Ekonomi

Türkiye 'küçülmede dünya şampiyonu'

Türkiye küçülmede dünya şampiyonu oldu. Uras, ekonomisi güçsüz üretmeyen bir ülkede hiçbir sorunun çözülemeyeceğini yazdı.

10 Eylül 2009 03:00

Türkiye, 2009'un ilk üç ayında tarihinin en kötü küçülmesini yaşadı. Ocak, şubat, mart ayını kapsayan birinci çeyrekte Türkiye ekonomisi yüzde 13.8'le küçülme rekor kırdı. Milliyet gazetesi köşe yazarı Güngör Uras, ekonomisi güçsüz üretmeyen bir ülkede ne Kürt, ne Ermeni ne de Kıbrıs sorunu çözülebilir, diyor bugünkü yazısında. Ekonomik göstergelerin tehlike işareti verdiğini belirten Uras, köşesinden 'Türk halkına yazık değil mi?' diye sordu.

EKONOMİDE TARİHİ KÜÇÜLME

Uras'ın Türkiye “küçülmede dünya şampiyonu” (Neden? Ve de yazık değil mi bize?) başlıklı bugünkü yazısı:

Bugün Türk ekonomisinin 2009 yılının ikinci 3 aylık döneminde ne kadar küçüldüğünü gösteren rakamlar açıklanacak. Yılın ilk 3 aylık döneminde Türkiye ekonomisi yüzde 13.8 oranında küçüldü. Türkiye bu küçülme oranıyla dünya şampiyonu oldu.

Lütfen bu yazının altındaki tabloya bakınız. Türkiye’nin durumunu diğer ülkelerle karşılaştırınız.

Krizden kötü etkilenmenin göstergesi, milli gelirin küçülme oranıdır. Milli gelir bir ülkede üretilen mal ve hizmetlerin parasal (katma) değerini gösterir. Milli gelirin küçülmesi demek, üretimin düşmesi demektir. Üretim geriledikçe ülke küçülür. Üretim geriledikçe insanlar işsiz kalır, fakirleşir.

Kriz başka ülkelerde çıktı. O ülkelerde bankalar battı. Şirketler battı. Ama o ülkeler krizden Türkiye kadar etkilenmedi. Halkı bizim halkımız kadar güç duruma düşmedi, çalışanları bizdeki kadar işlerini kaybetmedi

Türkiye’de tersi oldu. Bankalar palazlandı. Şirketler ayakta kaldı. Ama üretim düştü. İşsizlik arttı. Olan halka oldu.

Yanlışı düzeltemiyoruz

Ve de Türkiye küçülmede dünya şampiyonu oldu.

Bu işte bir yanlışlık yok mu? Türk halkına yazık değil mi? Bozulan ekonomiler kendi kendine düzelmez. Ülkelerin özelliğine göre hükümetlerin özel politikalar geliştirmelerine, uygulamalarına ihtiyaç vardır. Bizde bu yapılamadığı için küçülme büyük oldu. Küçülme sürüyor.

İyimser yaklaşımla, Türk ekonomisinde düzelmenin yılın son 3 aylık döneminde başlaması bekleniyordu. Ama öncü göstergeler tehlike işareti veriyor.

Önceki gün Aylık Sanayi Üretim Endeksi açıklandı. Sanayi üretimini bir ay önceye göre mart ayından bu yana artıyordu. Haziranda artış bir ay önceye göre yüzde 6.6 olmuştu. Ne yazık ki temmuzda aylık sanayi üretim artışı yüzde 0.9’a geriledi.

Ekonomideki bu endişe verici küçülmeye, halkın tüketiminin sanayicinin üretiminin gerilemesine rağmen ithalat harcamaları ve döviz açığı (cari açık) önemini koruyor. 7 aylık ithalat 74 milyar dolar. Dış ticaret açığı 18 milyar dolar. Ekonominin bu kadar küçüldüğü bir dönemde 6 aylık döviz açığı (cari açık) 6.7 milyar dolar. Açık anlatımıyla, üretemeyen, üretimi gerileyen Türkiye, ithalatla başka ülkelerin büyümesine destek vermeye devam ediyor.

Neden? Ve de yazık değil mi bize?

Görülüyor ki bizim ekonomi politikamızda bir yanlışlık var. Türkiye’nin ilk işi, bu yanlışı bulup düzeltmek olmalıdır. Ekonomisi güçsüz, üretemeyen, halkına iş ve ilaç parası bulmaktan aciz bir ülkede, ne Kürt sorunu, ne Ermeni sorunu, ne Kıbrıs sorunu çözülebilir.