Göbek bölgesinde biriken yağların tam bir sağlık zararlısı gibi çalıştığını gösteren bilimsel bulguların sayısı artıyor.
Göbeklenmek (!) birçok sağlık sorununa davetiye çıkarıyor. Bunların başında ise şeker hastalığı, hipertansiyon, trigliserit yüksekliği, iyi kolesterol HDL’nin azalması ve bazı organ kanserleri geliyor. Kısacası göbek-bel çevresinden yağlanmak demek, “hastalık adayı” olmak anlamına da gelebiliyor.
Gözlemler aldığınız fazla kalorilerin vücudunuzun neresinde yağ toplanmasına yol açacağını öncelikle genetik faktörlerin belirlediğini gösteriyor. Bazı toplumlarda insanlar kilo alınca fazla yağlar bacak ve kalça bölgelerinde birikirken, bazılarında karın-göbek çevresinde yağ depolanıyor. Türk toplumunda da yağlanma genellikle karın bölgesinde oluyor. Bilhassa Orta ve Kuzey Anadolu’da yaşayanlarda bu tür yağlanma sık görülüyor.
Bu tür yağlanmanın sık görüldüğü başka ülkeler de var. Kafkaslar, Rusya ile İskandinav halklarında da yağlanma daha ziyade karın-göbek bölgesinden başlıyor. İtalya ve İspanya’nın da yer aldığı Akdeniz kuşağında ise yağlanmanın daha çok kalça ve bacak bölgesinde veya vücudun bütününde ortaya çıktığı gözleniyor. Bu son derece önemli bir farklılıktır. Çünkü bacak-kalça bölgesinde biriken yağların ciddi bir metabolik faturası olmuyor.
Kalça yağları daha az zararlı
Eğer yağlarınız karnınız ve göbeğinizde değil de, kalça ve ayak-bacak bölgenizde birikiyorsa (yani armut şeklinde bir şişmanlama söz konusuysa) bu durumda şeker hastalığı, hipertansiyon, kalp krizi veya kanser sıkılığında anlamlı bir artış olmuyor. Bu şekilde (yani elma tipinde) yağlanmanın da bazı sağlık zararları var. Örneğin, bu insanlarda ağırlık artışına bağlı diz ve kalça romatizmasına, varislere, pişikler ve mantar enfeksiyonlarına, safra kesesi taşlarına daha sık rastlanıyor. Ama genel olarak bu bölgelerde biriken yağların yaşam süresi üzerinde pek fazla etkisi olmuyor. Zararlı sonuçlar daha çok yaşamın kalitesinde fark ediliyor.
Erkekler göbekten, kadınlar kalçadan yağlanıyor
Yağların nerede toplanacağına biraz da cinsiyet karar veriyor. Kadınlarda armut şeklinde kilo alma- yani kalça ve bacak bölgesinden yağlanma- daha sık görülüyor. Erkek tipi şişmanlıkta ise göbeklenme daha sık karşılaşılan bir durum olarak ortaya çıkıyor. Son yıllarda bu farklılığın biraz daha azaldığı gözleniyor. Bu durumda kadınların da erkekler kadar alkol tüketmeye başlamaları ve yanlış beslenme alışkanlıklarına saplanıp kalmaları sorumlu tutuluyor.
Omentum büyümesi çok önemli
Eğer yağlarınız karın ve göbek bölgesinde birikiyorsa tartıda aldığınız kilolar fazla olmasa bile, durumu ciddiye almanız gerekiyor. Çünkü bu tür yağlanma diğer durumdan farklı olarak ciddi bir “iç yağlanma” hâli ile birlikte oluyor. Yani bu insanlarda artan yalnız göbek ve bel çevresi genişliği değildir. Örneğin karaciğer de tık basa yağla doluyor, “Omentum” adını verdiğimiz o incecik iç yağ örtüsü neredeyse bir yastık kalınlığına ulaşabiliyor. Kısacası bu kişilerde içten içe yayılan, metabolizmayı hormonal dengeyi bozan, kalp ve damar sistemi üzerinde ciddi bir yük oluşturan özel bir yağlanma tipi söz konusudur.
Siz hangisisiniz, elma mı armut mu?
Eğer karın ve göbek bölgesinden şişmanlarsanız bu durumun daha ciddi bir sorun yaratabileceğini lütfen unutmayın. Bu yağların şeker hastalığı, hipertansiyon, kalp damar hastalığı ve bazı organ kanserleri için verilmiş bir üyelik kartı haline gelebileceğini aklınızdan hiç çıkarmayın. Bir kez daha hatırlatalım: Göbeği olanların beklenenden daha az ve daha kalitesiz bir ömrü olabiliyor.
(Hürriyet)