Malezya Havayolları'na ait yolcu uçağının altı gündür kayıp olması ve yetkililerin uçağın akıbetini belirlemekte bir sonuca varamamaları modern zamanların en şaşırtıcı felaketlerinden biri olarak karşımıza çıkıtı.
Tüm bu olanlar uçakların nasıl izlendiği ve büyük bir yolcu uçağının nasıl hiç bir iz bırakmadan kaybolabildiği sorularını gündeme getirdi.
Boeing 777-200ER tipi uçak, Kuala Lumpur-Pekin seferi sırasında yerel saatle 01.20'de hava trafik kontrol sistemlerinin ekranlarından kayboldu.
Şimdiye kadar, uçağın kaçırılmasından, sabotaja, kabin basıncının düşmesine pek çok teori ortaya atıldı, ama henüz bunların hiç birini doğrulayacak kanıta ulaşılamadı.
BBC Türkçe'de yer alan haberde uçaklarla nasıl iletişim kurulduğu ve izlendiği anlatılıyor. Uçaklar, bir dizi sistemle kuleyle iletişim kuruyor. Bu örnekte bu sistemlerin hepsinin çöktüğü anlaşılıyor.
Hava trafik kontrol, uçağı ikincil gözlem radarıyla izliyor. Bu, uçağın yerini belirleyen radyo dalgalarını, uçağın transponderinden (uydu alıcı-vericisi) gönderilen sinyalle birleştirir.
Tüm ticari uçakların transponderleri var. Bunlar, radardan gönderilen sinyali aldıklarında otomatik olarak dört haneli bir kod gönderir.
Bu kod, uçağın kimliğini gösterir ve radar istasyonları uçağın hızını ve yönünü belirler.
Bu veri, hava trafik kontrölörüne ulaştırılır.
1930'larda geliştirilen sistemi temel alan birincil radar ise destek için kullanılıyor ve sadece uçağın konumunu gösteriyor. Bu radar uçağın kimliğini belirleyemiyor.