Gazeteci Murat Bardakçı, bir Türk Tarih Kurumu (TTK) yetkilisinin 1915’te verilen tehcir kararı sonrasında tutulan sevk defterlerini Osmanlı arşivlerinden alarak, başka bir kurumun arşivinde sakladığını söyledi. Bardakçı’ya göre, bu iş, resmî bir kararla ilgili değil, bireysel işgüzarlığın sonucu. TTK’nın değişen yönetimi bile, bu belgelerin nerede olduğunu şu an bilmiyor.
Talat Paşa’nın özel arşivindeki Ermeni meselesine dair belgeleri ve özel yazışmalarını içeren ‘Talat Paşa’nın Evrak-ı Metrukesi’ ve önde gelen İttihatçı liderlerin kendi aralarındaki mektuplarının yer aldığı ‘İttihatçı’nın Sandığı’ kitaplarını yayımlayan Bardakçı, devlet yetkililerinin her fırsatta açık dediği Osmanlı arşivlerine dair önemli açıklamalarda bulundu. Agos’tan Emre Can Dağlıoğlu’nun haberine göre, Bardakçı, bir TTK yetkilisinin 1915’te verilen tehcir kararı sonrasında tutulan sevk defterlerini Osmanlı arşivlerinden alarak, başka bir kurumun arşivinde sakladığını söyledi. Bardakçı’ya göre, bu iş, resmî bir kararla ilgili değil, bireysel işgüzarlığın sonucu. TTK’nın değişen yönetimi bile, bu belgelerin nerede olduğunu şu an bilmiyor. Bardakçı, aynı zamanda ‘emval-i metruke kayıtları’nın da söz konusu sevk defterleriyle birlikte olduğunu tahmin ettiğini, eğer iyi bir araştırma yapılırsa tüm bu belgelerin ortaya çıkabileceğini iddia etti.
Sevk defterleri
Bardakçı’nın sözünü ettiği sevk defterleri, 1915’te tehcire tabi tutulan Ermenilerin sayısının, isimlerinin, hangi bölgeden sevk edildiklerinin kayıt altına alındığı listeler. Merkez yönetimin emri doğrultusunda, tehcir sürecini yürüten yerel yöneticiler tarafından yerleşim yerlerinden çıkarılan Ermenilerin kaydı tutularak, gönderildikleri yerde bu kaydın kontrolü ve yenilenmesiyle sevkiyat yapılıyordu. Emval-i metruke defterlerinde ise, sürülen Ermenilerin hangi mallarına el konulduğu, adresi, malın adedi ya da cinsine dair ayrıntılı bilgilerin yanı sıra Ermenilerden boşaltılan yerlere yerleştirilen muhacirlerin ya da malların devredildiği kurum ve kişilerin bilgileri yer alıyor. Bardakçı, tüm yerleşim yerlerine ait olmasa da önemli sayıda sevk ve emval-i metruke defterinin hâlihazırda arşivde bulunduğuna dikkat çekiyor. Bardakçı’ya, emval-i metruke kayıtlarının sevk defterleriyle birlikte bulunabileceğini düşündürten şey ise, sevkiyat ile birlikte emval-i metrukenin tasnif ve tanzim görevinin İskan-ı Aşair ve Muhacirin Müdüriyeti’ne verilmiş olması.
Taner Akçam: ‘Bu defterler sayesinde
çok önemli bilgilere ulaşabiliriz’
Tarihçi Taner Akçam, Murat Bardakçı’nın iddialarını yorumladı:
“Bahsi geçen ‘sevk defterleri’, eğer her kasaba ve vilayetten sevk edilen Ermenilerin kayıt edildiği defterler ise, bunun öneminin altı ne kadar çizilse azdır. Çünkü bu defterler sayesinde, imha rakamları başta olmak üzere, pek çok bilgiye ulaşılabilir. Şöyle ki, gerek 1919 yılı ile birlikte İstanbul’da başlayan İttihat ve Terakki yargılanmaları sırasında, gerekse Osmanlı arşivindeki bazı belgelerden anladığımız ‘normal’ sevkiyatın bu belgelere göre yapılması gerekiyor. İstanbul Divan-ı Harb-i Örfi makamı, duruşmalar sırasında, bu belgelere ulaşmak için girişimde bulunuyor ve nerede olduklarını soruyor. Bildiğimiz kadarıyla, o yıllarda herhangi bir belge mahkemeye intikal etmiyor. Sevklerin hedef yeri olarak tespit edilmiş yerlerde de benzer defterlerin tutulmuş olması lazım.
Şimdi diyelim ki, Zeytun’dan sürgün edilmiş ve Halep’e ulaşmış 50 ailenin isim ve sayıları elimizde ise, Zeytun’dan kaç ailenin yola çıkartıldığının da bilinmesi gerekir. Aradaki farklar, bize imhalar konusunda detaylı bilgi verebilir. Söyleyebileceğim son söz, TTK’nın şanına uygun davrandığıdır. Şunu da sormak lazım elbette: Neden sevk defterleri ile birlikte emval-i metruke defterleri arşivlerden toplatılıp başka yerlere saklandı?”