Dünya
Deutsche Welle

Türkiye-Almanya: Yeni kriz kapıda mı?

Federal hükümetin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın G20 programı dışında Almanya'da konuşma yapmasına izin verilmeyeceğini açıklaması yeni bir kriz endişesi doğurdu. Uzmanlar, neler yaşanabileceğini DW Türkçe'ye değerlendirdi.

01 Temmuz 2017 01:19

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Almanya'nın Hamburg kentinde 7/8 Temmuz tarihlerinde yapılacak G20 Zirvesi'ne katılmak üzere beraberindeki 250 kişilik heyetle birlikte gelecek hafta Almanya'ya gelmesi bekleniyor.

Zirve öncesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın G20 programı haricinde Almanya'da yaşayan Türklere seslenmek üzere bir etkinlik düzenleme isteğine Alman hükümetinin olumsuz yanıt vermesi iki ülke arasında tansiyonun bir kez daha yükselmesine neden oldu.

Almanya cuma günü aldığı kararla, yabancı hükümet temsilciliklerinin Almanya'daki seçim kampanyası etkinliklerinin seçimden 3 ay önce yasaklanması kararı alırken, düzenlenecek etkinliklerin de Federal hükümetin iznine tabi olması kararı aldı.

Gabriel: Anayasa mahkemesi kararı var

Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel dün Moskova'da yaptığı açıklamada, "Türkiye'ye böyle bir etkinliğin düzenlenmesinin mümkün olmadığını ilettik. Bununla ilgili Anayasa Mahkemesi kararı bulunuyor" dedi.

Bakan, Almanya'nın sözlü nota ile 'bu tür bir etkinliğin düzenlenmesine izin verilmeyeceğini' Türkiye'ye bildirildiğini açıkladı.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ise Almanya makamlarının miting yapma talebine olumsuz yanıt vermesini eleştirerek, "Avrupa ile ilişkilerimizde tüm olumsuzluklara rağmen yapıcı bir tavır izleyen Sayın Cumhurbaşkanımızın yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızla buluşmasının sudan sebeplerle engellemeye çalışılması, dostluk ve müttefiklik ilişkileriyle de bağdaşmaz" dedi.

"Krizlere neden olabilir"

Peki, Alman hükümetinin olası bir mitingi engelleme yetkisi bulunuyor mu? DW Türkçe'nin sorularını yanıtlayan ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Hüseyin Bağcı, "G20 Zirvesi uluslararası bir zirve ve planlanmış bir program vardır. Alman hükümeti müsaade etmediği müddetçe Türkiye Cumhurbaşkanı'nın konuşması söz konusu değildir, konuşmaya kalktığı anda da problem çıkacaktır" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Almanya'da konuşma girişiminde bulunmasının 'krizlere neden olabilecek olaylardan biri' olduğuna dikkat çeken Bağcı, "Bu Almanya'ya yapılan resmi bir ziyaret değildir. O nedenle Alman hükümetinin buradaki tavrı uluslararası hukuk çerçevesinde haklıdır, Türkiye Cumhurbaşkanı'na konuşma izni verip vermemesi onların kendi yetkileri dahilindedir" değerlendirmesinde bulundu.

Alman kamu ve idari hukuk uzmanı Prof. Hans-Peter Schneider ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın istediği takdirde diplomatik temsilciliklerde konuşma yapabileceğini, bunun engellenemeyeceğini söyledi.

Prof. Schneider, DW'ye açıklamasında, "Konsolosluğun balkonuna çıkıp vatandaşlara seslenmesine kimse engel olamaz. Tabii ki bu öncesinde duyurulacaktır. Böyle bir durumda, onu dinlemeye gelen Türk vatandaşlarının bir toplantı düzenleyip düzenlemediği tartışılır. Teoride toplantı yasağı uygulamak mümkün olabilir ama böyle bir yasak da ancak toplantının şiddet olaylarına sahne olacağı şeklinde gerekçelendirilebilir. Böyle bir şey söz konusu olamaz" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan son olarak Almanya'da 2015 yılının mayıs ayında Karlsruhe kentinde konuşma yapmıştı. Bu miting, aynı zamanda Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı sıfatıyla Almanya'da düzenlendiği ilk mitingdi. G20'ye katılmak üzere Almanya'ya gelecek olan Erdoğan'ın konuşma yapabilmesi için başlatılan salon arayışına çeşitli kentlerdeki salonlardan olumsuz yanıt verilmişti.

Anayasa mahkemesi kararı

Miting gerginliği iki ülke arasında 16 Nisan anayasa referandumundan bu yana gündeme geliyor. Çeşitli Türk bakanların 16 Nisan anayasa referandumu öncesinde Almanya'da düzenlemek istediği mitingelerin güvenlik gerekçesiyle iptal edilmesi iki ülke arasında gerginliği tırmandıran gelişmelerden biri oldu.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, salon bulunamaması üzerine Mart ayında Hamburg Konsolosluğu'nun bahçesinde vatandaşlara seslenmişti.

Mart ayında Almanya'da Başbakan Binali Yıldırım'ın Oberhausen kentinde miting düzenlemesinin engellenmesi amacıyla bir vatandaş Federal Anayasa Mahkemesi'ne başvuruda bulunmuştu.

Başvuruyu kabul etmeyen mahkeme, yabancı devlet ve hükümet temsilcilerinin Almanya'ya ziyareti ve burada etkinlik düzenlemesine ilişkin görüşünü açıklamıştı. Yüksek Mahkeme, yabancı devlet ve hükümet temsilcilerinin ne anayasaya ne de devletler hukukuna göre Almanya'ya ziyarette bulunma ve burada miting düzenleme hakkı olduğunu, bu konudaki yetkinin sadece hükümette olduğunu bildirmişti. Mahkeme, yabancı politikacıların 'temel haklarla' gerekçelendirme yapamayacağına dikkat çekmişti.

© Deutsche Welle Türkçe

Başak Özay

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle