Üç milyar euronun ilk bölümü yolda

AB Komisyonu, mülteciler yararına kullanılmak üzere Türkiye'ye söz verilen üç milyar euroluk mali yardımın ilk kısmı olan 95 milyon euroyu aktarma kararı aldı. Plana göre 55 milyon euro ile Suriyeli çocukların eğitim giderlerinin karşılanması öngörülüyor. Kalan 40 milyon euro da insani yardım amaçlı kullanılacak.

Türkiye ile AB arasında 7 Mart'ta gerçekleştirilecek zirveye günler kala AB İçişleri Komiseri ve Göç Sorumlusu Dimitri Avramopoulos, sığınmacı krizinin çözümüne yönelik Ankara ile üzerinde mutabık kalınan eylem planının tam anlamıyla uygulanması gerektiğinin altını çizdi.

Türkiye'nin krizin çözümüne yönelik adımlar attığını ifade eden Avramopoulus, "Türkiye son günlerde Yunanistan'dan yaklaşık 300 kaçak göçmeni geri aldı. Bu çok olumlu bir işaret" dedi.

"Durumu kontrol altına almalıyız"

Almanya'da yayınlanan Welt gazetesine açıklamalarda bulunan Avramopoulus, bazı yükümlülüklerin yerine getirilmemesine karşın olumlu sonuçlar elde edildiğini belirterek, "Kesin olan şu ki, Türkiye ile işbirliği yapmadan durumu etkili bir şekilde kontrol altında alamayız" diye konuştu.

Türkiye kaçak göçmenlerin Avrupa'ya ulaşmada en çok rağbet ettikleri ülke. Şu ana kadar 2,5 milyondan fazla sığınmacıyı kabul eden Türkiye'den sınırlarını daha yoğun şekilde denetleyerek sığınmacıların Avrupa'ya geçişlerini azaltması bekleniyor. AB bunun için Türkiye'ye üç milyar euro yardımda bulunmayı taahhüt etmişti.

Brüksel'de 7 Mart'ta düzenlenecek AB - Türkiye Zirvesi'nde AB devlet ve hükümet başkanları Türk hükümetinin temsilcileri ile mülteci krizine karşı hazırlanan eylem planının ayrıntılarını görüşecek. Türkiye'yi zirvede Başbakan Recep Tayyip Erdoğan temsil edecek.

Almanya'daki eleştiriler

Ancak Türkiye ile yapılan işbirliği Almanya'da eleştirilere maruz kalıyor. Yeşiller Eş Başkanı Cem Özdemir, Deutschlandfunk Radyosu'na yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı Rusya lideri Vladimir Putin'le karşılaştırarak "Sanıyorum Erdoğan için en iyi karşılaştırma Putin. Onun da iktidar anlayışı konusunda benzer bir duruşu var. Bu demokrasi ile pek bağdaşmıyor" diye konuştu.