İnsan Hakları İzleme Örgütü, Türkiye'nin kürtaja büyük kısıtlamalar getirmesi ya da yasaklamasının, kadın haklarında geriye doğru atılmış büyük bir adım olacağını açıkladı. Örgüt, kürtaj yasağının kadınların yaşama, sağlık, eşitlik, mahremiyet, bedensel bütünlük, din ve vicdan özgürlüğünü tehdit edeceğini söyledi.
Açıklamada şunlar kaydedildi:
"Erdoğan, kürtajı cinayet olarak gördüğünü ve hükümetinin, kadınların kürtaja erişimini büyük ölçüde kısıtlayacak yasal düzenlemeler hazırladığını açıkladı. İnsan Hakları Örgütü, bu tür kısıtlayıcı bir yasanın, Türkiye'nin insan hakları alanındaki yükümlülüklerini ihlal edeceğinden endişe duymaktadır."
İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün kadın hakları küresel temsilcisi Gauri van Gulik, 'Türkiye'de yıllardır bulunan yasal kürtaja erişim tehlikededir. Bu açıklamaların yasalar ve politikalara dönüşmesi halinde Türkiye, kadın hakları konusunda geriye doğru büyük bir adım atmış olacaktır.' dedi.
Türkiye'de kürtaja getirilecek yeni kısıtlamaların, kadınların yaşam, sağlık, eşitlik, mahremiyet, bedensel bütünlük, din ve vicdan özgürlüğünü tehdit edeceğini söyledi.
Yasal kürtaja erişimin kısıtlanmasının kürtaj oranının düşeceği anlamına gelmediğini kaydeden örgüt, bu adımın, kadınların güvensiz ve denetimsiz alternatiflere yönelmesine yol açabileceğini bildirdi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, Arjantin ve Nikaragua gibi yerlerde güvensiz kürtajın, iç kanama, enfeksiyon ve hatta ölüm gibi sonuçlara yol açtığını kaydetti. Dünya Sağlık Örgütü'nün, dünyada her yıl 67 bin kadının güvensiz kürtaj sebebiyle hayatını kaybettiğini hesapladığına dikkat çekti.
Açıklamada van Gulik'in, 'Hükümet, Türkiye'de cinsiyet eşitsizliğindeki büyük soruna odaklanmak yerine, kadınların vücudu üzerinde yeni kontroller empoze etmeyi planlıyor.' sözlerine yer verildi.