Rengin Arslan*
Ankara'da kavurucu sıcağın altında Sincan Cezaevi'nin önünde, hava harp okullarında okurken bir gece darbe teşebbüsü suçlamasıyla tutuklanan askeri okul öğrencilerinin yakınları var.
Burası artık onların ikinci evi.
Çocukları, kardeşleri, ağabeyleri 15 Temmuz gecesi gerçekleşen darbe teşebbüsünün içinde yer almakla suçlanıyor.
O gece Etimesgut'taki 11. Hava Ulaştırma Komutanlığı'na taşınan bu askeri öğrencilerin aileleri ise çocuklarının, kardeşlerinin suçsuz olduğunu söylüyor.
11 Temmuz'da paraşüt eğitimi için Ankara'ya getirilen bu öğrencilerin 91'i o gece sivil kıyafetleriyle hava üssüne taşınmış, 41'i ise Ankara'da yatmak için götürüldükleri yerde bırakılmıştı.
İki ekip de geçen hafta tutuklandı. Böylece tutuklanan askeri okul öğrencilerinin sayısı 142 oldu.
Sincan Cezaevi'nin önünde BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan aileler, çocuklarının darbe teşebbüsüyle ilgisinin olmadığını söylüyor, darbecilerin yargılanması, suçsuz olanların ise salıverilmesi; haklı ile haksızın ayrılması gerektiğini savunuyorlar.
'Baba, terör olayları varmış'
Kardeşi tutuklanan ve adını vermek istemeyen biri kardeşinin ve diğerlerinin Etimesgut'taki üste beş gün boyunca ifade vermek için beklediğini söylüyor ve yaşadıkları süreci şöyle özetliyor:
"Kardeşim, bana başlarındaki yüzbaşının hava kuvvetlerine her gün yoklama verdiğini, Genelkurmay'ın onların üste olduğundan haberi olduğunu, orada güvenli bir şekilde beklemeleri gerektiğinin söylendiğini söyledi. Onların da polisi beklediklerini söyledi. Daha sonra gözaltına alındığını duyduk. Sonra da tutuklandılar. Bir hafta emniyetin spor salonunda tutulmuşlar. Şimdi de tutuklandılar."
Ayrıca o gece kardeşiyle ailesi arasındaki konuşmaların da kardeşinin darbe girişiminden haberinin olmadığının göstergesi olduğunu söylüyor.
Şöyle anlatıyor o geceyi: "Biz Ankara'da olduğumuz için evci olarak gelecekti ertesi gün. O gece babamı aradı. 'Baba terör olayları varmış sanırım. Köprü kapatılmış, bize böyle bir duyum geldi' dedi."
22 yaşındaki ağabeyi tutuklanan bir başkası ise, askeri okul öğrencilerinin üniformaları ve silahlarıyla değil sivil olarak Etimesgut'taki üsse taşındığını söylüyor. Bunun da onların aslında bu darbe girişiminin parçası olmadıklarının kanıtı olduğunu düşünüyorlar.
'Darbeyi savuşturmanın sevincini tam yaşayamadık'
Neden tutuklanmış olabileceklerini sorduğumuzda onlar da bu sorunun yanıtını aradıklarını söylüyorlar ve ekliyorlar:
"Bunlar komutanlarının emriyle oradalar. Yanlarında silah yok. Orada bulunduklarında üniformaları bile yok üzerinde. Sivil kıyafetleri var. Biz de soruyoruz neden buradalar diye."
Bu iki kardeşin talepleri ise ortak: 'Darbeciler hesap versin, ama haklı ile haksız ayrılsın.'
Peki güveniyorlar mı yargıya, devlete? "Evet" diyorlar. "Devletimize güveniyoruz. Haklı ile haksızı ayıracağına inanıyoruz."
Kardeşinin içeride olmasının nasıl hissettirdiğini sorduğumuzda, "15 Temmuz darbe girişiminden beri bu darbe savuşturulduğu için ülkemiz adına seviniyoruz. Ama bu sevincimizi, bu zaferimizi tam yaşayamadık. Çünkü bizim canımız içeride şu an. Tabii ki üzgünüz bütün aileler gibi" diye açıklıyor kardeşlerden biri.
'Ya onları bıraksınlar ya hepimizi alsınlar'
Sincan Cezaevi'nin önünde olanlardan biri de içeridekilerin devre arkadaşı. O da isminin yazılmasını istemiyor.
Onun dışarıda olmasının sebebi ise, hava harp okulunun bu devredeki öğrencilerinin diğer yarısının Yalova'da her yıl düzenlenen kampta olması.
Onlar da o gece tatbikat var denilerek kamp alanından dışarı çıkarılmak istenmiş ancak sonradan gelen bir emirle yerlerinde kalmışlar.
O an tabelasına baktığı cezaevinin içinde olmamasının tek nedenini ise şans olarak açıklıyor ve "Ben dışarıda olduğuma sevinemiyorum, burada olduğuma sevinemiyorum. Ben ne kadar suçsuzsam onlar da o kadar suçsuz. Ya onlar da burada olsun, ya da gerekirse hepimizi alsınlar" diyor.
Kardeşlerden bir başkası, içeriye gönderdiği üniversite hazırlık kitaplarının henüz ulaştırılmadığını söylüyor. Her şeyin yavaş işlediğini anlatıyorlar pek de şikâyet etmeden. Daha çok, şu an pek çok kademede alınan güvenlik tedbirlerine anlayış hâkim yaklaşımlarında.
Kardeşlerinin geleceğini, askeri okulların kapatılmasıyla alınan yeni kararların onları nasıl etkileyeceğini düşünüyor ve bunlara dikkatlerini vermeye çalışsalar da, cezaevi aşılması gereken bir engel olarak duruyor önlerinde.