Fransa'da geçtiğimiz hafta Google'a baskın yapan maliyecilerin firmanın vergi kaçırdığını iddia etmesi üzerine Hürriyet gazetesinden Ahmet Karabayık, Türkiye'de maliyecilerin ani vergi denetimini nasıl ve ne zaman yaptıklarını araştırdı.
Hürriyet'ten Ahmet Karabayık'ın haberine göre, geçenlerde okudum haberi. Teknoloji firması Google’ın Paris’teki ofisine baskın düzenlenmiş. Fransız maliye uzmanları ve polis, Google’ın başkentteki ofisine vergi kaçırıldığı iddiaları üzerine operasyon yapmış. Detayını bilmiyoruz tabii ama konu hassas.
Vergi idaresinin tabii ki her zaman vergi mükelleflerini denetleme, inceleme hakkı var. Ancak haberdeki denetim yöntemi diğerlerinden farklı... Yani şirkete önceden haber vermeksizin ve yüze yakın mali uzmanla ‘ani denetim’.
Denetlenen şirket için de tedirgin edici... Herhangi bir vergisel riski olmasa bile; hiç bir mükellef işyerine ani bir şekilde gelen müfettişlerce, ofisinin, bilgisayarlarının, evraklarının didik didik edildiği anı yaşamak istemez.
Otomatik olarak şu da merak edilecektir... Fransız Maliye’sinin bu şok denetim yönteminin Türkiye’deki karşılığı nedir? ‘Aramalı İnceleme’. İstisnai başvurulan bu inceleme yöntemi Vergi Usul Kanunu’nda (VUK) yer almakta. (Md. 142 ila 147)
Aramalı inceleme
Kısaca özetleyelim içeriğini: Öncelikle vergi incelemesine yetkili olanların ‘Aramalı İncelemeye’ ihtiyaç olduğuna kanaat getirip gerekçeli bir yazı ile Sulh Yargıcından ‘Arama Kararı Vermesini’ istemesi gerekiyor.
Sulh yargıcının da bu isteğe uygun olarak ‘arama yapılmasına karar vermesi’ gerekiyor. Yasa ayrıca; ihbar ve yapılan incelemeler dolayısıyla bir mükellefin ‘vergi kaçırdığına işaret eden ipuçları’ bulunmasını da şart koşuyor. ‘Aramalı İnceleme’ konusunun diğer öne çıkan detayları da şöyle...
6 ay inceleme
İncelemeye yetkililer: Vergi Müfettişleri, Vergi Müfettiş Yardımcıları, ilin en büyük mal memuru veya vergi dairesi müdürleri. Gelir İdaresi Başkanlığı’nın merkez ve taşra teşkilatında müdür kadrolarında görev yapanlar da vergi incelemesine yetkilidirler.
İhbarcının ismi: Eğer ihbar üzerine arama yapılmışsa ve ihbar sabit olmazsa nezdinde arama yapılan kimse muhbirin adının bildirilmesini isteyebilir, bu takdirde vergi dairesi muhbirin ismini bildirmek zorunda.
Tutanak: Aramada bulunan ve incelenmesine lüzum görülen defter ve belgeler ayrıntılı olarak bir tutanakla tespit olunur.
İnceleme süresi: Aramalı incelemede alınan defter ve belgeler üzerindeki incelemeler en geç üç ay içinde bitirilerek sahibine bir tutanakla geri verilir. İncelemelerin haklı sebeplere binaen üç ay içinde bitirilmesine imkân olmayan hallerde sulh yargıcının vereceği karar üzerine bu süre uzatılabilir.
Ancak bu üç aylık süre; incelenen evrakların sahibine teslimine ilişkin kıstı ifade ediyor. Vergi incelemesinin tamamen sonlanması ise; ‘sınırlı incelemede 6 ayda’, ‘tam incelemede bir yılda’ tamamlanması gerekmekte.
Yine Fransa’dan bir haber... Bu kez konu İş Yasası. Çalışanların çevrimdışı kalma hakkı. Çalışanların mesaiden sonra işyerlerinden gelebilecek e postalarına erişiminin engellenmesine yönelik bir yasa taslağı konuşuluyor.
Tasarıya göre; işveren ile çalışan arasında imzalanacak protokolle, çalışana ‘mesaiden sonra iletişimi kesme hakkı’ tanınacak ve kendi akıllı telefonu ya da diğer profesyonel dijital araçlardan şirket maillerini engelleme uygulaması konulması sağlanacak.
“Türkiye’de durum ne?” derseniz... Yargı kararlarına baktığımızda konu daha çok ‘çalışanın, işyerinden fazla mesai talebi’ çerçevesinde tartışılmış.
Çalışanın fazla mesai alacağı için açtığı davada; (şirket e posta adresini kullanarak) mesaiden sonra ilettiği e-posta örneklerini dosyaya sunmuş. Yargıtay, bu e posta yazışmalarını dikkate alarak kararını vermiş. “Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir” demiş.