Doris Bierett, 73 yaşında, başarılı bir oyuncu, şarkıcı ve kabare sanatçısı. Emekli olmadan önce yıllar süren bir dünya seyahatine çıkan Bierett, emekliliğini geçirebileceği birçok yer gördü ve sonunda Kaş’ta ev alıp Türkiye'ye yerleşti.
Türk toplumuna tamamen entegre olabilmek için sekiz sene boyunca Türkçe dersleri alan Bierett, Türk sahillerini ziyaret edenleri Türkçe karşılıyor. "Buradaki insanlar müthiş misafirperver ve sıcakkanlı" diyen Bierett, Türkiye’deki atmosferi ne Fransa'da ne de İspanya'da yaşamış. Bierett, burada kendisini çok daha genç hissettiğini söylüyor. Kaldı ki, bu hissiyata sahip olan sadece Bierett değil, emekliliklerini Türk kıyılarında geçiren binlerce Alman da böyle düşünüyor. Ne var ki, onların gözünde bu "cennet yaşam" hızla değişiyor.
Türkiye'nin dönüşümü
Başarısız olan 15 Temmuz darbe girişimi sonrası gerçekleşen organize "temizlik" ve tutuklamalar, Doris Bierett'in arkadaş ve tanıdık çevresinde bir çeşit dönüşüme yol açmış. Bierett, "Türkiye'de siyaset konusunu hiç açmamak gerekiyor. Herkes başının belaya girmesinden korkuyor, o yüzden kimse konuşmak istemiyor” diyor.
Siyasete ilgi duyan, okumuş biri olarak Bierett, sormak istediği pek çok soru olduğunu, ama sormadığını söylüyor. Bunun nedeniyse arkadaşlarını, özellikle de polis olan arkadaşlarını zor durumda bırakmak istememesi. Bierett, "Onlar devlete bağlılık yemini etmiş insanlar” diyor.
Kaş'ta kuvvetli bir asker ya da polis varlığı bulunmadığını, ancak yoğun trafik kontrollerinin söz konusu olduğunu söyleyen Bierett, "Bugün olan yarın olmayabiliyor. Burada bir Alman vardı, Gülen okullarından mezun bir Türk'le evliydi. İkisi de bir anda yok oluverdiler. Bir arkadaşımın birçok tanıdığı da hapse atılmış" diyor.
Bu süreç Doris Bierett'te de derin bir iz bırakmış. Penceresinden dışarı baktığında gördüğü koy ve yalnızca üç kilometre uzakta olan Avrupa'nın manzarası, dikkatini dağıtmasına yardımcı oluyor. "Olur da burada da silahlı saldırılar başlar ya da askerler sokaklara inerse, hızlıca kaçabiliriz" diye düşünüyor.
"Türkler Batı'yı artık önemsemiyor"
Bierett'e göre, Türkiye'nin Batı'yla ve Batı'nın değerleriyle olan yakın bağları kopmuş durumda. Türkiye'deki birçok tanıdığının Avrupa'yla bağları artık önemsemediğini gözlemleyen Bierett, "Birçok kişi 'Avrupa'ya ihtiyacımız yok. Umrumuzda değil' görüşünde" diyor.
Bierett, "Dünyada gerçekleşen olayları genel itibariyle kaygıyla karşılıyorum. Sadece Türkiye'dekileri değil. Olaylar her yerde kontrolden çıkmış durumda. Ne yapmak lazım peki? Küçük bir ada üzerinde inzivaya çekilip hayatın birazcık tadına varmak" şeklinde konuşuyor.
Bierett, Türkiye’de siyaseten sesini yükseltmiş ama sonradan sınırdışı edilme korkusuyla geri adım atmış yabancıların da olduğunu söylüyor. Kendisinin çekincesi ise hapse girme ihtimali değil, Türkiye'deki oturma izninin tehlikeye girmesi. Ancak 2020 yılından sonra, yani Türkiye'ye taşındığı tarihten tam sekiz yıl sonra Türkiye'de kalıcı oturma izni almaya hak kazanabilecek. Bierett bunu gönülden istese de, hükümetin yabancılar üzerinde birtakım kısıtlamalar uygulamaya başlaması durumunda, ülkeyi istemeye istemeye terk edeceğini söylüyor.
Türkiye'yi çok seven Doris Bierett, "Türkiye'ye turist gelmemesi, buradaki insanlar için büyük bir felaket olur" diyor. Durumun düzelmesi için Bierett'in yabancılara bir tavsiyesi var: "Türkiye'ye gelin. Korkmayın."
© Deutsche Welle Türkçe
Wolfgang Dick