Sözcü gazetesi yazarı Emin Çölaşan, Libya'da şehit olan MİT mensubuna ilişkin yaptığı sosyal medya paylaşımı gerekçe gösterilerek tutuklanan Yeniçağ gazetesi yazarı Murat Ağırel’in kendisine yolladığı mektubu bugünkü köşesinde paylaştı.
Ağırel mektubunda, gizlilik kararı nedeniyle kendisinin ve avukatının dosyaya ilişkin bilgi sahibi olamadığını hatırlatarak, "Avukatlarımız ve biz dosya hakkında bilgi sahibi değiliz. Ancak yine kumpas dönemlerinde olduğu gibi yandaş medyadan dosya hakkında bilgiler öğreniyoruz!" düşüncesini dile getirdi.
Ağırel'in Silivri Cezaevi'nden avukatı aracılığıyla yolladığı mektubu şöyle:
“Emin ağabey, esaret altında tek başıma kaldığım 4-5 metrekarelik kullanım alanı olan koğuşuma bir gün gecikmeli de olsa Sözcü gazetesi her gün geliyor. Gerçek ve doğru haberi halka ulaştıran kaç gazete kaldı ki zaten.
Basın her dönem baskı altındaydı.
Ancak bu dönemin eşi benzeri yok.
Cumhuriyet, Sözcü, Birgün gazeteleri ile HalkTV, TELE1, FOX her gün bir ceza ile karşı karşıya kalıyor. Hukuk katlediliyor.
Ben daha önce de FETÖ kumpaslarına uğradım… O günleri bugün adeta yeniden yaşıyoruz. İddianamemiz daha bizlere verilmeden önce tetikçi gazetelere servis ediliyor, tetikçiler tarafından da algı operasyonları, linç haberleri yapılıyordu.
Bugün de aynısını yaşıyoruz ağabey.
Bizim dosyada gizlilik ve kısıtlama kararı var. Avukatlarımız ve biz dosya hakkında bilgi sahibi değiliz.
Ancak yine kumpas dönemlerinde olduğu gibi yandaş medyadan dosya hakkında bilgiler öğreniyoruz!
Tutuklandığımızı savcılığa gitmeden önce tetikçi hesaplardan öğrendik. Aynı isimler tutuklanana kadar sosyal medyadan bizleri hedef gösterdiler.
Şimdi ise mahkemeyi ve kamuoyunu etkileyebilmek için bizi linç ediyorlar. Daha önce FETÖ savcısı Zekeriya Öz'ün odasından çıkmayan biri, kısıtlama kararı olan dosyamın nasıl oluyorsa (!) HTS kaydını almış.
Bu kayda göre ben tam 15 dakikalık bir “sır görüşme” yapmışım. Haberin ayrıntısında da “Uluslararası Haber Ajansı'nın Türkiye bürosu ile 15 dakika sır görüşme” yaptığım belirtiliyor. Sonra da “MİT ifşası”na ait bir mesajı paylaşmışım.
Bahse konu paylaşımı 22 Şubat saat 23.10'da yapmıştım. O gün kitabımın imza etkinliği için Kadıköy Caddebostan Kültür Merkezi'ne saat 14.00'te gittim. Bahsettikleri Uluslararası Haber Ajansı Sputnik Radyo.
Ahu Özyurt'un sunduğu programa canlı bağlantı yaptık, kitabımı anlattım. Saat 14.40 idi. Kaydı hem radyoda, hem de radyonun Youtube adresinde var.
Bana hiçbir aşamada bu sorulmadı tabii ki… Algı yaratabilmek için “15 dakikalık sır görüşme” başlığını servis ettiler.
Ancak vakıf arazisine kaçak inşaat yapılmasının haberini suç sayan sayın savcılık makamı herhangi bir işlem başlatmadı. Hayatını Cumhuriyet devrimlerini korumak, uygulamak ve uygulatmak için mücadeleye adayan, FETÖ kumpasından 11 yılla yargılanmış bir Kemalist Türk genci olan beni, FETÖ iddianamesinin içindeki uydurma pasajlarla karalamaya çalışıyorlar.
Gücünü sadece halktan alan bir gazeteciyi yıldırmak için, halkın gözünde alaşağı edebilmek için her türlü yalan habere başvuruyorlar yine.
Cezaevinde elimiz kolumuz bağlı izliyoruz. Masumiyet karinesi hiçe sayılıyor. Savcılık ve mahkeme bir şey yapmıyor!..
Hakkımızda sosyal medyada paylaşım yapan ve haberleri yazan gazeteler ne tesadüf ki her harfi için üç yıl hapis istenilen kitabım “SARMAL”da birebir yer alıyor. İçlerinden biri zaten savcılığa ifade vermeye giderken, “Elbet bu yazdığın iftiraların hesabını birileri soracaktı” diye adeta tutuklama sebebimi de paylaşmıştı. Elbet bu günler de geçecek, hukukun üstünlüğü kazanacak ve adalet tecelli edecek. Elbet Cumhuriyet'in yargıçları bu hukuksuzlukları görecek. İnancım tam.
Selam olsun kalemini namusu bilip gücünü halktan alan gazetecilere. Selam olsun bize ışık olan Emin ağabeyime.
Murat Ağırel."
Yazının devamı için tıklayın