Medya

"Türkiye'de diva standartlarına en yakın isim Safiye Ayla'dır"

Murat Bardakçı: Ciddî sanat, popülarite demek değildir

09 Aralık 2016 13:56

Habertürk yazarı Murat Bardakçı, Emel Sayın ile Bülent Ersoy arasında başlayan "diva" tartışmasıyla ilgili olarak "İlle de bir 'yerli diva' arayacaksak, bu unvanı vereceğimiz alaturkacı hanımların güzelliklerine, gözlerinin yahut saçlarının rengine, sahne ve ekran performanslarına veya popülerliklerine değil sanatlarına, yani musikiyi icralarına ve kalıcılıklarına bakmamız gerekir. Türkiye’de bu standartlara uyan tek bir sanatçı gelmiştir: 1998’de vefat eden Safiye Ayla" görüşünü savundu.

Murat Bardakçı'nın "Diva" başlığıyla yayımlanan (9 Aralık 2016) yazısı şöyle:

Birkaç gündür “diva” tartışmasıdır gidiyor. Bir hanım solist sahnede icra-yı sanat eylerken dinleyicilerden biri “İşte gerçek diva!” diye haykırmış, hanımefendi sahneden “Sahte diva da mı var?” karşılığını vermiş, bu cevaptan alınan bir başka meşhur solist de “İnsanın konuşacak birşeyi yoksa birilerinin sırtına basıp konuşur” demiş.

Günlerdir devam eden “Türk Müziği’nin gerçek divasının kim olduğu”tartışması, işte bu son derece entellektüel atışmalardan kaynaklanıyor...

“Diva” öyle çarşıda-pazarda satılan, öyle bol keseden dağıtılan, hayranlık krizine giren seyircinin “Divaaaaaa!” diye haykırması üzerine sahnedeki hanımefendinin “Teşekkür ederim, çok naziksiniz, lûtuf buyurduğunuz divalığı nâçizâne kabul ettim” diyebileceği bir unvan değil, gayet ciddî bir musiki mertebesidir.

Aslı Latince olan ve “tanrıça” mânâsına gelen “diva” İngilizce’ye İtalyanca’dan geçti ve sahne sanatlarında ilk defa 1883’te kullanıldı. 1970’lere kadar sadece operacılara, daha doğrusu en seçkin sopranolara verilen bu unvan sonraki senelerde pop müzik dünyasında da moda oldu; yapım ve reklâm şirketleri yüceltmek istedikleri kadın popçuları “diva” diye lânse etmeye başladılar.

Tek diva: Maria Callas

Ama, Batı dünyasında bugün “gerçek diva” olarak bilinen sadece tek bir hanım var: Operanın dünyadan 1977’de ayrılan büyük ismi soprano MariaCallas!

Callas’ın sesi ile dünyayı kasıp kavurduğu senelerde bir başka çok önemli soprano, Renata Tebaldi de sahnelerde idi ve opera meraklıları “Callasçılar”ile “Tebaldiciler” diye ikiye ayrılmışlar, hayranları Tebaldi’nin de diva olduğuna inanmışlardı. Tebaldi, hattâ Montserrat Caballé, Leontyne Price, Victoria de Los Angeles gibi diğer önemli sopranolardan da bugün bu unvanla bahsedildiği oluyor ama “diva” dendiğinde akla tek bir isim geliyor: MariaCallas!

Peki, Türk Müziği’nin divası kimdi ve şu an kimdir?

Önde gelen ve icrada büyük maharet gösteren sopranolar için kullanılan “diva” kavramı ile ifade edebileceğimiz bir hanım sanatçıyı bizde bulabilmek çok zordur, zira Türk Müziği “diva” olabilmenin şartlarına sahip değildir! Bizde yalnızca “muganniye”ler, yani hanım okuyucular mevcuttur, sahnede başarılı olup en fazla rağbet gören hanımlara “assolist” deriz ama assolistlik ile divalık arasında çok büyük farklar vardır, hattâ alâka bile mevcut değildir! Üstelik sahnede değil, musikide büyük maharet gösteren ve erişilmesi ihtimali zor olan bir yere yükselmiş bulunan sopranolar için kullanılan “diva” unvânın bizim assolistler arasında paylaştırılması da gereksiz bir özentiden ibarettir!

Safiye Hanım'ı unutmayalım

Ama ille de bir “yerli diva” arayacaksak, bu unvanı vereceğimiz alaturkacı hanımların güzelliklerine, gözlerinin yahut saçlarının rengine, sahne ve ekran performanslarına veya popülerliklerine değil sanatlarına, yani musikiyi icralarına ve kalıcılıklarına bakmamız gerekir.

Türkiye’de bu standartlara uyan tek bir sanatçı gelmiştir: 1998’de vefat eden Safiye Ayla!

“Diva” olduklarına hakikaten inanan assolistlerimiz, muganniyelerimiz ve hanımefendi şarkıcılarımız hiç alınmasınlar: Popüler sanatçı olabilirler ama hiçbiri “diva” değildir ve Safiye Hanım’ın sesinin de, icrasının da, sanat çizgisinin de kâbına bile varamamışlardır. Üstelik günün birinde o seviyeye ulaşabilecek bir başka hanım okuyucunun çıkması da artık maalesef mümkün değildir!

Ve, kimsenin kusura bakmaması ricası ile küçük bir hatırlatma daha: Hayranlarının “diva” dedikleri günümüzün solistleri çok iyi birer popüler sanatçı olabilirler ama Türk Müziği’nde daha önemli icralar yapmış olan, halen hayatta bulunan ve mutlaka bir değerlendirme yapılacaksa isimlerinden en başta bahsedilmesi gereken iki sanatçının da hatırlanması şarttır: Nesrin Sipahi ile İnci Çayırlı’nın...

Unutmayalım: Ciddî sanat, popülarite demek değildir!