Dünya
Deutsche Welle

Türkiye’nin yasaklarla imtihanı

Sosyal medyaya getirilen yasaklarla yeniden dünya gündemine oturan Türkiye’de iletişim özgürlüğü tartışmaları alevlendi. Yasağın, arama motoru Google’a kadar uzanmasına tepki büyük.

07 Nisan 2015 17:08


Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın rehin alınıp öldürülmesiyle sonuçlanan olayla ilgili gelişmeleri izlerken hükümet yetkililerinden gelen “Savcının başına silah dayanmış görüntülerini yayımlamak etik değil. O görüntülerin engellenmesi için her şeyi yapacağız” açıklaması, yasaklarla somutlaştı. Savcının görüntülerinin yer aldığı içerikleri yayımlayan Facebook, Twitter ve Youtube’a erişim mahkeme kararıyla engellendi. İçeriklerin kaldırılmasıyla birlikte sırasıyla Facebook ve Twitter, 6 saatlik erişim engelinden sonra ulaşıma açıldı.

Facebook ve Twitter’da yaşanan bu erişim engelinin arama motoru Google’a da sıçrayacağı haberleri de ‘sosyal medyaya yasak' endişelerini artırdı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı; Twitter, Youtube ve bazı haber sitelerindeki Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın rehin alınmasıyla ilgili görüntülerin kaldırılmasını istedikten sonra Google’dan da ilgili içeriklerin kaldırılması için 6. Sulh Ceza Hakimliği’ne başvurdu. Bu isteği değerlendiren mahkeme, savcıyla ilgili bazı görüntülerin kaldırılması, kaldırılmadığı takdirde Google’a erişimin tamamen engellenmesini kararlaştırdı. Savcılığın isteği doğrultusunda mahkemenin aldığı karar Youtube’u da içeriyordu. Kararın uygulanması için Google ve Youtube’e 4 saatlik süre verildi. Youtube, Savcı Kiraz’la ilgili görüntülere Türkiye’den erişimi engelledi. Bunun ardından da Youtube yeniden erişime açıldı.

Hükümete büyük tepki

Google'un da içerikleri kaldırmaması durumunda erişimin engellenmesi bekleniyordu. Ancak Google’un da kısa bir süre sonra savcıyla ilgili görüntüleri kaldırdığı ve erişimin engellenmesinin yolunu kapattığı görüldü. Google’la ilgili karara Twitter üzerinden yapılan eleştirilerin hedefinde hükümet vardı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti de hükümetin sansürü meşru kılma çabasında olduğunu duyurdu.

Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Ahmet Abakay, DW Türkçe’nin “Savcının görüntülerini yayımlamak, sosyal medyaya erişimi kesmeyi meşru kılar mı?” sorusunu yanıtlarken, AKP hükümetinin Savcı Kiraz’ın ölümünü bahane ederek iletişim özgürlüğünü sınırlandırmayı kendine hak gördüğünü savundu. Abakay, “Medyanın büyük kısmını kendine bağlayan, diğer kısmını da ceza ve tehditlerle sindirmeye çalışan AKP, sosyal medya kanallarıyla yayılmaya çalışılan bilgiyi de engelleme çabasındadır. Savcının ölümüyle ilgili de kamuoyundaki soruların yanıtlanması engellenmiştir. AKP hükümetinin derdi; kişi hak ve özgürlükleri değildir, yasakları yaygınlaştırıp-iktidar pekiştirmektedir” değerlendirmesi yaptı.

AKP’nin her uygulamasıyla kişi temel hak ve özgürlükleri konusunda ‘tek yönlü ve çıkarcı’ hareket ettiğinin bugün toplumun daha geniş kitleleri tarafından anlaşılmaya başlandığını söyleyen Abakay, gazetecilik örgütlerinin sansür ve yasaklara karşı direncinin engellenemeyeceğine dikkat çekti. Yasakların internet ortamında hakim kılınması çabasının da hükümetin ‘seçim paniği’ olarak görülmesi gerektiğini anlatan Abakay, “Türkiye’de iletişim özgürlüğü karnesi her geçen daha da kararmaktadır. AKP, yasakçı zihniyetini bir an önce sonlandırmak durumundadır. Aksi durumda toplumdaki kaos ortamı genişleyecektir” diyor.

“Türkiye için büyük talihsizlik”

Peki, “Hükümet sosyal medya yasağıyla savcının hakkını gerçekten korumaya mı çalışıyor” ya da “Kişi hak ve hürriyeti korunurken yasaklar meşru mudur”? Marmara Üniversitesi’nden İnsan Hakları Hukuku Uzmanı İbrahim Kaboğlu, DW Türkçe'nin sorularını yanıtlarken Twitter’a yasağın geçen yıl da getirildiğini ve Anayasa Mahkemesi’nin 2 Nisan 2014’te aldığı kararla bu yasağı ‘temel hak ve hürriyetlerin ihlali’ saydığını hatırlattı.

“Savcıyla ilgili fotoğraf ve görüntülerin yayımlanması rahatsız edici bulunmuş olabilir ama bu durum tüm internet sitelerine toptan bir yasağı meşru kılmaz” diyen Kaboğlu, AKP hükümetinin Anayasa Mahkemesi kararlarını içselleştirmediğini aksine Anayasa’ya aykırı davranmayı alışkanlık haline getirdiğini söyledi. Savcının hakkını korumak isteyen AKP hükümetinin aynı dönemde iç güvenlik paketini gündeme getirdiğini belirten Kaboğlu, “Bir yanda sokağı boşaltma çabası var, bir yanda da sanal ortamı tamamen kapatmak çabası. Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı da, hükümetin arka bahçesi gibi çalışıyor. Alınan önlemler ile özgürlük kısıtlamaları arasında tamamen bir ters orantı var. Ne yazık ki bu durum, Türkiye için büyük talihsizliktir” yorumunda bulunuyor.

Kaboğlu, yaklaşan parlamento seçimleri öncesi Türkiye’de yaşananların kamuoyuna doğru yansıtılması için hükümetin de sorumluluğu olduğuna dikkat çekerken “Oysa ağır bir yasakçı zihniyet kendini göstermektedir. Halkın bu zihniyetten olumsuz etkileneceği, kaos ortamının genişleyeceği ve bunun toplumda sorunlar yaratacağı hesaplanabilmelidir. Hükümetten beklenen; anayasaya uygun hareket etmesi ve sağduyulu davranmasıdır” uyarısında da bulundu.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle