edin, bizler sadece bir siyasi parti değiliz, biz dinamik bir siyasi hareketiz. Bu yüzden Büyük Birlik Partisi olumlu enerji üreten ve sinerjisi de olan bir harekettir.
Keyfiyet, yani nitelik anlamında, nerede duruyorsak, kimin yanındaysak oraya olumlu ve algılar, katkılar üretmişizdir. Aziz milletimizin indinde ve algısında da Büyük Birlik Partisi vizyonu ve algısı budur. İttifak hakkında istikametimizi zaten belirlemiştik, bu çizgide ilerliyoruz. Kimseye müdana etmiyoruz, doğru bildiğimizi yapıyoruz. Büyük Birlik Partisi, tecrübesinin ve kadrolarının müstakbel süreçte ülkemize olumlu katkılar sunacağını düşünüyoruz. Mümkün oldukça sahici davranmaya çalışıyor, siyaset üretmeye çalışıyoruz. Başta dedik ya siyaseti meslek algısıyla yapmıyoruz. Bu noktada bize ihtiyaç duyulacaksa ki duyuluyor.
Tekrarlamakta fayda var: Öncelikle bu süreç bir seçim işbirliğidir. Bir iltihak, ittihat ya da ilhak değildir. Bir ittifak projesi içerisinde yer alan partilerin 'Asgari Müşterekleri'nden ötürü bir araya gelebilirler hatta ortak bir gelecek tasavvuruna bile sahip olabilirler… Bir ittifak projesine dâhil olan partiler bu ittifakın sadece avantajlarına değil risklerine de ortaktır.”
AKP, MHP ve BBP kanadında yaşanan gelişmelerin ardından, ittifak arayışında gözler muhalefet kanadına çevrildi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “ilkeler ittifakı” açıklamasına Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu olumlu yanıt geldi.
Kılıçdaroğlu’nun sözlerini değerlendiren Karamollaoğlu, “Bu müspet açıklamalardan memnuniyet duyduğumu söylemek istiyorum” dedi ve ileride görüşmeler yapacaklarını söyledi.
Karamollaoğlu şunları söyledi:
“Herkesin bloklaşmaya götürecek bir zihin aritmetiği yapıyor. Biz aslında açıkça söylüyoruz. Siyasette ittifaklar ilkeler üzerinde yapılmalıdır. Projeler, stratejiler üzerinde yapılmalıdır. İktidara geldiğimizde biz problemleri nasıl çözeriz bunu üzerinde ittifak yapmalıyız. Dış politika, ekonomi, tarım, sanayi, hayvancılık, eğitim ve hukuk problemlerinin nasıl çözüleceği konusunda anlaşması gerekiyor. Ancak bu bir platform üzerinde partilerin fikirlerini ve düşüncelerini ifade edebilirler. Sadece ifade etmekle kalmaz karşı fikirleri de dinler. Bundan dolayı biz ayrıştırmadan, kutuplaşmadan yana değiliz. ‘Cumhur İttifakı’nın hangi temeller üzerine yapıldığını da bilmiyoruz. Gördüğümüz tablo o ki sadece önümüzdeki seçimlerde başarı elde edebilirler. Peki, başarı elde edildikten sonra ne yapılacak. Bugün ki ekonomik sistemin aynı ile yola devam mı edinilecek ise felakete gidiyoruz. Seçimin daha ne zaman yapılacağı belli olamazken, ülkeyi ikiye bölmenin bir anlamı yok. Birbirimizi dinleyelim. Birbirimize meydan okumayalım. Önümüzdeki seçimler kutuplaşmayı artırabilir. Başkanlık sistemi bu hali ile kutuplaşmayı yönlendiriyorlar. Bizim yaklaşımımız hâlâ aynı. Başta ne söylediysek bugün aynı şeyi söylüyoruz. Türkiye şu an iktidarın yanlış politikaları yüzünden bu seviyeye geldi. Hükümetin bu konuda düşünmesini istiyoruz. Aksi takdirde bu problemler çözülmez. Biz ittifakta ilkelerimizi belirteceğiz. İlkelerimizin başında hukukun üstünlüğü geliyor. Kuvvetler ayrılığı geliyor. Siz kuvvetler ayrılığını sağlayamazsanız. Bu diktaya yönelir.”
“İlkeler ittifakı”, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e de soruldu. Meral Akşener şunları söyledi:
“Bu Sayın Temel Karamollaoğlu'nun bir önerisi.Biz referandumda tek adam sistemine karşı çıkan insanlar olarak bir şey söyledik. Güçlü bir parlamenter sistemin Türkiye için, demokrasi için çok daha hayırlı olduğunu iddia ettik. Partili Cumhurbaşkanının Türkiye’yi gerçekten zora sokacağını söyledik. Nitekim ortaya çıktı. OHAL hâlâ bitmiyor. Sayın Karamollaoğlu şöyle öneride bulundu; ‘Madem parlamenter sisteme geçileceğini ilan ettik. Bunun hukuki ilkelerini, yani bir anayasa taslağını vatandaşın karşısına getirmemiz lazım.’ Partiler arası ittifaktan bahsetmiyor. İlkeler dediği budur. Demokrasinin tam ve kâmil uygulanabilmesi için gereken kurallar, ilkelerdir. Bunların üzerinde uzlaşılabilinir mi? diye bir çalışma. Dolayısıyla buna elbette hayır deme imkânımız yok. Ama bunun anlamı bir ittifak söz konusu değil. Çünkü ben şeffaf bir insan olarak açık açık söylemiştim. Bir arzu bir istek olarak, Saadet Partisi ve Demokrat Parti ile ittifak yapmayı çok isterim demiştim. Bu benim kendi görüşüm. Bunu Sayın Karamollaoğlu’na da söyledim. Ama onlar bir aday çıkarmayı istiyor. Bu da çok olumlu bir şeydir. Ne kadar çok aday o kadar şenlik olacak göreceksiniz.”
Siyasette ittifak tartışması Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’a da soruldu. "CHP’nin öncelikle kendisini düzeltmesi gerekiyor. Çok açık bir biçimde demokrasiyi savunmalı. Kürt sorununu sahiplenmeli ve yaptıkları yanlışlardan geri dönmeli” diyen Pervin Buldan, “Şu anda karşımızda ittifak yapabileceğimiz bir CHP yok” görüşünü savundu.
Pervin Buldan, “HDP özgürlüklerden yana olan, barışı savunan ve Kürt sorununun demokratik yöntemlerle çözülmesine inanan demokrasi güçleri ile her zaman ittifak yapar. Bu güçlerin içerisine hangi parti girmek ister, onu biz bilemeyiz, kriterlerimiz belli. Türkiye’nin huzurunu, refahını, çözülmemiş sorunlarını, kadın meselesini dikkate alarak barışı toplumsallaştırmak ve bu hedefe sahip kesimlerle ittifak içerisine girmek gerekiyor. Şu anda herhangi bir siyasi partiyle ittifak görüşmemiz yok” dedi. HDP Eş Genel Başkanı, “CHP ile ittifak yapmayı düşünür müsünüz?” sorusunu, “CHP’nin demokrasiyi savunma noktasında çok yetersiz kaldığını belirtmek isterim. CHP’nin öncelikle kendisini düzeltmesi gerekiyor. Çok açık bir biçimde demokrasiyi savunmalı. Kürt sorununu sahiplenmeli ve yaptıkları yanlışlardan geri dönmeli. Şu anda karşımızda ittifak yapabileceğimiz bir CHP yok” sözleriyle yanıtladı.
Yaptığı bir başka açıklamada 16 Nisan referandumuna gönderme yapan Pervin Buldan, “Hayır cephesinin güçlü bir şekilde bir araya gelerek önümüzdeki seçimlerde ortak hareket etmesinin anlamlı olduğunu düşünüyorum. Siyasi partileri bir tarafa bırakarak hayır cephesi birleşmeli. Demokrasi cephesi oluşmalı ve (AK Parti-MHP) ittifakına karşı ortak bir hareket içerisinde olunmalı” diye konuştu.
© Tüm hakları saklıdır.