T24 - Brookings Enstitüsü Başkan Yardımcısı Sabancı Üniversitesi Danışma Kurulu üyesi Kemal Derviş, "Bu dinamizm devam ederse Türkiye, hakikaten son 10 yılda kat ettiği mesafeden daha fazlasını da önümüzdeki 10 yılda katedebilir... ancak Türkiye er ya da geç bu ekonomik krizden etkilenecektir" dedi.
2001 krizinin ardından Türkiye’ye gelerek DSP-MHP-ANAP Hükümeti’nde ekonomiden sorumlu Devlet Bakanlığı görevini üstlenen Kemal Derviş, AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Derviş, "Dünyada krizlerin yaşandığı bir dönemde Türk ekonomisini nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna şu yanıtı verdi: "Dünyada bir kere şu anda hakikaten çok ciddi sorunlar var. Hem Amerika’daki bütçe görüşmelerinin kilitlenmesi, eski zengin ülkelerdeki borç-harç, Avrupa’da, Japonya’da, Amerika’da, siyasi karar mekanizmalarının büyük ölçüde işlememesi, karar verilememesi durumuna gelmeleri Avrupa ve Amerika için ciddi sorunlar yarattı.
Tabii Avro bölgesindeki sorun daha özel, kendine özgü bir sorun. Siyasi birliktelik olmadan parasal birlikteliğin etkin bir şekilde çalışması çok zor. Bu bakımdan Avrupa bir karar aşamasına geldi. Avro bölgesinde hakikaten ortak bir maliye politikalarının geliştirilmesi lazım ya da para birimi çok büyük sorunlar yaşayacak. Bu ortamda birçok diğer gelişmekte olan ülkeler, özellikle Asya ülkeleri gibi, Türkiye’nin hızlı büyümeye devam edebilmesi çok sevindirici.
Türkiye çok dinamik bir topluma sahip. Hem özel girişim, hem çalışan vatandaşlar gerçekten çok büyük bir çaba gösteriyor. Türkiye’ye büyük getiriler sağlıyorlar ve Türkiye takdir ediliyor ama herkesin de dediği gibi tamamen bu dünyadaki olumsuz ortamdan ayrı kalmak da mümkün değil. Mutlaka dünyadaki ekonomik sorunlar Türkiye’ye de yansıyacaktır önümüzdeki aylarda. Bu yansımayı asgariye indirgemek gerekiyor. Her zaman birçok uzmanın da tekrarladığı gibi, geçenlerde Nobel ödülü alan Joseph Stiglitz’in de dediği gibi cari açık Türkiye için bir kırılganlık teşkil ediyor. Yüzde 4, yüzde 5’lik cari açık taşınabilir bir cari açık. Hatta dış sermayenin bir ölçüde Türkiye’ye gelmesi sevindiricidir.
Fakat yüzde 8, yüzde 9, yüzde 10 civarında olan cari açık biraz fazla yüksek
Onun için ne yapıp yapıp cari açığı indirmek gerekiyor. Sanıyorum herkes bunun farkında. Bunun için daha uzun vadeli yapısal reformlar da gerekiyor. Bunun için en önemlisi iç tasarrufun artması gerekiyor kırılganlığı asgari düzeye indirgemek için. Durum bu. Avrupa’nın ne olacağın kestirmek zor. Şu anda her kafadan bir ses çıkıyor.
Eğer Avrupa bu sorunlarını bir ölçüde çözebilirse Türkiye de rahatlar ama Avrupa’daki sorunlar daha ciddi boyutlara ulaşırsa o zaman tabii bizi etkilememesi mümkün değil." Türkiye’nin 10 yıldır iyi bir mesafe kat ettiğini belirten Derviş, milli gelir büyük ölçüde arttığını ifade etti. Kemal Derviş, "Ama dünyadaki olumsuz gelişmelerden de ayrı kalamıyoruz. Nitekim 2009 yılında dünya resesyona girdiğinde, özellikle gelişmiş ülkeler resesyona girdiğinde biz de etkilendik doğal olarak. Küresel dünyada özellikle ihracat açısından dış dünyayla iç içe olan herhangi bir ekonominin dünyadaki olaylardan etkilenmemesi mümkün değil" diye konuştu.
'Türk insanı sağduyuya sahip'
Kemal Derviş, 2001 krizinin ardından Türkiye’ye gelmesi ve o gün ekonomide alınan önlemlerin, bugünkü duruma ne gibi etkisi olduğuna ilişkin bir soru üzerine şöyle konuştu: "İnsanın özel hayatında, kendi hayatında da olduğu gibi ülkelerin de hayatında bazen zor anlar bir fırsat yaratır. Türkiye, 2001 krizindeki zorlukları aşabildi. Ondan sonra da ekonomik politikalar büyümeyi destekler biçimde devam etti.
Bunlar sevindirici şeyler. Fakat ben tarihte esas belirleyici unsurun vatandaş olduğuna, toplumdaki dinamizm olduğuna inanıyorum. Kişiler önemli tabii ama kişilerin ötesinde bence önemli olan Türkiye’deki insanların önemli bir sağduyuya sahip olmaları, bazen zorluğa katlanabilmeleri.
Fakat aynı zamanda çok büyük bir dinamizm ve esneklik göstererek hakikaten ekonomiyi ilerletebilmeleri." Derviş, başka bir soruya da "Bu dinamizm devam ederse Türkiye hakikaten son 10 yılda kat ettiği mesafeden daha fazlasını da önümüzdeki 10 yılda katedebilir. Ve belki uzun bir mücadele, uzun bir yoldan sonra cumhuriyetin kuruluşunun 100. yılında umut edildiği gibi dünyanın en ileri ülkeler ailesine katılabilir. Türkiye gelecek vadediyor" yanıtını verdi.