25 Eylül 2008 03:00
Siyasi tarihimizde bir ilk yaşanıyor. Uğur Dündar yerine oturdu. Kılıçdaroğlu ve Fırat da geldi. İşte tarihi düello;
Fırat Kılıçdaroğlu'nu "müfteri" ilan etti. Kılıçdaroğlu Fırat'a "baron" dedi... Bir türlü bitmeyen kavga bugün düelloyla son bulacak. Ak Parti'nin ve CHP'nin ikinci adamları Meclis'te kapışmaya başladı.
Önce düelloyu yönetecek gazeteci Uğur Dündar'da Meclis'e giriş yaptı. Ve düellonun yapılacağı salonda yerine oturdu.
- Dündar başlangıçta iddia makamı olarak Kılıçdaroğlu'na söz vereceğini, ardından da sözü Fırat'a bırakacağını söyledi.
- Dündar bunun bir basın toplantısı olmadığını başka bir gazeteciye soru sorma hakkı vermeyeceğini söyledi.
Ardından önce Kılıçdaroğlu da Dündar'ın yanındaki yerini aldı. Ardından Fırat da yerini aldı.
Ve düello başladı:
DÜNDAR: Değerli seyirciler kamuoyunun yakından takip ettiği Kılıçdaroğlu ve Fırat arasında çok ağır ithamlar yaşandı. Her iki deneyimli siyasetçinin de kullandığı üslup onlara yakıştıramadığımız bir üsluptu. Bu açıkoturumun amacı iddiaların belgelerle netleşmesi ve kamuoyunun bilgilendirilmesi....
FIRAT: Çok sert bir tartışma olacak. Belgelerle konuşacağım. Bu tartışmanın hayırlı olmasını diliyorum.
KILIÇDAROĞLU: Size ve sayın Fırat'a teşekkür ediyorum. Bu bir düello toplantısı değil. Siyasete ahlakı egemen olma toplantısı... Sokaktaki yurttaşın rahat soramayacağı sorular olacak. Siyasette yalanın çok uzun olmayacağı, tüyü bitmemiş yetimin hakkının nasıl sorulacağını göstereceğiz.
KILIÇDAROĞLU: Hayatım boyunca kimseye iftira atmadım. Şaban Dişli olayını ortaya koyduğumda bana yine iftira atıyor dediler. DenizFeneri olayını ortaya attığımda bana yine iftira atıyor dediler.
Şimdi size bir belge gösteriyorum. bir ihbar dilekçesi. "Adı geçen kontrolör mesleğe giriş tarihteki servet beyanıyla bugünkü serveti karşılaştığında servetinin büyüklüğü haksız bir şekilde görülecektir." diye bir iddia var. O iddiayı yapan da Fırat'tır...
Bu dilekçe Ukrayna Hükümeti MENAS'ın gönderdiği dilekçelerinin sahte olacağını Türk Hükümetine bildiriyor. Onun üzerine bu kontroler de 7 sülalesine kadar inceleniyor. Müfettişler de inceliyor ve kontrolörün suçlandığı bütün olaylardan aklanıyor.
Fırat bununla da yetinmiyor. Bu arkadaşımızı görevini kötüyü kullanmaktan mahkemeye veriyor. Kararın bir bölümünü okuyorum. "Müşteki Dengir Mir Mehmet Fırat'ın iddialarının iddiadan öteye gitmediği anlaşılmakta, atılı suçtan beraatine karar verilmiştir"
Şimdi soruyorum: Kim müfteri kim değil? Benim söylediğim her şey doğru çıktı.
Bir politikacı halkın önüne çıkarken her söylediği düzeltilecekse itibarını yitirir.
Bana yönelik muhbir suçlamasının doğru olmadığını sizlerin takdirine bırakıyorum.
FIRAT: Ben sayın Kılıçdaroğlu'na hiçbir zaman muhbir demedim, müfteri dedim. Muhbir ihbar edendir. Müfteri iftira atandır. Ben siyasetçi olmanın ötesinde TC vatandaşıyım. TC'nin verdiği her hakkı kullanırım. Bu tahkikatı yürüten kişi Diyarbakır CHP aday adayı mıydı? Eğer aday idiyse bir kere organik bağı vardır CHP'yle... Doğrudur, ben şikayet hakkımı yetkili merciler hakkında kullandım ve bundan sonra da kullanırım. Belli bir kısmını okuyor, tümümü okumuyor. Ne diyor bu belge "mal beyanı yönünden bir suç oluşmuyor. Fakat haksız yere beni suçladığından dolayı mahkemeye sevkine karar veriliyor. Demek ki benim söylediklerimden birisi uygun bulunmuyor, diğeri uygun bulunuyor ve mahkemeye sevk ediliyor. Ama adı geçen sahış bu kez kendisi, eşi, çocuğu ve kardeşiyle birlikte Ankara Asliye mahkemesine başvuruyor. "Fırat bizim şahsiyetimizi zedeledi" diye tazminat davası açıyor. Sonuç mahkeme reddine karar veriyor.
Ama asıl mesele benim şirketimin hayali ihracat yaptığı iddia ediliyor. Bu iddiayı ispatlasın önce....
KILIÇDAROĞLU: İddiam şuydu. Dengir Mir Mehmet Fırat'ın ortağı olduğu MENAS hayali ihracat yaptı mı yapmadı mı? Fırat hayır dedi.
Menas mersin'de ihracat yapıyor. Devlet teşviği alınıyor. Bir olay oluyor. Yapılan ihracattan sonra beklenen dövizler Türkiye'ye gelmiyor. Bir kontroler olayı inceliyor. Diyor ki ihracat yapılmış gibi gösteriliyor. Ama dışarıdan döviz gelmiyor. Dışardan gelmiş gibi gösterip ihracat teşviki alıyorlar. Daha sonra bir inceleme daha yapılıyor. Soruyorlar: Sizin hakkınızda bir soruşturma açılmış. Aldığınız teşvikleri Merkez Bankasına geri verdik ama dava açacağız. Dava açılıyor. Davanın son paragrafını okuyorum. Paranın haksız olarak geldiğinde bir şüphe yoktur...
Şirket temyiz ediyor. Dilekçede MENAS AŞ'nin eksik inceleme sonucunda hayali ihracat yapılmış konumuna getirildi. İtiraz nereye gidiyor. Danıştaya. Danıştayın istemi şöyle: İhracata ödenen paranın haksız olarak edinildiği sabit olduğundan paranın geri istenmesine....
Temyiz nedenleri kararının bozulmasına gerek bırakmamıştır. Hayali ihracat kesinleşti mi? Evet... Danıştay hayali ihracat kararını onayladı. Bu dönemlerde FIrat o şirketin yönetim kurulu başkan vekili...
FIRAT: Bu soruşturma raporu devletin tüm kademelerine gidiyor. Bu arada Mersin Cumhuriyet Başsavcığı bunu inceliyor. Ve kovuşturmaya yer olmadığına karar veriliyor.
Türk yargısına inanıyorlar mı, inanmıyorlar mı? Bunu bana nasıl soruyorlar. Onu neden şikayet ettin diye? Bu benim vatandaşlık hakkımdı.
Siyaset yapıyoruz. Siyaset dürüstlük sanatıdır aslında. Delillere dayanmadan bir kişiye iftira atılmaz... Ben milletvekiil olduğum andan itibaren yönetim kurulundan çekilmişimdir. Eğer ben bu olayın olduğu tarihte yönetim kurulu üyesiysem haklılılığı kabul edeceğim. O tarihte ben sadece bir anonim şirketin ortağıyım.
Bu konuda yapılan iddia asılsızdır. Hukuken geçersiz iddia olmaktan öteye geçmemektedir. Ben bir özür bekliyorum.
KILIÇDAROĞLU: Benim sözüne ettiklerimin sayın Fırat'ın sözettikleriyle alakası yok. Olay kesinlikle 24 Ekim 2000 günlü rapora dayanıyor. Sizden istirham ediyorum. Orhan Tur'un düzenlediği bu raporu lütfen gazetecilere dağıtın. Ben size danıştay kararı, kesinleşen kararı okuyorum.
Ben size zaman aşımına uğratılan dosyadan bahsediyorum. Bu raporları düzenleyen arkadaşların ne CHP'yle, ne de siyasetle alakası var. Bu raporda gümrük müfettişi Menas'ın ingiltereye gönderdiği maları soruyor. İngiltereye geldi mi diyor. ingilizler inceliyor ve bu şirketin varolduğuna dair bir bulguya rastlanmadığı, gönderilen yerin varolmadığını söylüyor. Demekki ben hayali ihracatı ösylerken raporu düzenleyen arkadaşın 98'lerde yapılan ihracat zamanında Yönetim Kurulu ikinci başkanı. 98'de o görevden ayrılmış...
FIRAT: Bana yöneltilen suç ayrı. Bahsedilen şeyler ayrı. Danıştay raporu 2003'e ait...
Şüphelilerden Fırat'ın suç tarihinde yönetimde olmaması... Bilirkişi raporunda gösterilmiştir. Burada zamanaşımından düştüğüne dair tek bir ibare var mı?
Danıştayla ilgili şu karar verilmiştir diyeceksiniz, başka bir rapor göstereceksiniz. Kaçakçılıktan mürürü zamana getireceksiniz. Özür borcunuz varsa, özrünüzü diler gidersiniz. Lütfen sahte belge göstermeyin, yalan beyanda bulunmayın.
Biraz sonra size gelen Danıştay raporunu inceleyin. İkisinin arasında bir ilişki olmadığını göreceksiniz.
KILIÇDAROĞLU: MENAS şirketiyle ilgili 3 rapor var. Benim hayali ihracat raporuyla tespit ettiğim rapor 24 Ekim 2000 tarihli rapordur. Bu rapor gizleniyor. MASAK'a gitti. Ne yaptılar bilmiyorum.
24 Ekim 2000 tarihli rapor yaptı diyor. Size Danıştay'ın verdiği resmi kararı verdim. Ben ukraynayla ilgili bir şey hiç söylemedim. Ben eski hesap uzmanıyım. Vergi denetimi yaptım. Hayali ihracat raporları düzenledim. Bu raporda MENAS'ın hayali ihracat yaptığı mahkeme raporu var...
Üçüncü raporu ben bilmiyorum. İtirazım yok tabii ki. Yargının kesinleştirdiği bilgiyi, raporu, tüm süreci açıkladım. Daha ne açıklayayım.
FIRAT: Bu raporu benim dava açtığım kontrolörün yani CHP'den aday adayı olan kişinin hazırladığını biliyor mu, bilmiyor mu? Yemin etsin inanacağım.
MENAS şirketiyle ilgili 3 rapor var. Benim hayali ihracat raporuyla tespit ettiğim rapor 24 Ekim 2000 tarihli rapordur. Bu rapor gizleniyor. MASAK'a gitti. Ne yaptılar bilmiyorum.
24 Ekim 2000 tarihli rapor yaptı diyor. Size Danıştay'ın verdiği resmi kararı verdim. Ben ukraynayla ilgili bir şey hiç söylemedim. Ben eski hesap uzmanıyım. Vergi denetimi yaptım. Hayali ihracat raporları düzenledim. Bu raporda MENAS'ın hayali ihracat yaptığı mahkeme raporu var...
Üçüncü raporu ben bilmiyorum. İtirazım yok tabii ki. Yargının kesinleştirdiği bilgiyi, raporu, tüm süreci açıkladım. Daha ne açıklayayım.
KILIÇDAROĞLU: Gelelim ikinci iddiaya: Mehmet Mir Dengir Fırat'ın en büyük ortağı olduğu MENAS'ın tırında 89 kilo eroin yakalandı mı yakalanmadı mı? 27 Şubat 2008'de yakalandı... Fırat oradan ayrıldığını söylüyordu. Fakat bir süre sonra elime bir belge geçti. Belge şu: Gümrükler Genel Müdürlüğüne yazılmış.
"Gümrük Müsteşarlığınızdan her türlü engelleme işleminin durdurulmasını rica ederim." Yazının altında Abdülkadir Gürüz'den sonra Dengir Mir Mehmet Fırat'ın ismi var.
Elinizi vicdanına koyup soruyorum. ben iktidardaki partinin milletvekiliyken kim benim adımı bu yazının altına koyar. Sayın Fırat siyasi nufüzünü burada açıkça kullanmıştır. Araştırdık tabii.... Fırat diyor ki ben 1 Eylül 2007'de ayrıldım. Ayrılma yazısı budur: Bir daktiloyla yazılmış.. Sonra yönetim kurulu toplanıyor. 1 7 2007'de ayrılmıştır diye yönetim kurulu kararı alıyorar. aradan 8 ay geçiyor. Vatan gazetesi haber yapıyor. Fırat ben ordan ayrıldım diyor. Gazetenin haberinin bir gün sonrasında notere gidiliyor ve ben ordan ayrıldım diyor. Ticaret sicilde de 4 eylül 2008'de yayınlanmış. Eğer ayrıldıysanız niye 8 ay bekilyorsunuz da uyuşturucu işi patladıktan sonra notere götürüyorsunuz daktilayla yazdığınız ayrılma yazısını...
değerli basın mensupları siz bugüne kadar uyuşturucu baronlarını yakalandığını duydunuz mu? Vanda uyuşturucu baronlarının karakol bastğını hep birlikte yaşamadık mı? Fırat suçlular bulundu. Şoför hapiste diyor... TBMM başkanlığı uyuşturucu raporunda yazıyor: Şoföre suçu üstüne al cocuklarına bakarım diye...
Gümrükte bir deyim var. Sarı, kırmızı, yeşil hat... Yeşil hatlar aranmaz. Sarı hatlardakilerin evraklar incelenir. Kırmızı hattakiler didik didik incelenir.
MENAS kırmızı hatta. kırmızı hattaki bir firmayı bu hattan çıkarın diye neden Fırat'ın adının olduğu bir belge yazılır?
Fırat demişti ki "ispatlamasına gerek yok, kamuoyunda şüphe uyandırsa bile istifa edeceğim" diyor. Tüm bunlardan sonra sizin aklınıza kuşku gelmez mi, benim aklıma geldi.
FIRAT: Ortaktım... Ben şu tarihte hissemi devretmişim. Bunu yönetim kurulu kararına işliyorlar. Notere gitme sebebi şu: Vatan Gazetesi haber yapınca MENAS'a ulaşıp alınan kararın noter tastikli Vatan Gazetesine gönderilmesini istedim.
Peki doğru mu? Ama ben o tarihte sattığımla ilişkili bankadaki hesaplarına paranın geldiğine görebilirsiniz. Dolayısıyla ben o gün ayrıldım. Velev ki ayrılmadım. Ben ve ortağım avukat. İkimiz de hukuk mezunuyuz. Ama geçimimizi narenciye üretimiyle sağlıyoruz. İki arkadaş bir araya geldik ve Mersin'de bulunan bir paketleme tesisatını satın aldık. Ne için kuruldu? Yaş sebze meyve ihracatı için. 98'e kadar yönetimdeydim. Seçime gireceğim için 98'de ticaretten ayrıldım. Ama bu arada ihracatımızı devam ediyor. Bu yıl kar zarar beraberiz dedik. Paketleme tesisine de bir kiralama fiyatı koyalım. Onu alayım. Ama hisseme 500 bin dolar zarar çıktı. O kirayı da alamadık. ama şirketin benim yüzümden başı beladan kurtulmadı. Sürekli tahkikata uğruyor. Parayı gönderdiler, biz de devrettik. Ortak değilim ama haydi ortak oldum, öyle diyelim... Sizin tırda eroin yakalandı mı, yakalanmadı mı? Senede 1500 araçlık nakliye yapılıyor. Baron baron diyor, ben Baron değilim. MİR'im. Mir bey demek. Ben parayı avukatlıktan da kazanmadım. Benim 16. dedemden beri gelir...
O şoför daha önceden de takip ediliyor. Hemen buluyorlar ve tevkif ediliyor. İlk yakalandığı anda da aynı ifadeyi veriyor. Irak'a mal götürmüştüm. Geri dönerken Urfa civarında bana bu yükü verdiler. Hollanda'da bana teslim edince para vereceklerdi. Beni de tehdit ettiler. MENAS'tan kimseyi çağırmadılar. Eroinlerin üzerinde 4 kişinin parmak izi tespit ediliyor.
Diyelim ki basın Fillandiyadan kağıt getiriyorsunuz. Gümrükte kokain çıktı. Gazete patronları mıdır bunun suçlusu?
Allahtan korkun ya, elinizi vicdanınaza koyun. Vatan gazetesi her satırında beni akladı. Şüphe yaratsanız doğru. Ama şüphe yaratmadınız. Bunun bir iftira mekanızması olduğunu yer yerde söyleyeceğim.
KILIÇDAROĞLU: Şoför şüpheli birisiydi dedi. düzgün çalışan bir firma neden o şoförleri çalıştırıyor. Menas'ı kırmızı hatta alan ben değilim. Menas'ın incelenmesini isteyen de bürokrasi değil. Son istek Ukrayna'dan geldi... Siyasette nasıl ahlak temel kuralsa, ticarette de öyle. Çift faturayı alenen telafuz ediyorsa sistem bitmiştir demektir.
Ben ortağı dahi olsam ne olur dedi Sayın Fırat? Japonya'da dağıtılan bir pirincin küflü olması nedeniyle istifa etmişti. Fırat diyor ki ben başında olsaydım da uyuşturucu çıksaydı bile ne olurdu? Doğru olmazdı.
FIRAT: Köyde analarımız hamur yoğurup ekmek yaparlar. Hanfendi hamur yoğururken gaz kaçırdı. Kocası "ayıp oldu" dedi. Kadın da "sen geçen sene bizim baltanın sapını niye kırdın" dedi.
Bu ona benzedi. Belge olmadan konuşmayın. İstifa gerekiyorsa, önce bence kendi partisini soyanların istifa etmesi gerekli diye düşünüyorum.
KILIÇDAROĞLU: Anayasa mahkemesinin verdiği kararı kastetti. Bu harcamaların yapılmadığını söylemedik. Uçak biletleri alınırken Anayasa mahkemesi CHP denilmediği için gider kabul etmiyor. Bunu böyle dile getirirsenizi bu ahlaki değil.
© Tüm hakları saklıdır.