Adana'dan İzmir’e gitmek üzere eşiyle bindiği uçakta bomba şakası yaptığı iddiasıyla hakkında 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan 67 yaşındaki emekli Deniz Albay Mete Köksal beraat etti.
Mersin’de yaşayan Mete Köksal ile 61 yaşındaki eşi Şükriye Füsun Köksal, 6 Mayıs’ta İzmir’e gitmek için SunExspress Hava Yolları’na ait uçağa bindi. İddiaya göre, uçak havalanmadan önce kontrollerini yapan iki hostesin dikkatini Köksal’ın elindeki poşet çekti. Köksal, poşetin içinde ne olduğunu soran hosteslere bomba olduğunu söyledi. Hostesler durumu pilota, pilot da kuleye bildirdi. Bunun üzerine tüm yolcular ve bagajları uçaktan indirildi. Uçaktan inmek istemeyen ve poşetin içinde su şişesi ile simit olduğunu söyleyen Köksal ve eşi polis nezaretinde gözaltına alındı. Uçak, diğer yolcular ve bagajları arandıktan sonra havalanırken, Köksal çifti, karakolda ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı.
Uçakta bomba olduğunu söylemek suretiyle ‘suç uydurma’ suçundan 3 yıla kadar hapis cezası istenen Mete Köksal hakkında 14’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan davada ilk celsede karar verildi. Eşiyle duruşmaya gelen tutuksuz Köksal, suçlamayı kabul etmeyerek, hakkında dava açılmasına neden olan uçaktaki bomba şakasını şöyle anlattı:
“Uçakta yerimize bir başka bayan oturmuştu. Hostes yerimizi ayarlarken şeker ve tansiyon hastası olmam nedeniyle uçakta almak üzere su ile kahvaltı türü malzemelerim poşetin içindeydi. Bu poşeti uçağın üst rafına koymak isterken hostes ne olduğunu sordu. Ben de o anda gülerek ‘bomba’ olduğunu söyledim. Hostes akacak bir şey mi diye sordu. ‘Evet’ deyince aşağıya koymamızı söyledi. Biz de dediğini yaptık. Zaten herkes şaka yaptığımı anlamıştı. Oturduktan bir süre sonra başka bir hostes gelip, nezaketten uzak tavırlarla ‘şaka yapıyorsunuz ama bunun ağır sonuçları var’ dedi. Daha sonra polisler gelip bizi uçaktan indirdi. Suç uydurma kastım yoktur.”
Tanık olarak dinlenen emekli albayın eşi Şükriye Füsun Köksal da, olayın tamamen havayolu şirketinin hassas davranmasından kaynaklandığını iddia ederek, “Eşimin şeker ve tansiyon hastası olması nedeniyle daha önceden aldığımız pet şişe içindeki su da poşetin içindeydi. Hostes poşette ne olduğunu sorunca eşim de ‘bomba değil su’ dedi. Ben de su olduğunu söyledim. Rahatsız olduğumuzu onun için suyu yanımıza aldığımızı belirttim. Bir süre sonra polisler gelip bizi uçaktan indirdi” dedi.
Mahkeme savcısı, mütalaasında, emekli albayın olay anında bulunduğu haliyle görevlilerin yaklaşımlarına tepki olarak yakınma yollu beyanda bulunduğunu, bu beyanının suç işleme kastı içermediği gerekçesiyle beraatına karar verilmesini istedi. Mahkeme hakimi de, emekli albay Köksal’ın suç işleme kastı bulunmadığına kanaat getirip Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 223/2-c maddesi gereğince beraatına karar verdi.