Gündem

Türkiye, IŞİD tehdidinin farkına vardı mı?

Radikal islamcı grupların Türkiye'yi ana geçiş yolu olarak kullanması, Musul'da rehin alınan 49 kişi ve Batı'nın Türkiye'yi cihatçı gruplara destek suçlamasından sonra sınırlarda adeta kuş uçurtulmuyor

12 Eylül 2014 20:16

Türkiye 911 kilometrelik sınırın Suriye'deki iç savaş sayesinde güçlenen Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütüne ve diğer radikal İslamcı gruplara karşı kuvvetlendirildiğini söylüyor. Ancak bugüne kadarki sınır geçişleri farklı bir tabloya işaret ediyor.

BBCTürkçe'nin haberine göre, Suriye'de üç yılı aşkın süredir devam eden iç savaşta cihatçıların ana geçiş yolu hep Türkiye üzerinden oldu. Radikal İslamcı grupların silahları da yine Türkiye üzerinden Suriye'ye giriyordu.

 

Türkiye, radikal islamcı gruplara destekle suçlanıyor

 

Suriye'deki Beşar Esad rejimine katı biçimde karşı çıkan Ankara'nın politikası 'Esad hariç herkes makbuldür' çerçevesine oturmuştu.

Türkiye'nin Suriye'de giderek güçlenen radikal İslamcı örgütleri görmezden gelmesi ve daha da kötüsü aktif biçimde desteklemekle suçlanması Batıda sıkça eleştiri konusu olmuştu.

Ancak son aylarda tablo değişti. Haziran ayında aralarında Musul Başkonsolosu'nun da bulunduğu 49 Türk diplomat ve aile ferdi IŞİD tarafından rehin alındı.

Musul Başkonsolosluğu baskını ve IŞİD'in hem Suriye hem de Irak'ta hızla güçlenmesi Türkiye'nin duruşunu değiştirmesine yol açtı. Artık sınırlarda kuş uçurtulmuyor.

 

Hatay sınırında 5 bin Türk askeri

 

Hatay'da görev yapan Türk askeri birliklerini ziyaret etme şansı yakaladık. Bölgede devriyeler artırılmış. Sadece Hatay ve çevresinde 5 bin asker görev yapıyor. Amaçları sınırın kontrolünü ellerinde tuttuklarını göstermek.

Bölgedeki birliklerin komutanı Yarbay Ümit Durmaz sınırı korumak için kullandıkları yüksek teknolojili teçhizatı gösteriyor. Radarlar ve termal kameralar iş başında.

Yarbay Durmaz Türkiye'nin sınırı korumak için geç harekete geçtiği eleştirilerine katılmıyor ve "Suriye'deki savaş başlar başlamaz sınır kontrollerini artırmak için gerekli önlemleri aldık. Son üç haftadır da önlemler kademeli olarak artırıldı" diye ekliyor.

Yarbay Durmaz, Türkiye'ye yöneltilen eleştirilerin 'haksızlık' olduğu görüşünde.

 

'Bizim iznimiz olmadan sınırdan geçmek imkansız'

 

Türkiye'nin Avrupa'yı radikal İslamcı örgütlerin yarattığı tehditten koruyup koruyamayacağını soruyoruz.

Yarbay Durmaz'ın cevabı şöyle oluyor: "Bizim iznimiz olmadan sınırı geçmek imkânsız. Avrupa'nın ve Türkiye'nin Türk ordusuna güvenmesini istiyorum. IŞİD ya da herhangi bir başka örgüt mevzilerimize saldıramaz. Eğer buna kalkışırlarsa tüm gücümüzle yanıt veririz."

 

2014'te 17 bin kişi sınırı geçmek isterken yakalandı

 

Sadece yıl başından bu yana Türkiye sınırı geçmek isteyen 17 bin kişiyi yakalamış.

Bu sayı 2013'ün tamamında yakalananların iki katı ve sınır kontrollerinin ne kadar sıkı hale geldiğinin de güzel bir örneği.

Yakalananların büyük kısmı mülteciler. Ancak aralarında Türkiye'den Suriye'ye geçmek isteyen cihatçılar da var.

Türkiye'den Suriye'ye geçerken yakalanan 9 bin kişi 15 farklı ülkenin vatandaşları. Bunların arasında Somalililer de var, Danimarkalılar ve Fransızlar da.

Eskiden Hatay'a uçan yolcu uçakları Suriye'deki savaşa katılmak isteyen yabancı cihatçılarla dolu olurdu. Hatay'daki gevşek sınır önlemlerinden faydalanarak kolayca Suriye'ye girilebiliyordu. Ancak durum artık hiç de eskisi gibi değil.


'Türkiye haksız biçimde suçlanıyor'

 

Başbakanlık danışmanlarından Cemalettin Haşimi, "Uluslararası güçler, başarısız Suriye politikalarının üzerini örtmek için Türkiye'yi haksız biçimde suçluyor" diyor.

Haşimi'ye göre Batılı güçler Türkiye'yi 'kolay hedef' olarak görüyor ve "Asıl odaklanılması gereken Suriye'ye geçmeye çalışan savaşçıların vatandaşı olduğu ülkeler. Bu ülkeler kendi vatandaşlarının Suriye'ye gitmesini engellemek için hiçbir şey yapmıyor" diyor.

 

'Hükümet radikal islamcı grupların büyümesine yardımcı oldu'

 

Ancak Türkiye'deki muhalefet hükümetin bu tezinin ürkütücü gerçekleri sakladığı görüşünde.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekili Mehmet Ali Ediboğlu, "Hükümet radikal İslamcı militan grupların büyümesine yardımcı oldu" diyor.

"Bugün IŞİD ya da Nusra cephesinin güçlü olduğu yerler Türkiye sınırına çok yakın" diye ekleyen Ediboğlu, "Bu örgütler Suriye'nin güneyinde güçlenemedi. Militanlar sürekli Türkiye'ye girip çıkabiliyor" diye iddialarını sıralıyor.

 

Türkiye'nin endişeleri

 

Nüfusunun büyük bölümü Müslüman olan Türkiye, ABD'nin IŞİD'e karşı geliştirdiği plan içerisinde kilit öneme sahip.

Hem Suriye hem de Irak ile sınırı bulunan Türkiye'de çok sayıda Amerikan üssü var ve ülkenin ordusu da NATO'da en büyük ikinci ordu.


Ancak IŞİD'in Türk diplomatları rehin tutması Ankara'nın 'misilleme' endişesiyle hassas dengeleri gözetmesine neden oluyor. Hükümet Suriye'den gelen mültecileri de azaltma amacında.

Ayrıca IŞİD'e karşı çarpışan Kürtlere verilen silahların PKK'nın eline geçeceği yönünde endişeler de var.

Tüm bu çekinceleri göz önüne alan Ankara'daki yetkililer IŞİD'e karşı yürütülecek olan askeri operasyonlara katılmama ve topraklarındaki askeri üsleri de kullandırmama kararı aldı

Ancak Türkiye insani yardım konusunda önemli bir rol üstlenmeye hazır ve bu destek Batının oluşturacağı koalisyon için çok önemli.

Sınırdan ayrılmaya başlamışken Suriye tarafında ağır silahlarla dolu bir kamyon görüyoruz. Kamyon Nusra cephesi militanlarını taşıyor.

Aracımız hızla askeri birliğe dönmek üzere manevra yaparken sınırın öte tarafındaki kamyon ağaçların arasında gözden kayboluyor.

Bu karşılaşma tehlikenin ne kadar yakında olduğunu da net biçimde gösteriyor. Batı bu tehditle yüzleşme konusunda Türkiye'ye güveniyor.