Sağlık

Türkiye’de 5 milyon astım hastası var

Türkiye'de yaklaşık 5 milyon astım hastası olduğu tahmin ediliyor.

24 Mart 2009 02:00

Türkiye'de yaklaşık 5 milyon astım hastası olduğu tahmin ediliyor. Astımı tetikleyen en önemli faktör olan ve bahar aylarında görülme sıklığı artan alerjik rinit ise hastaların hayatını çekilmez hale getiriyor.

Yapılan araştırma sonuçlarına göre, astımlı hastaların yaklaşık yüzde 80'inde alerjik rinit görülürken, alerjik rinitli hastalarda ise astım görülme riskinin 3 kat fazla olduğu belirtiliyor. Bu nedenle iki hastalık artık “tek hava yolu hastalığı” olarak algılanıyor. Ve tedavide ortak yaklaşıma yönleniliyor.

Nefes darlığı, 3 haftadan uzun süren öksürük, göğüste ıslık sesi ve tıkanıklık hissi gibi belirtilerle kendini gösteren ve hava yollarının kronik iltihabi hastalığı olarak tanımlanabilecek olan astımın Türkiye'de 5 milyon kişide görüldüğü tahmin ediliyor. Yaklaşan bahar mevsiminde görülme sıklığı artan ve halk arasında saman nezlesi olarak adlandırılan alerjik rinit ise astımlı hastaların yaklaşık yüzde 80'inde görülüyor ve hastalığın seyrini ağırlaştırıyor.

Astım hastalarının özellikle bahar aylarında çok dikkatli olmaları gerektiğini söyleyen İ.Ü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Tutluoğlu “Baharda polenlerle birlikte astımı tetikleyen saman nezlesinin yanı sıra tüm yıl boyunca ev tozu akarları, mite denilen keneye benzer canlılar, kalorifer böcekleri, kedi köpek ve kuş gibi hayvanlar da astımı azdırıyor” dedi.

Astım ve alerjik rinitin artık “tek hava yolu hastalığı” olarak algılandığını belirten Prof. Dr. Tutluoğlu, bu hastalıkların tedavisinde de ortak yaklaşıma yönlenildiğini dile getirdi. Hastalarının saman nezlesinden korunmak için en azından Mayıs sonuna kadar pikniğe gitmemelerini ve yeşillik alanda bulunmamalarını öneren Prof. Dr. Tutluoğlu yaptığı açıklamada, “Büyük şehirlerde polen olmaz diye düşünülmemeli. Çünkü polenler 60 kilometre kadar uzağa uçarak gelebiliyor. Bu yüzden gerekmedikçe kapalı ortamda olmak ve mümkünse pencereleri kapalı tutmak hastalar açısından önemli.Bazı durumlarda ev ve araba içersinde hepa filtreli hava temizleme cihazları kullanmak yararlı olabilir.” diye konuştu.

Yapılan birçok çalışma ilk olarak alerjik rinitin başladığını ve daha sonra bunun astıma dönüşebildiğini göstermektedir. Astım ve rinit eşzamanlı görülebildiği gibi, nadir bazı durumlarda astıma alerjik rinitten önce de rastlanabilmektedir. Ama vakaların %70-%80'inde alerjik rinitin astımdan önce veya astımla eşzamanlı geliştiği söylenebilir.

Yapılan bu klinik çalışmalar alerjik rinit ve astım arasındaki bağı gözler önüne sermekte ve bu nedenle her iki hastalığın "tek havayolu hastalığı" olarak adlandırılmasına neden olmaktadır.

Alerjik rinitin şiddeti astım gelişimini de etkilemektedir. Sonuçlanan çalışmalar rinit semptomlarının astım gelişiminde ne derece öenmli olduğunu ortaya koymaktadır.

Şehir hayatı astımı olumsuz yönde etkiliyor

Şehir hayatının ve saniyeleşmenin astım görülme sıklığını arttırdığını belirten Prof. Dr. Tutluoğlu, “Astımda genetik faktörlerin önemli bir rolü var ama genetik olmasa de kişiler astıma yakalanabilir. Bu noktada çevresel faktörler önem kazanıyor” dedi. Astımda çevresel faktörler açısından şehir hayatının kötü bir seçenek olduğunu söyleyen Prof. Dr. Tutluoğlu, Türkiye'de bulunan astım hastalarının yaklaşık 1 milyonunun İstanbul'da yaşadığının tahmin edildiğini de sözlerine ekledi.

Krizlere dikkat!

Astımın tipik seyri nöbetler halinde nefes darlığı olarak kendini gösteriyor. Özellikle gece uykudan uyandıran kriz şeklinde nefes darlığı astım hastalarını olumsuz yönde etkiliyor. Kriz anında hastanın bronş genişletici ilacını almaması durumunda astımın kötü sonuçlar doğurabileceğini söyleyen Prof. Dr. Tutluoğlu, “Astım hava yollarındaki kronik iltihaplanmadan kaynaklanıyor. Birtakım ilaçlarla bu iltihap baskılanabilir. Bu şekilde hasta belirti olmadan yaşantısını sürdürebilir. Ama kronik iltihabı yok etmek mümkün değil bu yüzden astımlı hastanın yaşam boyu ilaç kullanması gerekebilir. Özellikle yaz döneminde hastalar ilaçlarını bırakmaya başlıyor. Ama bunun doktor kontrolünde yapılması gerek, çünkü İlaç kullanmayan hastaların ani kriz geçirme olasılığı var” dedi.

Astımlı hastaların hekimleri ile sürekli diyalog halinde olmaları gerektiğini de belirten Prof. Dr. Tutluoğlu “Astımlı hastaların tedavisinin temelini eğitim oluşturur. Hasta sağlığındaki en ufak değişimleri bile hekimiyle paylaşmalı ve önerilen ilaçları önerilen süre düzenli olarak kullanmalı. Astımın tam kontrolü ancak bilinçli hasta ve doğru tedavi ile mümkün olabilir” dedi.

(AA)